"AKP'ye oy verdiğime pişman olmak üzereyim"
Habertürk'te Yavuz Semerci'nin sunduğu 'Bilgi Odası' programının konuğu olan Sinan Çetin, daha önce oy verdiğini ve desteklediğini ifade ettiği AK Parti'nin özgürlükler konusunda sadece kendi tabanını memnun etme tavrından rahatsız olduğunu söyledi.
Türkiye'deki en önemli problemin 'demokrasi ve özgürlük' olduğunu vurgulayan Sinan Çetin, AK Parti'nin kendi tabanının partisi olma yolunda ilerlediğini belirterek, şöyle konuştu:
AKP'DEN VAZGEÇMEK ÜZEREYİM
"Ben Türkiye'nin özgürlük meselesinde AKP'nin bayrağı devraldığı zamanda AKP'nin yanındaydım. AKP, özgürlük mücadelesini bırakıp da kendi tabanının partisi olmaya karar verdiği andan itibaren de AKP'nin yanında durmaktan vazgeçeceğim veya vazgeçmek üzereyim. Çünkü Türkiye'de AKP'ye oy veren insanlar benim gibi; bu insanların hepsi bir Müslüman partiyi desteklemek için oy vermediler. Bu ülkede ciddi olarak çözülmesi gereken problemler var ve bu çözümsüzlükle hayatını sürdüren yapının değişmesi için oy verdiler. Ben de onlardan birisiyim. Ve bunun devrimci bir tutum olduğunu düşünüyorum.
OYUMU VERDİĞİME PİŞMAN OLMAK ÜZEREYİM
AKP eğer bu dar, yani kendilerini soktukları şu andaki dar polemikten çıkartıp, hizmet konusundaki bütün bir toplumu kucaklayıcı tavıra gelmezlerse oyu verdiğime pişman olmak üzereyim.
BAŞBAKAN ÇOK COOL VE AKLI SELİM
Bu meselede Türkiye'de benim çok beğendiğim bir insandır Başbakanımız. Çok cool ve aklı selim bir insan olduğunu düşünüyorum. Son derece de sağlıklı götürürken şu anda bir sinirlenme içinde. O da bir insan sonunda ama gene de... Biraz daha sakin olsa iyi olur.
ÇIPLAK KIZLARA KARIŞMAYA HAKKI YOK
Mesele onun sakinliğinde değil, bence onun sinirli olması da güzel, orada da problem yok. Problem şurada; diyor ki 'Ben sizin arka sayfanızdaki çıplak kızlara karışıyor muyum?' diyor. Sanki karışmaya hakkı varmış gibi... Böyle bir hakkı yok. Laikler 'biz baş örtüsüne izin vermiyoruz' deme hakkına sahip değiller. Sayın Başbakan da 'ben arka sayfaya izin vermek hakkına sahibim' deme hakkına sahip değil. Burada kavramamız gereken şey şu; biz ya özgürlükçüyüz ya değiliz."
