Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Demir, akraba evliliklerinin çocuk yaşta kanserleri tetiklediğini söyledi.Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Demir, 15 Şubat Dünya Çocukluk Çağı Kanser Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Çocukluk döneminde kansere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Demir, "Tüm kanserlerin sadece yüzde 2-4’ü çocuklarda görülmektedir. Çocuklarda kanser erişkinlere oranla 100 kat daha az görülür. Her yıl 1 milyon çocuktan 120’sinde kanser gelişmektedir. Çocukluk çağı kanserleri en sık ilk 5 yaşta ve 10-15 yaş döneminde ortaya çıkmaktadır. Çocuk kanserlerinin özelliklerinden biri, çok hızlı çoğalan ve büyüyen kanserler olmalarıdır. Erişkin kanserlerinde olduğu gibi çocukluk kanserlerinde de yapısal ve çevresel nedenlerin rol oynadığı bilinmektedir. Ailevi yatkınlık, doğumsal hastalıklar, doğumsal anomaliler, gen bozuklukları, bağışıklık sistemi bozuklukları başlıca yapısal nedenlerdir. Çevresel nedenler arasında ise fizik, kimya ilaç, endüstri tarım ürünleri, virüsler ve beslenme gibi faktörler yer almaktadır. Akraba evlilikleri çocukluk çağı kanserlerinde önemli bir faktör olduğundan, korunmanın başlıca yollarından biri akraba evliliklerinin önlenmesidir. Kanser ve yanı sıra pek çok hastalık açısından, doğum anından itibaren çocuğun güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olması için gereken tedbirlerin ihmal edilmemesi gerekir. Bunların başlıcaları doğru beslenme, temizlik ve çocukluk aşılarıdır" dedi.Erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da erken tanının önemine değinen Prof. Dr. Demir, "Çocukta beze, kansızlık, karın şişliği, herhangi bir dokuda anormal bir büyüme fark edildiğinde derhal hekime başvurmalı ve nedeni araştırılmalıdır. Hastada solukluk, deride nokta kanamalar veya morluklar, halsizlik, yorgunluk, kemik ağrısı gibi belirtiler varsa; dalağı ve karaciğeri, bezeleri büyümüşse akla öncelikle lösemi gelmelidir. Bu durumda hemen bir kan tetkiki ve kesin tanı için gerekiyorsa kemik iliği tetkiki yapılır. Lenf bezi büyümelerine ateş, gece terlemeleri, halsizlik, kilo kaybı, kaşıntı gibi belirtiler eşlik ediyorsa, Hodgkin hastalığı düşünülmelidir. Tanıya, lenf bezinden biyopsi yapılarak gidilir" ifadelerini kaydetti.Kullanılan tedavi yönetimiyle ilgili de konuşan Prof. Dr. Demir, "Kemoterapide kullanılan ilaçların bazı yan etkileri olmaktadır ancak bu etkiler geçicidir ve bir takım ilaçlarla başarılı bir şekilde önlenebilmektedir. Kemoterapi döneminde çocuk oldukça halsiz olur, ayrıca bulantı, kusma, kemik ağrıları görülebilir. Kemoterapinin dıştan fark edilen en belirgin yan etkisi ise saçların dökülmesidir. Çocuklara, tedavileri biter bitmez saçlarının hemen çıkmaya başlayacağı bilgisi verilmelidir. Kemoterapinin bir etkisi olarak enfeksiyon riski arttığından bu dönemde hijyen çok önem kazanmaktadır. Genellikle okul çağı çocukların bir süreliğine okuldan uzak kalmasında yarar vardır. Genellikle tümörlerin büyük çoğunluğunda tedavi kesiminden sonraki 2-3 yıl tekrarlama açısından riskli dönemdir. Tedavi bitiminden sonra aylık veya 2-3 aylık aralar ile hekime görünmek, kan ve görüntüleme tetkiklerini yenilemek gerekir" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz