Gezi Parkı eylemleri başladıktan sonra Tayyip Erdoğan yaptığı bir konuşmada; ‘Ben gençlere sesleniyorum, bu ülkenin başbakanı bazı lobilerin başbakanı değildir’ dedi. Oysa o dönem hiç kimse ‘başbakan bazı lobilerin başbakanıdır’ tarzında bir iddiada bulunmamıştı. Gezi Parkı ile ilgili beklenen konuşma, bu sefer de bazı lobilere kaydı. ‘Kim bu bazı lobiler’ hala net olarak açıklanmadı. Daha sonra ise aşağıdaki lobi çıktı ortaya.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, o tarihlerde yaptığı, "Tarih: 12 Şubat 2013 Moderatör: Michael Rubin" başlıklı haberinde Gezi Parkı direnişinin arkasında Yahudi Lobisinin olduğunu iddia etmişti. Michael Rubin’in cevabı ise gerçekten ders niteliğindeydi; "Pazar günleri bankaları kontrol ederiz. Pazartesi basını. Salı günleri yeni terör saldırıları düzenleyip suçu nasıl El Kaide'ya atabileceğimizi düşünmekle geçer. Çarşamba günleri George Soros ile toplanıp faizleri tartışırız. Perşembeleri korkunç olaylar planlayıp yaptıklarımızdan kimsenin haberi olmasın diye uluslararası basına yemek pişirime programları yayınlamalarını emrederiz. Cuma günleri Hıristiyan çocukları tuzağa düşürüp, kanlarıyla hamursuz yaparız. Cumartesileri de, bu kadar yorgunluktan sonra dinleniriz. Şaka bir yana, Yeni Şafak'ın bu tip yazıları Türkiye'nin imajını zedeliyor."
Telefon görüşmelerindeki ses kayıtlarının yayınlanmasının ardından, bir çok AKP’li bakanında aralarında bulunduğu yolsuzluk iddiaları ile ilgili soruşturma başlatılmıştı ve konu ile ilgili AKP’den net bilgi bekleniyordu. Recep Tayyip Erdoğan ise o dönem yaptığı bir konuşmasında oldukça farklı bir açıklama yaptı. ‘Virüs vücuda girmiş, sinsi bir şekilde yayılmış. Ancak bu bünye kendisini sinsi virüslere karşı teslim edecek kadar zayıf bir bünye değildir’. Bu açıklamanın 700 Bin TL’lik saatle olan alakası hala anlaşılmadı. Ayrıca konuşmasına şöyle devam etti;
'Haşhaşiler denilen örgütün devlet bünyesini nasıl ele almaya çalıştığını gördük. Bizim devletimiz böyle sızıntılara geçit vermedi, vermeyecektir.’ 1090 yılında, yani sadece saltanat ile yönetilen bir dünyadan haşhaşi örneği vererek yolsuzluklarla ilgili savunma yapılmaması da, halk tarafından sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık Operasyonları'na dair açıklamalarında yolsuzluk ve soruşturma içeriği hakkında yine net bir bilgi vermedi. Bu sefer de ‘Faiz Lobisi’ ile tanıştık: "Amaç Türkiye'yi geçmişte defalarca yaptıkları gibi, yeniden *faiz lobisi**ne* *teslim olmaya zorlamaktı.**"* Ayakkabı kutularına saklanan paralarla faiz lobisi ne ilgisi olduğu merak konusu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, gazetecilerin gündemle ilgili sorularına, "Bizim, milli birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya yönelik ucu nerede olduğu belli olmayan hep böyle dış mihrakların Türkiye üzerinde oynadığı oyunların bir parçası olduğu aşikar" dedi. Böylelikle kim olduğu belli olmayan ama Türkiye üzerinde bir çok oyun oynayan dış mihraklarla da tanıştık. Dış mihraklar var ve bu dış mihraklar Türkiye üzerinde oyun oynuyorlar, ancak kim oldukları bilinmiyor?
Kime göre paralel ilerliyor, kimin paraleli ve kim bu parelel yapı? Peki, bu paralelin diğer paraleli kim? ‘Paraları sıfırla’ konuşmaları ile nasıl bir alakası var?