ANKARA (ANKA)- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bilinen bir gerçek var artık, AKP-PKK işbirliği var. Recep Tayyip Erdoğan PKK'nın tutsağıdır. Silahların gölgesinde parlamentoya yasa teklifi getiriyorsanız siz o silahlara teslim olan başbakansınız, bunu unutma Recep Tayyip Erdoğan" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada son günlerde "CHP barışa karşı" şeklinde bir propaganda yapıldığına işaret ederek, "Niye barışa karşı olalım. Bu ülkede CHP'nin tabanı yüzse, yüzde 100'ü de barış istiyor. Kim demiş barışa karşıyız diye? Ülkeyi yönetenlerin yalan söylediği bir ülkede barış olur mu? Diyor ya hiç yalan söylemiyorum ben, Recep Tayyip Erdoğan. İl başkanları ile yaptığı konuşmayı arkadaşlarım getirdiler, Aziz Nesin'in bir öyküsünü okur gibi gülümseyerek okudum. Baştan aşağı yalan" diye konuştu.
-PAZARLIK TARTIŞMALARI-
Pazarlık tartışmalarına da değinen CHP Genel Başkanı, konuşmasında özetle şunları söyledi:
"Biz efendim diyor "hiçbir zaman terör örgütü ile pazarlık yapmadık' diyor. İnanıyor musunuz? Öbür taraftan dünkü bir gazetenin manşeti şöyle, 4 T pazarlığı, söyleyen kim, kendi bakanı söylüyor. Efendim tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek vatan konusunda pazarlık yapmışlar. Buradan Türkiye Cumhuriyetindeki bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Bir ülkenin vatanı, bir ülkenin milleti, bir ülkenin bayrağı pazarlık masasında olur mu? Recep Tayyip Erdoğan sen mi doğruyu söylüyorsun, senin bakanın mı doğruyu söylüyor. Kim doğruyu söylüyor?
-"PAZARLIK YAPANLAR ALÇAKTIR VE ŞEREFSİZDİR"-
Süreç konusunda Kandil'deki Karayılan'ın bilgisi çok fazla yoksa AKP Hükümetinin sözcüsü Bülent Arınç'ın mı bilgisi fazla? Bugüne bakar bekledik. Dedik ki şu pazarlığı bir görelim bakalım, nedir. Sayın Başbakan, "bizde pazarlık falan yok, pazarlık yapanlar da alçaktır' diyor. Bu konuda Sayın Başbakan ile görüş birliği içindeyiz. Pazarlık yapanlar alçaktır ve şerefsizdir.
Ne diyordu, "elde silahlarla gidemezler' diyordu. "Çıkarsa ordu müdahale edecek', kahraman ya beyefendi ve hayatında hiç yalan söylememiş.
-"AKP'NİN KANDİL'DEKİ SÖZCÜSÜ KARAYILAN AÇIKLAMA YAPTI"-
Sonra ne oldu, AKP'nin Kandil'deki sözcüsü Karayılan açıklama yaptı, "Biz elde silahlarla gireceğiz, ordu da müdahale etmeyecek'. Kim doğruyu söylüyor? Karayılan diyor ki elimde silahla geleceğim diyor, Recep Tayyip Erdoğan da milyonlarca insanın önünde rezil oluyor hala diyor ki biz yalan söylemeyiz. Bu ülkede yalancıdan başbakan olmaz. Yalan söyleyen adamdan başbakan olmaz. Söyleyeceksen adam gibi çık, doğruları söyle.
-"SİZ O SİLAHLARA TESLİM OLAN BAŞBAKANSINIZ"-
Sustuk, Recep Tayyip Erdoğan konuşsun diye. Sonunda konuşan çıktı. Kandil'den çıktılar, Karayılan bütün medyanın önünde süreci anlattı. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum, sen konuşmadın senin adına konuştular. Bu söylenenler doğru mu, doğru değil mi? Konuşur mu, konuşmaz. Silahların gölgesinde parlamentoya yasa teklifi getiriyorsanız siz o silahlara teslim olan başbakansınız, bunu unutma Recep Tayyip Erdoğan.
-"AKP-PKK İŞBİRLİĞİ VAR", "RECEP TAYYİP ERDOĞAN PKK'NIN TUTSAĞIDIR"-
Bilinen bir gerçek var artık, AKP-PKK işbirliği var. Herkes bunu biliyor artık. Şimdi anayasada yapacaklarmış, anayasa değişiklikleri de getireceklermiş. Eğer bir başbakan silahların gölgesinde söylemine teslim olmuşsa bağımsız iradesini kullanamaz artık. Recep Tayyip Erdoğan PKK'nın tutsağıdır. Herkes bunu çok iyi bilsin.
-"AÇ TAVUK KENDİSİNİ BUĞDAY AMBARINDA ZANNEDER"-
Anayasa değişiklikleri getirecekler. Buradan bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Anayasa konusunda bizim düşüncelerimiz çok açık ve net. Madem ki yapılan pazarlıklar meydana çıktı. Anayasa konusundaki görüşlerimizi sizlere açıklıyorum. Anayasanın birinci maddesi; Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Bizim kırmızı çizgimiz. Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum, Recep Tayyip Erdoğan sen hangi ülkenin başbakanısın, niye çıkıp ben Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyım diyemiyorsun. Çünkü Cumhuriyetle sorunu var. Başkanlık hayalleriyle yatıp kalkıyor. Aç tavuk kendisini buğday ambarında zanneder. Ecdadımızdan söz ediyor. Biz de kendi ecdadımızdan gurur duyarız. Ama o ecdadı kendi başkanlık hayallerine alet etmesin. Bu parlamentoda CHP olduğu sürece başkanlık sistemi geçemez.
-CHP'NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Anayasanın ikinci maddesi, Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir, bu da bizim kırmızı çizgimiz.
Madde üç, Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır. Bu da bizim kırmızı çizgimiz.
Ayrıca Anayasanın başlangıç bölümünde Türk milleti ifadesi yer alacaktır. Onu oradan çıkarmaya Recep Tayyip Erdoğan'ın ne beyni, ne aklı, ne gücü yeter. Türk sözcüğü de anayasada kalacak, o da bizim kırmızı çizgimizdir. Atatürk'ün kurucu ve önder rolü anayasamızın başlangıç bölümünde bütün görkemiyle yer alacaktır.
-"MASKEYİ İNDİREN KANDİL OLDU"-
Gelinen süreç Recep Tayyip Erdoğan'ın uzun süre düşünmesi gereken bir süreçtir. Her şey meydana çıktı. Buradan geçmişte AKP'ye oy veren, düzgün insanlar, namuslu insanlar, mütedeyyin insanlar, ülkesini seven yurtseverler AKP'nin maskesini gördünüz. Maskeyi indiren Kandil oldu.
Artık AKP'nin ve onun başındaki kişinin birileri tarafından kullanıldığını, silaha teslim olduğunu herkesin bilmesini isterim. Gücü kime yetiyor, silahsız olanlara, üniversite öğrencilerine, "atın içeriye', işçilere "gazlayın, copla vurun, dağıtın' diyor. Elinde silah olana esas duruşta bir talimatınız var mı diyor. Sonra da çıkıyor milletin önüne, biz hiç pazarlık yapmadık, diyor. Nasıl bir adamsın. Bir insan nasıl bu kadar kolay yalan söyler. Yalan söylerken insanın biraz yüzü kızarır. Bunda o da yok.
Barışı isteriz, huzuru isteriz, özgürlükleri isteriz, demokrasiyi isteriz. Demokrasinin önündeki bütün engellerin kaldırılmasını isteriz.
Şimdi diyor ki tarihi yeniden yazacağız. Çok basit, iki tane köşe yazarı bulursun, cebini de doldurursun. Sana yeni bir tarih kitabı yazarlar.
-1 MAYIS-
Yarın 1 Mayıs. Emeğin bayramı. Alın teri dökenlerin bayramı. Bütün işçilerimiz diyorlar ki, İstanbul'da Taksim Meydanı'nda biz bunu kutlayacağız. Başbakan "hayır' diyor, Valisi hayır diyor, Emniyet Müdürü hayır diyor. Eğer bir kişinin saçının teline zarar gelirse bir kişinin burnu kanarsa onun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bayram bu. Bırakın herkes istediği yerde kutlasın. Taksim'de kutlayacağız diyorlar, buyurun Taksim sizin densin. Kendi güvenlik önlemlerini kendileri alırlar. Bir şenlik içinde bir bayram içinde kutlarlar, neden yasak getirdin? Hem demokrasi diyeceksin hem yasak getireceksin."