Akpınar: "kur’an-ı Kerim Hayatın Her Alanında Olmalı"

Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ali Akpınar, “Kur’an-ı Kerim, ne belli merasimlerin açılışlarını süslemek için ne de sadece ibadetlerde namazda okunmak üzere indirilmiştir” dedi.

Kırıkkale Ahlak Kültür ve Çevre Derneği tarafından (AKÇED) "Kur’an-ı Kerim-i niçin ve nasıl okumalıyız" konulu konferans düzenlendi. Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Akpınar’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansı Kırıkkale Müftüsü Bekir Gerek, AKÇED Başkanı Mustafa Arı, Kur’an’ın Anlamıyla Buluşmak Platformu Kırıkkale İl Temsilcisi Mehmet Ali Gerçekcioğlu ile davetliler izledi.

Akpınar, Kur’an-ı Kerim de insanlara neler yapıp neler yapmayacağını beyan eden ayetler olduğunu belirtti. Alkolün İslam dinince haram kılındığının altını çizen Akpınar, şöyle konuştu: “Anne ve babalar başta olmak üzere yöneticiler de bunun tedbirini almak zorundadır. Bunun gençlerin, zayıf iradeli insanların bu haramlara ve günahlara düşmemeleri için bir takım tedbirleri almak zorundadırlar. Bu din Allah’ın dinidir. Allah’ın dinini Allah’tan öğrenmemiz gerekir. Allah’a din öğretmeye kalkışmayalım. Bana, sana, ona göre din olmaz. Din, Allah’a ve Resulüne göredir."

Kur’an-ı Kerimde tesettürün bütün insanlık için bir vecibe olduğunun anlatıldığını belirten Prof.Dr. Akpınar, Kur’an’ın tesettürü kadın ve erkek için farz kıldığını, sadece sınırların farklı olduğunu ifade etti. Tesettür denince sadece başörtüsünün akla geldiğini kaydeden Akpınar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece hanımları hatırlar olduk. Tesettür kadına da farzdır erkeğe de farzdır. Giyinmek çıplak olan varlıklardan farklı olmak demektir. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim bir hayat kitabıdır. Asla yaşanmaz bir hayatın kitabı değildir. Kur’an-ı Kerim kendisine sırtını çevirenlere zor gelir, yaşanılmaz gelir. Allah, yemin ederek Kur’an-ı Kerim’in okumasını, anlaşılmasını, yaşanmasını ve onun başkalarına aktarılmasını kolaylaştırdığını bizlere haber vermektedir. Hz. Mevlana’nın bir sözü bizlere ışık tutmalıdır. Hz. Mevlana, 'Kur’an-ı Kerim gelin gibidir, damadına açar sırlarını' demiştir”

Kur’an-ı Kerimin, ne belli merasimlerin açılışlarını süslemek ne de sadece ibadetlerde okunmak üzere indirildiğini anlatan Akpınar, sözlerine şöyle devam etti: “Kur’an-ı Kerim, hayatın bütün alanlarında olmalıdır. Kur’an-ı Kerim’in sadece ölülerle hatırlanan bir kitap olarak görme anlayışına karşı çıkıyoruz. Kur’an-ı Kerim bütün hayatımızı programlayan bir kitapdır. Kur’an-ı Kerim bu dünyada yaşanmak için indirilmekle birlikte bu dünyayı dizayn etmek için gönderilmiştir. Kur’an-ı Kerim’e göre ahiret hayatına bu dünyada hazırlanmamız gerekir. Kur’an-ı Kerim, yaratıcı ile yaratılan arasında iletişimi sağlamaktadır. Kur’an-ı Kerimde Yüce Rabbimizin çağrıları, tüm insanlığa orijinal haliyle dipdiri seslenmektedir. Bu nedenle kabir sınavına Kur’an-ı Kerim ile ve Rabbimizin huzuruna Kur’an-ı Kerim ile varalım."