AKŞENER PARTİLİLERE SESLENDİ
Toplantı öncesi Çanakkale'ye bağlı Gökçeada'nın MHP'li Belediye Başkanı Ünal Çetin ve Akşener'e destek veren Çanakkaleli delegeler tanıtıldı. Akşener, Çanakkaleli ve Balıkesirli delegelerle partilileri selamladı.
Merkez Bankası eski Başkanı ve MHP 25. Dönem Uşak milletvekili Durmuş Yılmaz, Balıkesir eski milletvekilleri Aydın Gökmen, Recep Çetin gibi isimler de toplantıya katıldı. Salona Akşener'in posterleri ile Akşener'in 'bizim 1.Başbuğumuz' dediği M. Kemal Atatürk ve MHP'nin Başbuğ'u Alparslan Türkeş'in fotoğrafları asıldı. Partililer salonu tıka basa doldurup, 'Başbakan Meral' sloganları attı. Akşener "harekete, harekete geçmek lazım" şarkısını partililerle birlikte söyledi.
'TARZAN ZORDA, ABBAS YOLCU'
"Bugün şu salondaki coşkuyu, şu salondaki iradeyi keşke gelip görseydi" diye sözlerine başlayan Akşener, 15 Mayıs'taki kongre yapılacağını anımsattı. Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kurultay MHP'nin iç işidir. Ama gelin görün ki; korku dağları bekliyor. MHP'nin iç meselesi olan kurultay meselesi, AKP'nin, Saray'ın, sarayı destekleyen Reisçi takımının bir numaralı sorunu olmuştur. Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak, kongresinde bir adayın yanında olmak hangi edebe, hangi hayaya, hangi nezakete sığar. Siz iyice kafayı karıştırdınız. Hani diyor ya gençler, 'Ne içtin abi. Neyin kafası bu?' Bu kurultay sadece partilileri ilgilendirirken, Reisçi 7 gazete, bize hakaret etmeye başladı. Sayın Bahçeli'ye, Devlet Bey'e ağız dolusu hakaret eden yazar çizer takımı var ya. Meğerse bizim genel başkan kanatsız bir melekmiş, bir evliyaymış. Bunlar yeni fark etmiş. Biz de o meleğin kanatlarını yolan aşüfte tiplermişiz. Tarzan zorda, Abbas yolcu."
'ÖNCE YAMUKLARI DÜZELTECEĞİZ'
Kurultay süreci ile birlikte 'ajan' ve 'paralel' ilan edildiklerini anımsatan Akşener, "Bize paralel diyenlere sesleniyorum. Biz paralel değiliz ama siz yamuksunuz yamuk. Allah'ın izniyle iktidar olacağız, Türkiye'de önce siz yamukları sonra da yamulttuğunuz tüm kurumları düzelteceğiz" diye konuştu.
'TÜRKİYE STRATEJİK ÇUKURUN İÇİNDE'
Hükümetin dış politikayı da yamulttuğunu söyleyen Akşener, "Hani bu arkadaşlar Ortadoğu uzmanıydı. Hani 'stratejik derinlik' diye kitap yazılmıştı. Türkiye şu anda stratejik çukurun içinde. MHP iktidarında ülkemizin iki paralık edilen itibarını rahmetli Başbuğ'umuzun vasiyeti olan milletler hanesinin en şerefli üyesi yaparak düzelteceğiz" dedi.
'BEN KANDIRILMADIM KARDEŞİM'
Akşener, daha önce İçişleri Bakanlığı yaptığını ve Güneydoğu'da en uzun, en büyük kara operasyonunun altına imza attığını anımsatırken, şunları söyledi:
"Bazıları 'bu hanım MHP genel başkanı olmasın. Faili meçhullerin sorumlusudur' diyor. Ne derseniz deyin, hepsi kabulümdür. Bu ülke için, bu milletin birliği ve beraberliği için bir şey yapmam gerekiyorsa yapmışımdır. Sorumluluğu da sonuna kadar alıyorum. Sizi gidi korkak kediler. Ben asla çıkıp da 'kandırdılar beni' demeyeceğim. Ben kandırılmadım kardeşim. Neye imza attıysam gittim, ne sorumluluğum varsa da almaya hazırım. Bizde korkmak yok, çünkü biz ülkücüler sahte kahramanlar değiliz. Hani dantelliler vardı ya, hani annelerinin dantelli çarşaflarını sarmış muhteremler vardı ya. Çok merak ediyorum çakma kahramanlar nerede, bu dantelli kefenliler nerede? Hepsi kul hakkı yiyerek, ballı maaşların peşinde, hepsi ballı ihalelerin peşinde."
'ÜLKÜCÜ CUMHURBAŞKANI OLSAYDI'
Türkiye'nin MHP iktidarında dış politikada eski saygınlığını kazanacağını ifade eden Akşener, "Sayın Cumhurbaşkanı dünya lideri ya. Yalvar yakar Amerika'ya gitti. İndi uçaktan, onbaşı karşıladı. Haksızlık etmeyeyim bir de Çavuşoğlu karşıladı. Bir ülkücü cumhurbaşkanı olsaydı, biner uçar Türkiye'ye geri dönerdi. MHP bu nedenle iktidar olmalıdır, iktidar olacaktır" dedi.
'GÜNLÜK, ANLIK POLİTİKALARLA TERÖR ÇÖZÜMLENMEZ'
Çözüm sürecini de eleştiren Akşener, yönetenlerin günlük- anlık fikir değiştirmelerle bu mücadelenin başarıya ulaşamayacağını söyledi. Başbakan Davutoğlu'na da seslenen Akşener, Güneydoğu'da mücadele eden asker ve polisin hukuki bir zemine ve zırha kavuşturulması gerektiğini vurguladı.
AKŞENER'DEN BAHÇELİ'YE: SAAT HALA 17.25'İ Mİ GÖSTERİYOR'
17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına da dikkat çeken Akşener, şunları söyledi:
"Buradan sizin huzurunuzda Sayın Genel Başkana bir soru sormak istiyorum. 17-25 Aralık 2013'den itibaren MHP için, o kurumsal yapı için, sizin için bir hırsızlık ve yolsuzluk soruşturmasıydı. Hepimiz bunun üzerinden konuşarak gittik. Hatta ben bu konuda biraz daha şiddetli konuştuğum için bir kadının uğrayabileceği en ağır iftiraya uğradım. Beni Cumhurbaşkanı ve Başbakan aradı, eşleri beni aradı. Ama bu bana yeterli gelmedi. Bu tür iftira ile karşılaşan tek siyasetçi olarak, bu müfterileri mahkemeye verdim. Şimdi bedel ödemiş ve hala kavgasını veren bir siyasetçi olarak bu sorunun yanıtını almalıyım. Son dönemdeki bahar havasına baktığımda MHP için ve Bahçeli için 17-25 Aralık bir hırsızlık ve yolsuzluk soruşturması mıdır, yoksa paralel çete tarafından Reis'e yapılmış bir darbe ve kumpas mıdır? Bunun cevabını alana kadar soracağım. Biz grup konuşmalarını tekrar ettik. Bahçeli'ye destek verdik. Eğer 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasıysa Sayın Bahçeli'nin odasındaki saat Can Dündar'ın yaptığı röportajda olduğu gibi hala 17.25'de durmakta mıdır, yoksa Sayın Genel Başkan Reis'e darbe ve kumpas yapıldığını kabul ettiniz de o saate o pili taktınız mı? Bu sorunun cevabını almak benim hakkımdır."
ANDIMIZ'IN KALDIRILMASINA İLGİNÇ ELEŞTİRİ
Andımız'ın kaldırılmasını da eleştiren Akşener, "Ben düşündüm ki, esasında haklılar. Türküm, doğruyum, çalışkanım. Türk'üm demekten imtina ediyorlar, rahatsız edici. Doğruyum, Besmele ile soydular bu ülkeyi, doğruluk nerede? Çalışkanım, elhak çalışkanlık doğru. (Ceplerini göstererek) Şuradan alıp, şuradan almak konusunda haklarını yemememiz lazım.
"Şimdi de laiklikle ilgili bir çalışma var" diyen Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
"Laikliğin kaldırılması ve dindar bir anayasa istiyorlar. 1919 milli mücadele, Kuva-yi Milliye, cumhuriyet Türk milliyetçilerinin eseridir, bizim eserimizdir. Laiklik bir hukuk kavramıdır. Bu ülkenin dini çeşitliliklerini garanti altına alan, devletin hepsine eşit mesafede durmasının sağlayan bir ilkedir. Bu takım yani Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve TBMM Başkanının temsil ettiği takım, bu cumhuriyeti uzun yıllardır merdiven altlarında, besmelesiz kurulmuş, Allah korkusunun olmadığı, dinsizlerin egemen olduğu bir cumhuriyet değerleri olarak ifade ettiler. Ama o kadar korkaklar ki; çıkıp bunu dürüstçe, bedelini neyse ödeyecek şekilde söyleyemediler. Senelerdir bıy bıy bıy şikayet ettiler. Hala da şikayet ediyorlar. Sonuç itibariyle Küçük Emrah büyüdü, çoluk çocuk sahibi oldu. Bunlar ağlamaya devam ediyor. 'Laiklik kaldırılmalıdır' diyen Meclis Başkanının bu konuyu tartışmaya açması bu cumhuriyet anayasasına, anayasanın ilk 4 maddesine aykırıdır. Cumhuriyetle ilgili bir şuuraltının ortaya çıkmasıdır. Meclis Başkanı Anayasa suçu işlemektedir. Tarzan ne zaman zora düşse birileri ya başörtüsü, ya din, ya camii, ya imam ya da imam hatipler üzerinden bir tartışma yaratılır, o tartışmaya girer, o zorluk düzeltilir ya da birileri yeniden cebini doldurur"
Akşener ayakta alkışlanan konuşmasını Türk'üm diyemeyenlere inat "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözleriyle bitirdi.
DHA