Bektaş, "Ben Don Kişot değilimki yel değirmenlerine karşı savaşayım" diyerek bürokrasiye olan isyanını dile getirdi.
Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, makamında düzenlediği basın toplantısında, projelerini hayata geçirirken karşılaştığı bürokratik engellerden şikayet etti. Kozlu Sahil Projesi kapsamında, içerisinde halı saha, basketbol sahası, yürüyüş yolu, piknik alanı, oturma bankları, çocuk parkları ve yeşil alanıyla büyük ilgi gören ’Prestij Park’ı geçen 1 Temmuz’da hizmete sokan Belediye Başkanı Bektaş, ’yaşam merkezi’ projesini de faaliyete geçirebilmek için Milli Emlak Müdürlüğü’ne ait alanın belediyeye tahsis edilmesi için yazdığı yazılara olumlu yanıt alamadı.
PES ETTİ
Belediye Başkanlığı döneminde bürokratlarla olan sorununu çözemediğini belirten Ali Bektaş, şöyle konuştu:
"Çoğu sürgün, buraya istemeye istemeye gelen insanlar, onların da hiç hizmet yapmak gibi bir dertleri yok. Kanunları, tüzükleri ve genelgeleri halkın, kamunun menfaatine değil de ’kamunun aleyhine nasıl kullanabiliriz’ düşüncesiyle hareket ettiler. Kaldı ki aylık personel gideri 850 bin, elektrik parası 150 bin lira. İller Bankası’nda her ay 650 bin lira geliyor. Her ay mutlaka 400 bin lira bulacaksınız, önce sabit giderlerinizi karşılayacaksınız sonra da halka hizmet edeceksiniz. Büyük projeler yapıp faaliyete geçirmek zorundasınız. Yoksa belediye başkanı sadece oturmak değildir. Vatandaşa her türlü hizmeti ver sonra kamu kuruluşu olarak kabul edilmeyeceksiniz. Biz kamu işi yapıyoruz. Bir belediye binasının kamu binası olduğunu idari mahkemeye, devletin savcılarına kabul ettiremeyeceksiniz ve ’Belediye binası yaptınız’ diye ’görevi kötüye kullanmaktan’ yargılanacaksınız. Aydaki 400 bin liralık açığı kapatıp ondan sonra insanlara yatırım yapabilmek için yapacağınız her işte soruşturmadan geçirileceksiniz. Müfettişlere karşı boynunuz ezilecek, potansiyel suçlu hırsız gibi görüneceksiniz. Savcının karşısına hırsız potansiyel bir suçlu olarak çıkacaksınız, hiçbirşey yapmayacaksınız. Böyle bir koşulda bu memleketi bir hizmet, bu memleketi geliştirmek artık bizi bozdu, pes ediyorum."
"Kozlu Belediyesi bundan sonra benim olduğum dönemde bir tek çivi dahi çakmayacak" diyen Başkan Bektaş, şöyle devam etti:
"Sadece rutin belediyecilik işleri yapacak. Resmen pes ediyorum, artık uğraşamıyorum. Çünkü benim insan olarak sağlığımı kaybetmek, desteğe ihtiyacım vardı. Bu desteği de göremedim. Sadece kanunları şehrimizin lehine kamunun yararına olmasını istiyordum. Bugüne kadar hurdacıya, odun- kömür depocusuna, gazoz depocusuna, rahatlıklan bir ayda kiralanarak ticaret yapmalarını sağlayan Milli Emlak Müdürlüğü, 28 aydan beri hala sahili bana kiralama bile kiralamadı. Hurdacıya birayda kiralayan Milli Emlak Müdürlüğü, 28 aydan beri Kozlu belediyesine kiralamadı. Bu konuyla ilgili yazıyı gönderdik. Ankara’yı arıyorum ’Daire başkanı izinde 20 gün sonra ancak sizin dosyanıza bakabileceğiz’ diyor."
’DON KİŞOT DEĞİLİM Kİ YEL DEĞİRMENLERİNE KARŞI SAVAŞAYIM’
Kozlu Belediyesi’nin sahil projesinden vazgeçtiğini vurgulayan Bektaş, "Milli Emlak Müdürlüğümüz istediği hurdacıya, kömür depocusuna rahatlıkla kiralayabilir artık sahildeki yerleri. Bizim öyle bir talebimiz yok artık" dedi. Zaman zaman sinirlendiği gözlenen Başkan Aktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Torpille atanmış bir bürokrat benden daha fazla yetkiliyse ben niye bu işi yapayım. Hiçbir özelliği olmayan, seçilmiş bir adamdan, binlerce oy almış insandan daha yetkiliyse ve ben her zaman onun karşısına geçip önümü ilikleyeceksem bunun neresinde demokrasi var. Bu size söylediğimi, bütün bürokratlar şimdi kendi kendine alıngınlık yapacak ve göreceksiniz daha büyük bir baskı yapacaklar. Sahil de duvar yaptığımız için bize Milli Emlak Müdürlüğü 50 bin lira tazminat davası açarsa ben ne yapabilirim. Kozlu da açık halı saha yaptığımızdan dolayı mahkemeye veriliyorsak Ali Bektaş, daha ne yapabilir. Ben donkişot değilim ki, yel değirmenlerine karşı savaşayım. Var mı böyle birşey, var mı böyle bir demokrasi, var mı böyle bir anlayış. Tüm şehirler gelişip Avrupa standartlarına ulaşırken, Zonguldak sahili hala toz toprak içinde. Hastaneye yetişebilmek için yollarda ölen, arabaların içinde doğum yapanlara layıkmıyız biz. Biz bu kadar kötü bir şehirmiyiz. Şehir bu hale düşmüşse sırf Zonguldak’a atanan bürokratların sürgün olmasıdır. Kendi Zonguldak’ımızın çocuğunu bürokrat olarak yetiştirememizdendir. Buraya gelecek olan bürokratlar kendi çocuğumuz olacak, Zonguldak çocuğu olacak ki buranın güvenliklerini ve sorunlarını bilecek ’el elin eşeği türkü çağrılana kadarmış’ diye atasözü var. Buraya dışarıdan gelecek bürokrat iş yapmaz, yaptıramazsınız. Sorun bir tek benden kaynaklanmıyor. Oturmuşlar koltuklara, atamışlar onları oraya, makam arabaları da var altlarında, sıfır risk. Şehir hiç değişmeyecek. Hangi savaş risksiz kazanılır. Sade torpille otur, ’Biz devletin ilkelerini yapıyoruz’ de."
’DÖNEMİN SONUNDA SİYASETTEN ÇEKİLİYORUM’
Kozlu Belediyesi’nin bundan sonraki 32 aylık döneminde hiçbir yatırım yapmayacağını bunun için de halktan özür dilediğini ifade eden Bektaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu sadece bir tepki. Bu bürokratlar burada olduğu sürece hiçbir çalışma yapmayacağım. Belediyenin normal hizmetlerini vereceğim, ondan kimsenin sıkıntısı olmasın. Şehrin gelişmesi adına hiçbir şey yapmayacağım. Bunu istiyor Zonguldak çünkü. Zonguldak yatan adam istiyor. Konuşmayacaksın, işine bakacaksın kardeşim ya. Sen misin lan bu memleketin mukadderi. Yatacaksın kardeşim. Ayrıca Kozlu Belediyesi sahilde gerçekleştirilecek yaşam merkezi projesinden vazgeçiyor, ıslah projesinden vazgeçiyor. En önemlisi ise bu 32 aylık dönemin sonunda siyasetten çekiliyorum, daha siyaset yapmayacağım. Bazıları ’yapmazsan yapma çok da umurumuzda’ der, bazıları da köçek de atsarlar, umurumda bile değil. Bu şehir böyleydi böyle kalacak. Hiç değişmeyecek."