Washington/Ankara (AA)- Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bundan böyle hem döviz hem de faiz konularında daha aktif bir Merkez Bankası'nın izlenmesinin şaşırtıcı olmaması gerektiğini, hızla değişen dünya koşullarının bunu gerektirdiğini söyledi.
Yılmaz, dün aldıkları para politikası kararlarlarıyla, uluslararası mali piyasalarda son dönemde gözlenen aşırı dalgalanmaların ekonomi üzerindeki etkilerini en aza indirmeyi amaçladıklarını vurguladı.
Kur ve faizlerin bugün bulunduğu düzeylerin, Türkiye'nin ekonomik temelleri ve para politikası kararlılığı ile tutarlı olmadığına işaret eden Yılmaz, şu görüşleri dile getirdi:
"Yakın zamanda global likidite koşullarındaki hızlı bozulma sonucunda, kısa vadeli portföy yatırımlarında bir çıkış eğilimi gözlenmektedir. Kurlar ve faizler üzerinde, normalin üzerindeki hareketlere sebep olan baskı, bu kanaldan gelmektedir. Aldığımız kararlar, bu baskının yol açtığı oynaklığı azaltacaktır. Ancak dalgalı kur rejiminde kur riskinin piyasa üzerinde olduğu unutulmamalı. Kimse Merkez Bankasından, kur seviyesine ilişkin taahhüt beklememeli."
Merkez Bankası'nın, global likidite sorununun Türkiye'de fiyat istikrarı ve finansal istikrarı bozmaması için gerekli tedbirleri almakta olduğunu belirten Yılmaz, bundan sonra da gelişmeleri yakından izleyip, alınması gereken kararları hızla almaya devam edeceklerini vurguladı.
Para politikasının temkinli duruşunu güçlendirmesi sonucunda, enflasyonun bu yıl sonunda tek haneli rakamlarda kalmasını beklediklerini vurgulayan Yılmaz, ancak daha da önemlisi, orta vadede enflasyonun hedeflere tekrar yakınsadığı bir görünümü öngördüklerini belirtti. İçinde bulunulan 2006 yılında enflasyonun, Haziran ve Temmuz aylarında bir miktar yükselebileceğini, ancak Ağustos ayında yıllık enflasyonda düşüş öngördüklerini belirten Yılmaz, enflasyonun Eylül ve Ekim aylarında ise yatay seyretme olasılığının yüksek olduğunu kaydetti. Yılmaz şöyle devam etti: "Kamu mali disiplini ve yapısal reformlar, mali baskınlık konusunu Merkez Bankası için bir kaygı unsuru olmaktan çıkarmıştır. Bu sayede Merkez Bankası, kısa vadeli faizleri daha aktif olarak kullanabilme imkanına kavuşmuştur. Buna kısaca 'para politikasının normalleşmesi' diyoruz. Bundan böyle hem döviz hem de faiz konularında daha aktif bir Merkez Bankası izlemeniz şaşırtıcı olmamalı. Hızla değişen dünya
koşulları bunu gerektirmektedir."