İşte o açıklamalar:
**Can Paker:** "Şu an söylenecek çok bir şey yok. Daha yeni başlıyor. Sahaya çıkmadan sürecin ne olacağını bilemezsiniz. Olayın daha çok başındayız. Habercilere verecek çok bir şeyimiz yok."
[
****](https://www.mynet.com/yeni-turkiye-cabasi-icinde-degiliz-110100687404)
**İzzettin Doğan (Cem Vakfı Genel Başkanı):** "Çalışma Komisyon'un süresi bir aydı ama bu sürenin uzatılması teklifi geldi. Başbakan da bunu iki aya çıkardı."
**Doğu Ergil:** "Sanatçılar gazeteler nasıl davranmalı, hangi dili kullanmalı konuları tartışıldı."
**Oral Çalışlar:** Böyle bir teklifi memnuniyetle kabul ettim. Türkiye’nin kaderini ve geleceğini değiştirmek adına bir şeyler yapmak isteyen biri olarak memnunum. Çözüm sürecini samimi olarak destekleyen ve isteyen insanlar var listede. Bütün isimler çözüm sürecini destekliyor.
**Etyen Mahçupyan:** "Hükümetin dizayn ettiği bir proje ve sivil toplumun yardımını istediği bir proje. Sürecin başarılı olmasını ve bu hükümetin de bu süreçte başarılı olmasını istiyorum. Vatandaş olarak elimden geleni yapacağım."
**Hülya Koçyiğit:** "Ben de bir anneyim. Annelerin gözyaşlarının dinmesi için burdaydık."
**Muhsin Kızılkaya (Yazar):** "Başbakan bize bir şey dikte ettirmedi. Bunları yapın demedi. Bu bir hükümet inisiyatif ile oluşturulmuş bir heyet ama çalışma usullerini heyetin kendisi belirleyecek. Her bölgenin grubu kendi arasında toplantılar yapacak. Bir aylık bir süre için ön görülmüş bir komisyondu süreyi iki aya çıkardılar. İki ay sonunda rapor oluşturulacak. Yüzde 50 üzerinde bir destek var. Bunu 60a çıkarmanın yollarını arayacak heyet.
Gurur verici. Türkiye’nin 30 yıldır süren korkunç bir kanlı çatışmanın sonunun getirilmesinde bir katkımızın olması çok güzel bir şey. Öteden beri barışın özlemi içinde olan biriydim. Bunu insanlara daha çok anlatmaya çalışacağım. Elimden geleni yapacağım. "
**Mithat Sancar (Yazar) :** Son derece verimli açık bir toplantı oldu.Soruların açıkça sorulduğu bir ortamdı.
Kurumun çalışma yöntemleri ve işlevleri yetkileri konusunda da sorular soruldu. Onlar Başbakan ve Bakanlar tarafından cevaplandı. Bence durumun netleşmesi ve belirginleşmesi açısından çok faydalı bir toplantı oldu.
Nasıl çalışacak, ne yapacak soruları vardır bunların birçok kısmının temelsiz olduğu bir toplantı oldu.
Barış Sürecine katkı sunmak. Bu heyetlerin kendilerine bırakıldı çalışma süreci. Bunlar bizim önerilerimizdir denildi. Dayatma söz konusu olamaz. Çalışma yollarınızı kendiniz belirleyeceksiniz denildi. Heyetlerin, grupların kendilerine çok geniş bir inisiyatif bırakılıyor. Lojistik hizmetleri eksiksiz hükümet tarafından karşılanacak.
**Sibel Eraslan (Yazar) :** Gruplar belirlendi ben Doğu Anadolu grubundayım. Her bölgede 9 kişi var. Genel olarak sivil toplantı örgütlerinden gelen arkadaşlarımız var. Öğretim üyeleri, sanatçılar , gazeteciler var. Türkiye’de birçok akil insan olduğunu söyledi. Bütün herkesin bu sürece katılmasını talep ediyoruz denildi.
Başbakanımız size şu konferansı yapın bu konuyu konuşun demeyeceğiz dedi. Doğu Anadolu Bölgesi’nde 15 vilayet var. Sivil toplum örgütlerini, üniversiteleri, insanları elimizden geldikçe ziyaret etmeye başlayacağız. Yarından sonra Urfa’da olacağım. Bu ziyaretlerimizi bu kucaklaşma, toplum ile bir araya gelme selamlaşma, helalleşmeyi yapacağız. Gittiğimiz bölgelerden elde ettiğimiz sorular ve taleplerin aktarılmasında yardımcı olacağız.
**Ali Bayramoğlu (Yazar):** "İyi bir toplantıydı. Ne yapılacağı ile ilgili başbakan açıklamalarda bulundu. Katılanlarda bu işin metedolojisini nasıl bir çalışma olacağına dair sorular sordular.
Ne şekilde çalışılacağına dair grupların kendisinin karar vereceği konuşuldu. Barış fikrini topluma nasıl anlatılacağı konuşuldu. "
**Kezban Hatemi (Akademisyen):** "Bu ülkede sivil toplum örgütü gerçek anlamda batılı anlamda yok. İki defa oldu birincisi deprem sırasında oldu. Bir de bu hükümetin birinci döneminde savaşa karşı hayır platformu oluşturmuştuk. STK’lar mahalle STK'larına döndü maalesef.
Gönül isterdiki STK'lar bu süreçte yer alsın. Böyle bir kurum maalesef yok. Bu isimler arasında devlete dahil bir şey görmüyorum. Bağımsız olarak aktivisitiz hepimiz.
Kıstaslar ve yöntemler konuşuldu. Kıstasların çok titizlikle seçildiği hakkında bilgi verildi. Kıstas olarak akil, cesur, idealist ve barış isteyenleri seçtik dedi. Vurgusu önemliydi. Halkın ihtiyaç ve beklentilerinin sivil toplum örgütleri tarafından toplumun beklentililerinin tespitini istedi.
Bölgelerdeki sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek bilgi alınmasını istedi. Karşılıklı diyalogla aydınlatma ve aydınlanma toplantıları yapılmasını istedi. Toplumda vurguladığı önemli bir sözü vardı “Toplumsal algı değişimi ve sosyal değişimin resterasyonu” bunda doğru kararlar alınması gerektiğini söyledi.
Yapmış olduğu araştırmaya göre bölgelere ayırdıklarını söyledi. Bize usül, yöntem, metedoliji söylemedi. Yeni anayasa sürecindeki tutumunu söyledi. Bence çok önemli tarihi bir toplantı olduğu kanaatindeyim."
**Yücel Sayman (Akademisyen):** "Seçilen grup adına ne derseniz deyin, burada bizden istenen çözümde katkımızın bulunması. O çözüm fikrini topluma yaymak. Nasıl yapacağımız, çerçevesinin nasıl olacağına karışılmayacak. Benim istediğim şey şu, şu an çatışma ortamı var. İki taraftan da insanlar ölüyor. İlk aşama silahların susması. Savaş olmaması. Siyasi programlar olarak bu mücadelenin yürütülmesi. Ben kendim silahların susmasından yanayım.
Ölümle mücadele ediyoruz bilimsel olarak. Savaşta ise insanlar ölüyor. Bu çelişkiyi kendi ülkemde yaşıyorum. Bunun düzelmesi için elimden geleni yaparım. Şu an iş silahtan siyasete geçilmesi. Benim için toplantı tatmin ediciydi. İşin bana kaldığına inanıyorum. Ben kendi adıma konuşuyorum. İyi bir şeyler yapıyorsak katkımız olur. İnisiyatif bende. "
**Ahmet Gündoğdu (Memur-Sen Genel Başkanı):** "Gerek hükümet gerekse katılımcıların yüzde yüz hem fikir olduğu bir toplantıydı. Çözüm önerilerinde çok farklılıklar vardı. Bu da normal. Türkiyenin çok farklı kesimleri bir araya gelmişti. Kandan kadavradan geçinenlerin yolunu kesmek. Deniz ülke Arıboğan ile beraberiz. Haftaya yine beraber geleceğiz. Demokrasi, demokratikleşme mücadelemiz devam ediyordu. Memur-Sen'e göre bakış farklı. Hülya Koçyiğit'in terör konusunda görüşleri farklı olabilir. Ama farklı olmayan bir şey var ki Türkiye kendi sorununu kendi çözmeli. "
**Lale Mansur (Sanatçı):** "Son derece kararlı görünüyor. Gerçekten bir barış olması için, gerçekten kanın durması için son derece kararlılar. Bildiğiniz gibi 7 bölge var, 9'ar kişiden oluşur. Biz tamamıyla serbesttiz. Kimle, nerede görüşeceğiz, nasıl toplantı yapacağız konusunda hiçbir öneri yok. Gruplar kendileri belirleyecek.
Kısa bir süreç değil. Bir çok provokasyona açık. Böyle bir ortamda çalışacağız. Önemli olan barışın önemini, gerekliliğini, artık bu kanın durması gerektiğini anlatmamızı bekliyorlar. Her bölgede kimin ne düşündüğünü, ne istediklerini, endişelerini iletmemizi bekliyorlar."
[güncel haberler](https://www.mynet.com/guncel-haberler)
[güncel haberler](https://www.mynet.com/guncel-haberler)