AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile selefi Deniz Baykal arasında ilginç bir karşılaştırma yaparak “Sayın Baykal netti, Sayın Kılıçdaroğlu net biri değil. Sayın Baykal yönetiyordu, Sayın Kılıçdaroğlu yönetiliyor. Sayın Baykal bir duruş koyduğunda geri adım atmıyordu, eğri veya doğru söylediğinin arkasıyda dururdu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun arkasında durduğu bir söz hatırlamıyorum” diye konuştu.
Bozdağ, dün TBMM’de bazı gazetecilerle sohbetinde Baykal ile Kılıçdaroğlu dönemlerini karşılaştırırken ilginç tespitlerde bulundu. Baykal’ın doğru veya yanlış kendine göre ilkeli bir insan olduğunu, Kılıçdaroğlu’nda bunu göremediklerini belirten Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu net biri değil. İlkelere dayalı siyaset de yürütmüyor, tamamen popülizme dayalı siyaset anlayışı var. Sadece Gediktepe’de ayakta fotoğraf çektirme tartışmasıyla siyaseti o kadar ayağa düşürdü ki. Sayın Baykal bir duruş koyduğunda geri adım atmıyordu. Onur Öymen’e her şeye ve herkese rağmen sahip çıktı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun arkasında durduğu bir söz hatırlamıyorum. Başörtösü olayında kendi kendini tekzip eden bir genel başkan olarak tarihe geçti” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, İkircikli tavır içinde
Partiyi birinci derecede Genel Başkan’ın sözünün bağladığını dile getiren Bozdağ şunları kaydetti:
“Bir milletvekili ‘genel başkanın görüşleri partiyi bağlamaz’ diye açıklama yaptı. Kendi milletvekilince ‘görüşleri partiyi bağlamaz’ denilen ve bunu hazmetme kapasitesi olan bir genel başkan. CHP’de şu anda bir otorite yok. Vekil sayısı kadar otorite var. Sayın Baykal yönetiyordu, Sayın Kılıçdaroğlu yönetiliyor. CHP ile görüşme yapacak olanlar, ‘acaba Önder Sav’la mı görüşsek daha kalıcı olur, yoksa Sayın Kılıçdaroğlu ile mi görüşsek’ diye ikilime düşebiliyor. Kılıçdaroğlu’nun sözleri partiyi bağlamayacaksa kimin sözleri bağlayacak, ona açıklık getirmeliler. Sayın Baykal eğri veya doğru söylediği sözün arkasında dururdu. Ergenekon’dan yakalananların, yanlış olduğunu bile bile onuna kadar avukatlığını yaptı.” Kılıçdardoğlu’nun genel af ve başörtüsü konusundaki ikircikli tavrını anımsatan Bozdağ, “Kemal beyin hangi sözüne itibar edeceğiz? Sözlerinin ömrü 24 saat sürüyor. Halbuki yalancının mumu bile yatsıya kadar yanar. Bu mum CHP Genel Merkezi’ni bile aydınlatmıyor” diye konuştu.
En çok Bozdağ eleştirmişti
Baykal’ı “ilkeli siyasetçi” olarak öven Bozdağ, geçtiğimiz dönemde Baykal’a yönelik tam tersi eleştirilerde bulunmuştu. Bunlardan bazıları şöyle:
10.09.2008: İFTİRACI MÜFTERİ: İspat edemezse, iftiracının, müfterinin tekidir. CHP zihniyeti; bunlar her şeyi çarpıtıyorlar, ellerinden gelse güneşi de çarpıtıp, başka şey diyecekler.(TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, Deniz Feneri Derneği davasıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle)
14.04.2009: SÖYLEMLERİ TARAFLI: Bozdağ, Baykal’ın, Anayasa Mahkemesi’nin “367” diye bilinen kararından önce yaptığı “Anayasa Mahkemesi ‘367’ye gerek yoktur’ diye bir karar alırsa, bu Türkiye’yi çok tehlikeli bir çatışmaya sürükleyecektir” açıklamasıyla yüksek mahkemeyi tehdit ettiğini anlattı. Bozdağ, Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinin iptali sürecinde ise Baykal’ın farklı ve yargılamaya saygı içeren bir üslubu dillendirdiğini belirterek “Bu görüşler, Baykal’ın yargı konusundaki eylem ve söylemlerinin tutarlı olmadığını, taraflı olduğunu, hukuk devletinin ilkelerine uymadığını açıkça göstermektedir” dedi.
15.05.2009: BÖYLESİNE YER YOK: Türkiye böylesi bir siyaseti hak etmiyor. Türkiye’nin geleceğinde böylesi siyasetçilere yer yoktur. Bunun hesabını yargıya verecekler” ifadesini kullanmıştı.(Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’la birlikte TBMM’de düzenlediği basın toplantısında yine Baykal ve CHP sözcülerinin Deniz Feneri iddialarıyla ilgili olarak)
22.04.2010: ZAPTİYE VE DİKTATÖR: Sayın Baykal, milletvekillerinin iradelerini ‘rehin’ almıştır. Milletvekillerinin, bu rehin alma dışına çıkanlar olabilir endişesiyle de, ‘evet’ yönünde oy kullanmamaları için bir takım zaptiyeler görevlendirdi. Asıl diktatörlük budur. Baykal’ın dilinden düşürmediği ‘antidemokratlığın’ tam da bir dışa vurumudur. (Anayasa değişikliği teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri sırasında Baykal’ı “zaptiye” diye nitelerken)
06.05.2010: MALVARLIĞI BELLİ DEĞİL: Sayın Başbakan’ın malvarlığı internet sitesinde sürekli güncelleniyor. Sayın Baykal’ın mal varlığı nerede. İnternette var mı?
10.05.2010: (Baykal’ı istifaya götüren kaset skandalı için) “Bizim anlayışımıza göre bir parti ile mücadele ancak onun fikirlerine karşı fikir üreterek, onun politikalarına karşı politika üreterek yapılmalıdır ve yapılır. Bel altı vurmak suretiyle gayri hukuki ve gayri ahlaki yol ve yöntemlerle siyasette mücadele etmek kabul edilemez bir yaklaşımdır.”
17.05.2010: KENDİ BEKLENTİSİNE GÖRE: Baykal davalarda kendi beklentisi doğrultusunda çıkan kararlara alkış tutuyor. Tersi kararlarda ise, karara karşı ayağa kalkan bir Baykal görüyoruz. (TGRT Haber Ankara Temsilcisi Murat Odabaş’ın hazırlayıp sunduğu Ankaranın Gündemi programında Baykal’ı eleştirirken)