Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu, Bartın’a geldi.
Bartın’da bir otelde düzenlenen toplantıya Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez ile heyet üyeleri Yıldıray Oğur, Fatma Benli, Bendevi Palandöken ve Vedat Bilgin’in yanı sıra Bartın’daki sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. Toplantı öncesi ismi listede olanlar içeri alınırken, listede ismi olmadığı gerekçesiyle Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen üyeleri içeriye alınmadı.
Toplantıda konuşan Heyet Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, “30 yıldır uyguladığımız yöntemler var. Hükümet sorunun çözümü noktasında farklı çözüm yollarına girildi. İşte hükümet silahların susarak, çözüme kavuşmasını söyledi. Tabi bu sürece destek verenler de var, vermeyenler de var. Bize akil insanlar deniliyor ama biz bunu çok şık bulmuyoruz. Hükümetin almış olduğu karar neticesinde hepimizin ortak noktası silahların susmasıdır. İşte biz bunun için sizlerle beraberiz. Özellikle şehitlerimiz nedeniyle konu çok hassas, bu süreci değerlendirirken hassas bir dil kullanmak gerekir. Bu sürece destek verenler olarak bu süreç başladıktan sonra yine eskisi gibi şehitlerimize bakıyoruz. Onlar bedel ödeyen insanlardır. Mümkün olduğunca şehit ailelerini veya derneklerini buraya çağırmıyoruz. Onların ayağına giderek sorunlarını dinliyoruz ve hükümete aktaracağız. Süreç başladıktan sonraki zamanda karşımızda bir terör örgütü vardır. Kesinlikle hesaplaşma gibi yaklaşmıyoruz. Birlikte yaşamanın formülünü bulmamız gerekir. Bu süreçte bölünmez bütünlük konusunda herhangi bir endişe duymuyorum” dedi.
“MUTLU OLMAYI BİLMEMİZ GEREKİR”
Heyet üyesi Bendevi Palandöken ise, “Hiçbir siyasi parti ile dirsek temasımız yok. Ben 20 milyon üyesine yaklaşan bir esnaf sanatkarların başkanıyım. Ben niye sürece katıldım. Bizim konumumuz siyaset üstü, ben de sizin gibi süreç hakkında elimizi taşın altına koyalım. En çok sıkıntı çeken esnaf sanatkar değil mi? Dükkanı yağmalanan bizim esnafımızdı. Herkes sabah otobüse binerken evlerinden helalleşerek çıkıyor, nerede ne bomba patlayacak diye. İşte bunların sonra ermesi için bu sürece katkı veriyoruz. İnşallah hepimiz, kan ve her şey durur. Okuyan kısa dönem askerlik yapanlar ne olacak diyoruz. Öbür taraftan okumayanlar, çocuklarımız askere gittiği zaman ne olacak diyoruz. Yani hep biz kaybediyoruz ama maalesef son birkaç yıldır büyüyerek gelişen bir çatışma ortamına bizi ittiler. Onun için birlikte yaşayarak mutlu olmayı bilmemiz gerekir” diye konuştu.
Heyet üyesi Yıldıray Oğur da, "Dışarıdaki protestolar bile çok demokratik. Hiç yumurta yemedik. Ve bu sürecin sonunda bizde evliya olabiliriz. Ama şimdi sürecin işlemesi için bütün bölgelerde heyetler var. Bizler şehit ailelerinin evlerine de gidiyoruz. Hiç ikna etmeye gerekte duymuyoruz. Sadece teselli ediyoruz. Bu 91 günlük çalışmamızda bizim amacımız artık gençlerimizin hayatını kaybetmemesidir. 91 yılındaki hükümetlerde bu sürece çözüm sağlamak için bir şekilde çalışma yaptılar. Bunların hepsi bölücülük, parçalanacağız diye süreç durduruldu. Neden bu süreç başlatıldı? Türkiye belirli bir olgunluk noktasına geldi. Bir askeri vesayet konusu vardı. Artık bu meseleler Kürtçe meseleler, Kürtçe televizyonlar kurulduktan sonra bakıldı ki ülke bölünmedi. Artık öyle bir noktaya gelindi ki, silahlı mücadeleyle bir yere gelinemeyeceği anlaşıldı. Türkiye bu 30 yılda bölünmedi. Türkler ve Kürtler birlikte yaşamaya devam etti. Bu kadar çatışmanın olduğu bir ülke bölünmediyse artık, barış sürecinde bu ülke bölünmez” şeklinde konuştu. Daha sonra katılımcılar soru görüş ve önerilerini sundular.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz