ANKARA (İHA) - AK Parti, Anadolu'nun dört bir yanında çalışan kadın portrelerini biraraya getirdi.
Parti, nasırlaşmış elleriyle her gün tarlasını süren kadınlardan hayatını toplumsal önyargıları yıkmaya adayan akademisyen kadınlara, devletin yaptığı sosyal yardımlarla küçük de olsa üretim yaparak çalışıp evine ekmek götürmeye çalışan kadınlardan erkek egemenliğindeki iş dünyasında başarılarıyla adından söz ettiren kadınlara kadar Anadolu kadınının sesi duyurabilmek için özel bir çalışma yaptı. AK Parti'nin 'Türkiye Bülteni'nde yayınlanan çalışmada Anadolu'nun dört bir yanında çalışan kadınların gözüyle Türkiye'de kadın olmanın zorlukları anlatıldı. Çalışma kapsamında TÜBİTAK Başkanı Nüket Yetiş'ten ünlü modacı Dilek Hanif'e kadar çeşitli sektörlerde çalışan kadınlara sorular yöneltildi. Yöresel İşler El Emeği Merkezi sahibi Yasemin Bilici, sosyal bilgiler uzmanı olduğunu ancak işinde mutsuz olduğu gerekçesiyle 2003 yılından beri bayanlarla beraber Şanlıurfa'nın yöresel işi olan keçeciliği, ehram dokumayı ve dokuma sanatıyla uğraştığını kaydetti. Yapmış oldukları çalışmaları Şanlıurfa'da açılan kermeslerde, sergilerde satışa sunduklarını anlatan Bilici, birlikte çalıştığı bayanların hem aile bütçesine katkıda bulunduğunu hem okula gitmek isteyen çocuklarını okuttuğunu bildirdi. Bilici, kadının yaşadığı sorunların temelinde maddiyat geldiğinin de altını çizdi.
TÜBİTAK Başkanı Nüket Yetiş de, Türkiye'nin şu anda AB ortalamalarının çok üzerinde bir kadın gücüne sahip olduğunu ifade etti. Türkiye'de çalışan bilim adamları n ekadar fazla büyük buluşlara imza atabiliyorsa bilim kadınlarının da en az onlar kadar iyi başarılara imza attığına dikkati çeken Yetiş, "Biz çalışmalarımızı hiçbir ayrım yapmadan sürdürüyoruz. Birisini sırf hanım olduğu için tercih etmek veya bey olduğu için tercih etmemek gibi bir durumu asla ve asla uygulamadık. Herhangi bir problemle karşılaştığımda veya herhangib bir başarıyı elde ettiğimde 'acaba hanım olmamdan kaynaklanıyor olabilir mi?' diye hiç düşünmedim. Her zaman eşit şartlarda, eşit koşullarda çalışmalarımı yaptım" dedi. İlkokul mezunu olan Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Emine Dikici ise 2 çocuk annesi olduğunu ve 25 yıldır çiftçilik yaptığını bildirdi. Tecrübelerimi yeni sera sahiplerine aktarmak amacıyla kooperatif kurduğunu hatırlatarak, "Çalışmamız sırasında eşlerimizden çok büyük destek gördük. Saygı, sevgi çerçevesinde ilişkilerimizi yürütüyoruz. Çocuklarımız ve eşlerimiz her konuda yardım ediyor ve iş ağırlığımızı azaltıyor. Kadınlarımız neyle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar asla pes etmesinler. Sorunlarla mücadele ederek, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışsınlar" dedi. Diyarbakır'da mikrokredi üyesi olan Yüksel Sevim, 'kız çocuğu okuyup da ne olacak' zihniyetinden dolayı okula hiç gidemediğini belirtti. "Oysa okumayı ve öğretmen olmayı herşeyden çok istiyordum" diyen Yetiş, eşinin rahatsızlığı nedeniyle çalışmaya başladığını ve Mikrokredi Projesi kapsamında 500 YTL kredi aldığını ve pazarlarda pul biber satmaya başladığını açıkladı. Kazandığı parayla hem hasta olan eşinin tedavi masraflarını ödediğini, evinin giderlerini karşıladığını ve çocuklarına rahatlıkla okul harçlığı vermeye başladığını dile getiren Sevim, amacını da 'bir dükkan açıp, kahvaltılık ve baharat çeşitleri' satmak olarak açıklıyor. Sevim, "En büyük hayalim iki çocuğumu da okutup, onların iyi birer işleri olduğunu görmek. Ben okuyamadım ama çocuklarımı mutlaka okutacağım. Bugüne kadar çok sıkıntılar çektim ama tüm zorluklara rağmen pes etmeden mücadele ettiğim ve bir kadın olarak kendi çabalarımla hayata tutanabildiğim için kendimle gurur duyuyorum" dedi.
ÜNLÜ MODACI DİLEK HANİF'E GÖRE KADININ EN BÜYÜK SORUNU DAYAK AK Parti'nin 'Türkiye Kadın Olmak' çalışması kapsamında görüşlerini açıklayan ünlü modacı Dilek Hanif ise iş hayatının ilk dönemlerinde çok zorlu bir süreçten geçtiğini, sıkıntılı günlerinin olduğunu ancak hiç bir zaman yılmadığını vurguladı. İşini kurarken eşinden hiçbir destek almadığını ifade eden Hanif, şunları kaydetti:
"Bana göre kadın kendi başına var olabilir. Buna çok inandığım için koleksiyonlar hazırlarken de kadında güçlü bir kişilik imajını gündeme getirecek ve o silueti yaratacak tasarımları her zaman tercih ederim. Türkiye'de kadın sorunları içinde bence en önemlisi bu dayak problemi. Kendilerini yeterince güçlü hissetmedikleri için karşı koyamıyorlar ve sürekli eziliyorlar. Ayrıca hükümetin içinde çok daha fazla kadın olmasını arzu ederdim. Çünkü kadınların olduğu yerlerde problemlerin çok daha farklı şekilde çözülebileceğine inanıyorum. Kadının olaylara yaklaşımı çok farklı. Politikada da daha çok kadın olması gerekiyor. Bir erkek kadınları nereye kadar algılayabilir? Bir kadının problemini kadınlar daha iyi anlayıp, ne yaşadığını ne hissettiğini daha iyi anlatabilir".
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü öğretim üyesi Çiçek Derman da, çalışan kadınları 'erkekleşmemeleri' konusunda uyardı. Derman, "Kadınlar mesleklerini yaparken erkekleşmemeli, kadınlık zarafetini, nezaketini daima korumalı. Öz değerlerimizi bir tarafa bırakarak modernleşmenin karşısındayım" dedi.