HABER

'AKP kumarla yüzleşmeye hazır mı?'

Hasip Kaplan, AK Parti Hükûmeti kumarla yüzleşmeye hazır mı? diye sordu.

'AKP kumarla yüzleşmeye hazır mı?'

ANKARA(ANKA) - Meclis Genel Kurulu'nda alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde tutanaklara şu konuşmalar yansıdı:

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan: AK Parti Hükûmeti, kendi yaşam tarzını, alkol ve zararlı maddeler üzerinden her alana yayıyor.

İlla da zararlı şeylerle uğraşmak istiyorsanız size birkaç öneride daha bulunmak istiyorum: Türkiye'de 100 bin seks işçisinin, 56 resmî genelevin olduğu istatistiki rakamlarla ortaya çıkmış.

Şimdi kumar sektörüne bir bakalım. Kumar oynatmada Türkiye tam 3'üncü sıradadır. Böyle bir rekoru olduğunu biliyor muydunuz? 3'üncü sıradayız. Millî Piyango, Toto, Loto, Sayısal, at yarışları, offshore, yarış, İnternet üzeri sanal POS Miktarlar çok uçuk, milyon dolarlar. Kumar, bahis oynayanların sayısı, 1,5 milyon yurttaşımız oynuyor. 5 milyar dolar bunun rakamları. Buradan da geçelim şimdi. AK Parti Hükûmeti kumarla yüzleşmeye hazır mı?

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi:Bu teklif ise alkollü içkilerin tanıtımını tamamen yasaklamaktadır. Hiç kimse inançlarıyla diğer uygulamaları birbirine karıştırmasın. Bir insan inancı gereği içki içmeyebilir. İslam dini alkollü içkiyi haram sayar, günahtır ama devlet günah kavramından hareketle bir yasal düzenleme yapamaz. Devlet alkollü içki kullanımının, aşırı alkollü içki kullanımının veya alkol bağımlılığının insan sağlığına vereceği zararı bireylere, vatandaşlarına anlatmakla görevlidir.

-"BAŞBAKAN ULUDUR, MİLLET ONUN KULUDUR ANLAYIŞI TOPLUMA DAYATTIRILIYOR"-

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam: "Meyhaneleri mi savunuyorsunuz, gençliği alkolle zehirlemeye mi çalışıyorsunuz, halkın sağlığını hiçe mi sayıyorsun?" diyorsunuz belki şimdi bana. Ama biz bu söylemlere pabuç bırakmayacağız. Evet, meyhaneleri ve içkiyi savunuyorum çünkü içki sadece içki değildir. Dünyevi olandan haz alan, onu sanatsal yaratıcılığa dönüştüren, kadın-erkek eşit düzlemde toplumsallaşmayı, kadınla erkeğin her alanda birlikteliğini ön gören, rengarenk, cıvıl cıvıl, çok sesli yaratıcılığa açık bir yaşam kültürünün parçasıdır. Benim de dâhil olduğum bu yaşam kültüründe tabii ki isteyen içer, isteyen içmez, bu kişisel bir tercihtir.

Özellikle Başbakan Erdoğan'da belirginleşen bu yeni toplum mühendisliği ve vesayet anlayışı -Başbakan Erdoğan toplumu güdülmesi gereken sürü, kendini de bu sürüden sorumlu başkan veya çoban gören bir anlayışta- "Çağdaş devlet yönetimi", "paylaşımcı demokrasi", "inanç özgürlüğü", "başkalarının yaşam biçimlerine saygı" gibi kavramlarla alakası olmayan, dinî muhafazakârlığın imam anlayışı, padişahların kulluk anlayışıdır. Padişah, başkan, tabii ki bizim iyiliğimizi gözeterek bize nasıl yaşamamız, nasıl düşünmemiz, nasıl davranmamız gerektiğini vaaz edecektir; en doğru inanç, en doğru yol onunkidir, herkesin bu yolu izlemesi gerekir! Nasıl yaşayacağımıza, bizlere neyin yararlı, neyin zararlı olduğuna, kadının kaç çocuk doğurması gerektiğine, nasıl davranmamız gerektiğine, ne yiyip içeceğimize karar veren odur! Kısacası, "Başbakan uludur, millet onun kuludur." anlayışı topluma dayattırılıyor ve egemen kılınıyor. Buna şiddetle karşıyız.

Tüm haberler

En Çok Aranan Haberler