Aksaray'da Sultan Abdülaziz döneminde büyük bir sel felaketi yaşandığı ortaya çıktı.Tarihçi yazar Mustafa Fırat Gül, Osmanlı arşivlerinde yaptıkları araştırma sonucu 1863 yılının 11 Mayıs'ı 12 Mayıs'a bağlayan gece Aksaray'da bir sel felaketinin yaşandığını sabaha kadar yağan yağmur yüzünden gittikçe artan selin, üç dört koldan şehrin her tarafını sardığını, Aksaray Kaza Meclisiʹnin şehrin yaşadığı bu felâketi tarihteki Nuh Tufanı'na benzettiğini söyledi.Osmanlı Arşivleri Uzmanı Orhan Özdil'de araştırmada sel felaketinde birçok yapının tamamen yıkıldığının bir çoğununda kullanılamaz halen geldiğine dikkati çekerek, "Yıkılan yapılar arasında evler, camiler, köprüler, medreseler, dergâhlar ve benzeri birçok bina yer alıyor. Yıkım karşısında çaresiz kalan halk, Sultan Abdülaziz’e durumlarını anlatan bir mektup yazmışlar. Mektubun padişaha ulaşması üzerine ne gerekiyorsa yapılsın emri verilmiş. Ama yardım hem sınırlı hem de gecikmeli olmuş. Şehir başka yere nakledilmemiş, hayat olduğu yerde devam etmiş. İşin ilginç tarafı daha sonra Aksaraylı yine sel ile boğuşmak zorunda kalmıştır." diye konuştuAksaraylıların Sultan Abdülaziz'e yazdıkları mektup ise şöyle: "11 Mayıs 1863 günü akşam saatlerinde Aksaray kasabasından geçen nehrin taşmasıyla büyük bir sel oluşmuştu. Nuh Tufanı büyüklüğüdeki bu sel kasabanın her tarafına kol kol hücum etmiş ve kasabada yaşayan insanları gece vakti mağdur etmişti. Mal, eşya ve hayvanlar tamamen telef olmuş, insanlar canlarını zor kurtarmıştı. Selden kaçanlar dağ tarafına kaçarak ve Ulu Cami çevresinde toplanarak selden kurtulabilmişti. Mahsur kalanların ve ağaçların üstüne çıkarak canlarını kurtaranların feryat ve çığlıkları sabaha kadar işitilmişti. Üç saat boyunca süren bu sel tüm evleri harap ederek yıkmıştı. Evlerdeki eşya ve zahire tamamen yıkıntılar altında kalmış ve kurtarılabilen eşyalar ise kullanılamayacak bir hale gelmişti. Sayısız hayvanın telef olmasından başka maalesef 8-10 kişi de canını kaybetmişti. Tüm kasaba halkı aç ve bi-ilaç olarak harabeler üzerinde açıkta kalmış durumdaydı. Kendimizi geçindirmeye, karnımızı doyurmaya ve yıkılan evlerimizi yeniden yapmaya gücümüz kalmamıştı. Perişanlığımızı ve memleketin durumunu Konya Valisi aracılığıyla İstanbul’a bildirmiştik. Kasabada oluşan zararın tespiti için Konya İdare Meclisi üyelerinden Hüseyin Hüsnü Efendi ve Niğde’den Ahmed Beyzade Salih Efendi Aksaray’a geldiler. Aksaray İdare Meclisi üyeleriyle mahalle mahalle dolaşarak tespitlerini yazdılar. Hazırlanan defter kapınıza takdim edilmiştir. Taşan nehrin iki tarafında bulunan tüm cami, mescit, medrese, hamam ve köprüler tamamen yıkılmıştır. Daha önce bir kısmı zarar gören ve zamanında Sultan Alaeddin tarafından yaptırılmış olan set de tamamen yıkılmıştır. Yıkılan bu setin taşları nehir yatağını tamamen doldurduğundan bundan sonra az bir yağmurda bile sel olması kaçınılmazdır. Durumumuzu tarif etmekten bile aciziz. Perişanlığımızı sadece merhametli Padişahımız efendimize arz ediyoruz. Bahsedilen set ile yıkılan cami, mescit, medrese, hamam ve köprülerin yeniden inşası ancak padişahımızın yardımıyla mümkün olabilir. Padişahımızın yardımı olmazsa kasabamız tamamen nüfussuz kalır. Kasaba halkı hâlâ dağlarda ve yüksek yerlerde perişan bir halde yaşamaya çalışmaktadır. Padişahımız efendimiz bizlere yardımcı olurlarsa şehrimizin bânî-i sânîsi (yeni kurucusu) olacak ve Aksaray’da yatan Allah ehli evliyaların ruhani desteklerini ve fakir halkın dualarını alacaktır. Amacımız sadece durumumuzu arz etmektir. Elbette son karar Padişah efendimizindir".
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz