AKP İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit Ergenekon iddianamesinde yer alan ve Veli Küçük'ün bilgisayarından çıkan Ergenekon sanığı Ümit Oğuztan'ın Alevi raporuna sert tepki gösterdi.
Rapordaki iddiaları mantık dışı ve deli saçması olarak nitelendiren Yiğit "İddianemede '13.Kabile' dosyasında ifade edilen Alevilerin Yahudilerin kayıp kabilesi olduğunu ortaya sürenler, tarihi okumaktan yoksun, inançlara saygısı olmayan birer zavallıdırlar" dedi.
Yiğit Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Ergenekon iddianamesindeki Veli Küçük'ün bilgisayarından çıkan Ergenekon sanığı Ümit Oğuztan'ın 29 Mayıs 2000 tarihli Alevi raporuna tepki gösterdi. Raporda Alevi toplumuna yönelik akla hayale sığmayacak, birlik ve beraberliğe kast eden ifadeler yer aldığını kaydeden Yiğit, "Alevi toplumunun kökeninden başlayan iftira silsilesi en son Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatına kastedilmesine kadar sürdürülmüştür" dedi. Medyaya yansıyan raporda, Aleviliğin kökenleri hakkında çeşitli iddialarda bulunulduğunu belirten Yiğit şöyle konuştu:
"Bin 400 yıllık geçmişi olan Alevilik, Tevrat'ta Kayıp Kabile olarak da anılan 13. Kabile olarak tanımlanmıştır. Ehl-i Beyt soyundan gelen Alevilik hangi mantıkla 13. kabileye bağlanmış anlamak mümkün değil. Musevi inancına saygımız sonsuz ancak Alevi inancıyla Musevi inancını birbirine benzetmek için gösterilen çaba boştur. Alevileri, dedelerinin kıyafetiyle, saç ve sakal şekilleriyle, ahlaki değerleriyle Musevileri benzeştirmek tamamen mantık dışıdır."
-"ALEVİLERE İFTİRA ATILIYOR"-
Aleviliğin kökenlerinin Hazreti Muhammed'in soyundan, amcasının oğlu ve damadı Hazreti Ali'nin soyundan geldiğini bilmek için sadece okumanın yeterli olduğunu söyleyen Yiğit, Aleviliği İslam dışı göstererek, tarihteki kötü olayları Alevilere mal ederek nifak tohumlarının yeniden Türkiye'ye ekilmeye çalışıldığını savundu. Yiğit şunları kaydetti:
"Anadolu'da Alevi-Sünni ayrımı olmaksızın tüm insanların kalbine taht kuran iki gönül insanı Mevlana ve Hacı Bektaş Veli'yi mason olmakla suçlayacak kadar gözleri dönmüş bu insanların neye hizmet ettikleri açıkça görülmektedir. Bu belgede atılan itiraflar ve ayna dava sürecinde daha önce Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç'e yönelik suikast planlarının yine aynı davanın bir sanığının evinden çıkması, bu konunun üzerinde derin düşünülmesi gerektiğinin göstergesidir. Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi olaylarını gerçekleştiren eller yeni planlarını bu belge ile yazıya dökmüşlerdir."
-"ERGENEKON'UN AVUKATLIĞINA SOYUNANLAR İDDİANAMEDEKİ 13. KABİLE DOSYASINI OKUSUNLAR"-
Raporda Alevilere, Hizbullah gibi bir terör örgütünün militanları, terörün ana aktörü ve Ortadoğu'da Amerika'nın maşası olmak gibi bir çok iftira atıldığına dikkat çeken İbrahim Yiğit, raporda yazılanları ‘mantık dışı ve deli saçması' olarak değerlendirdi. Yiğit, "Gerek tarih bilgisinden, gerekse kültür birikiminden nasibini almamış bir kişinin aklına geleni yazmasında tek bir amaç vardır. Bu amaç ülkemizi kaosa sürüklemektir. Ergenekon çetesinin kirli ilişkileri, karanlık planları Susurluk sürecinde ve daha önceki yıllarda da biliyordu. Önemli olan Türkiye'nin genetik yapısına sızmış ‘çeteleşme' fikrinin temizlenmesi ve beslenme kaynaklarının kesilmesidir. Herkesin bağımsız yargıya intikal etmiş konulara saygı göstermesi ve sonucu beklemesi gerekir. İddianamede '13. Kabile' dosyasında ifade edilen Aleviler'in Yahudilerin kayıp kabilesi olduğunu ortaya sürenler, tarihi okumaktan yoksun, inançlara saygısı olmayan birer zavallıdırlar. Ergenekon çetesinin avukatlığına soyunanlara şunu hatırlatmak isterim; lütfen iddianamenin 13. kabile dosyasını okusunlar ki nasıl bir savunma yapacaklarını ona göre saptasınlar" diye konuştu.