İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, il gezilerine ilk çıktığı zaman gazetecilerin sorduğu Erdoğan-Kılıçdaroğlu sorusuyla ilgili olarak "İlk aklıma gelen 'Elinin körü' oldu ama sonra ayıp olacak diye 'Bana ne' deyip çıktım" dediğini aktardı.
Kepez'de önce kalabalığa seslenen Akşener, Türkiye'nin gerçeklerini görmek için yola çıktığını söyledi. Gezilere ilk başladığında, yaptığı bir konuşma sonrası gazetecilerin kendisine yönelttiği bir soruyu hatırlatan Akşener, “Gazeteciler konuşmamla ilgili soru soracaklar zannettim. 'Sayın Erdoğan Sayın Kılıçdaroğlu'na şöyle dedi, Kılıçdaroğlu Erdoğan'a şöyle dedi, sen ne diyorsun' diye sordular. İlk aklıma gelen 'Elinin körü' oldu ama sonra ayıp olacak diye 'Bana ne' deyip çıktım. Türkiye'de bir orta oyunu, seçmene bir fare tuzağı var. Biz siyasetçilerin bir yün yumağıyla birbirine dolaştığını gördüm. Ama buna karşılık, 'şu şunu, bu bunu deyip', manevi değerlerimiz üzerinden ne kadar kutuplaştırmaya müsait konu varsa yapıldığını gördüm ve fare tuzağına mahkum edilmiş bir seçmenin varlığına 'hayır' demek için yola çıktım" dedi.
Umudunu kaybetmiş, iş aramaktan bitap düşmüş, 'Abla biz ne yapacağız' diyen gençler gördüğünü anlatan Akşener, üniversite mezunu olup, harıl harıl çalışıp 92 puan alıp mülakatta elenenleri gördüğünü de dile getirdi. 'Evimdeki tencereyi nasıl kaynatacağım' diyen, 'Ne pişirdin kardeşim' diye sorduğunda, 'Makarna, bulgur, kış için söylüyorum çorba' diyen kadınlar gördüğünü anlatan Akşener, “Kucağıma aldığımda 'Kaç yaşındasın çocuğum' dediğimde, 11-12 yaşında, ama 5-6 yaşındaymış gibi kemikleri elime değen çocuklar gördüm. Emekli ama '1500 lira maaşla nasıl geçineceğim' diyen emekliler gördüm. 'En düşük emekli maaşını asgari ücret kadar yapın' dedik, ağaların elinden çıka çıka 2 bin 500 lira çıktı. 2 bin 500 lira bir emekliyi geçindirir mi kardeşim ? Muratpaşa'da döner satan bir lokantanın önünde 61 yaşında emekli maaşı 1500 lira olan, döner işinde buram buram terleyen ve ağlayarak, 'bu reva mı' diyen emekli kardeşimi gördüm" diye konuştu.
Kayseri'de bir besicinin sözlerini hatırlatan Akşener, şöyle devam etti:
“Ağlarsınız, dedi ki 'Abla ben ineklerime oruç tutmayı öğretiyorum.' Yem o kadar pahalı ki, gebe ineklerini mezbahaya gönderen, süt ineğini kestiren üretici gördüm. Nisan ayında gübre atamayan, saldım çayıra mevlam kayıra ekin ekmiş çiftçiler gördüm. Hariri'nin cebine 24 milyar lira koyanlar utanın be utanın. Çiftçinin cebine koysanız çiftçi, esnaf, Türkiye kazanırdı. Savaş halindeki Ukrayna'dan ayçiçeği ithal etmekle övünenler utanın. 5 maaş alan danışmanlar, 500 milyon dolarla uçaklarla gezenler, 13 uçakla gezenler, 'itibardan tasarruf olmaz' diyenler, geceyi aç geçiren milletimizin karşısında utanın be utanın. Ama biz el ele vereceğiz, önce seçmen velinimetimiz olacak. İddia ediyorum bu harami düzeni helal oylarınızla yerle yeksan edeceğiz. Çünkü demokrasiyle, seçmen, millet iradesiyle yenilemeyecek hiçbir istibdat yoktur."
Kaynak: DHA