Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni yapacak firmanın ÇED raporu olmadan arazi çalışmalarına başladığı iddiaları TBMM gündemine taşındı. CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, “Türkiye hukuk devleti ise herkes kanunlara uymak zorundadır” dedi.
CHP'li Seçer, Akkuyu Nükleer Güç Santrali A.Ş.’nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olmadan arazi çalışmalarına başladığına yönelik iddiaları TBMM gündemine taşıdı. Seçer, yapılacak nükleer santralle ilgili halen ÇED sürecinin devam ettiğini ve ÇED raporu henüz onaylanmadan santralin yapımını üstlenen firmanın faaliyetlere başladığı iddialarını, verdiği soru önergesi ile Meclis gündemine getirdi. Seçer, “Türkiye hukuk devleti ise herkes kanunlara uymak zorundadır. Kanunun amir hükmü neyse o yerine getirilmelidir. Aksi bir tutum hukuk devletine yakışan bir durum değildir. Her isteyen istediği gibi hareket edemez” dedi. Mersin halkının nükleer santral istemediğini savunan Seçer, bu konuda referanduma gidilmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağını söyledi.
Seçer, kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve diğer temsilcilerden oluşan İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenecek olan ÇED raporunun, 9 Temmuz’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teslim edildiğinin Akkuyu NGS şirketi tarafından açıklanmasına rağmen ÇED Genel Müdürlüğü ile Mersin Çevre İl Müdürlüğü’nün bu konuda henüz resmi bir açıklamada bulunmadığını kaydetti.
Önergesinde bu konuya da işaret eden Seçer, Bakan Erdoğan Bayraktar’a şu soruları sordu:
“NGS şirketinin ‘raporu verdik’ açıklamasının üzerinden günler geçmesine karşın ne ÇED Genel Müdürlüğü ne de Mersin Çevre İl Müdürlüğü’nün bir açıklama yapmamasının gerekçesi nedir? 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 10. maddesinde; ‘gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, ÇED raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. ÇED Olumlu Kararı veya ÇED Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez. Proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez’ ve yine aynı kanunun 20. maddesi (e) bendinde, ‘ÇED sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere yapılan proje bedelinin yüzde ikisi oranında idari para cezası verilir. Cezaya konu olan durumlarda yatırımcı faaliyet alanını eski hale getirmekle yükümlüdür’ hükümleri yer almaktadır. Bu çerçevede önergenin yanıtlandığı tarihe kadar olan dönemde sözü edilen nükleer santral alanı içerisinde faaliyet yapıldığı iddiaları sıkça dile getirilmektedir. Sözü edilen iddia doğru mudur? Doğru ise hangi faaliyetler yapılmış, bunun için kaç ağaç kesilmiştir? Kanunun amir hükmü yerine getirilmiş ve idari para cezası verilmiş midir? ÇED kararı alınmadan sözü edilen alan içerisinde, kamuoyunda dile getirilen faaliyetlere kim ya da kimler tarafından hangi mevzuat uyarınca izin verilmiştir? Faaliyetlerle ilgili yasal işlem tesis etmeyen kamu görevlilerinin yasal ve cezai sorumluluğu bulunmamakta mıdır? Konu Bakanlığınız bünyesinde bir soruşturma konusu olmuş mudur veya konuyla alakalı olarak kamu davası açılmış mıdır? Gelinen son aşama nedir? Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli ne kadardır? Güneş enerjisi potansiyelinin hayata geçirilmesi halinde kurulması planlanan nükleer santralin toplam gücünün kaç katı eş değerinde enerji üretilmesi söz konusudur? İhale edilen nükleer santrallerin kapasitesinde kurulabilecek 1 rüzgar veya güneş enerjisi santralinin maliyeti ne kadar olacaktır?”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz