“Eğer siyah giyersen, o zaman kibar, sinir bozucu yabancılar koluna teselli edici bir şekilde dokunur ve dünyanın dönmeye devam ettiğini söylerler. Haklılardır, devam eder. Sen ne kadar durması için yalvarırsan yalvar. Döner ve ufkun üzerinden nakış gibi bir kumaşın sızmasına izin verir, penceremden katı altın külçeleri yollar. Ben uyanırım ve üç saniyeliğine mutlu olurum. Sonra da hatırlarım. Döner ve insanları yataklarından arabalarına, ofislerine düşrürür. Bir çığ dolusu küçük erkek ve kadın, hayattan taklalar atarak geçerler. Tek yapabildikleri, en dipte onları neyin beklediğini düşünmemeye çalışmaktır. Bazen döner ve bizleri birbirimizin kollarına gönderir. Sıkı sıkıya bağlanırız biz, heyecanlı ve kahkahalar içerisinde. Bir hareket eden bir şaka evi zemininde, birbirine fırlatılmış yabancılar. Hareketle o kadar sarhoş olmuş ki, tüm riskleri unutuyorlar. Ve sonra dünya dönüyor. Ve biri düşüyor…”
“Bana V diyebilirsiniz. Madam Adalet, bu V. V, bu madam adalet. Merhaba Madam Adalet. ‘İyi akşamlar V’. Buyurun, tanıyoruz artık birbirimizi. Aslında, sizin uzun zamandır hayranınızın. Ah, ne düşündüğünüzü biliyorum. ‘Bu gariban çocuğun bana karşı hisleri var, bir ergenlik sanrısı bu’. Affınıza sığınıyorum madam, bu hiç öyle bir şey değil. Ben uzun zamandır size hayranım. […] Lütfen bunun sadece fiziksel olduğunu düşünmeyin. Öyle bir kız olmadığınızı biliyorum. Hayır. Ben sizi bir şahıs olarak sevdim. Bir fikir olarak. Bu uzun bir süre önceydi. Korkarım şimdi başka biri var. ‘Ne? V! Utanmalısın! Beni bir sürtük, bir boş kafalı, boyalı dudaklı, bilgiç gülümseleli bir kaltakla mı aldattın?’. Ben mi madam? Ne münasebet! Beni onun kollarına iten şey, sizin sadakatsizliğinizdi. […] Dürüst olmak gerekirse, öğrendiğimde şaşırmamıştım. Sizin her zaman üniformalı erkeklerde gözünüz vardı. ‘Üniforma mı? Neden söz ettiğini bilmiyorum. Hep sadece sen vardın V. Sadece sen.’. Yalancı! Kevaşe! Kaltak! İnkar et ona teslim olduğunu, pazubantları ve postallarıyla o adama! Ee? Dilini kedi mi yuttu? Ben de öyle düşünmüştüm. En sonunda ayyuka çıktın. Sen benim Adalet’im değilsin artık. Onun Adalet’isin, başka biriyle yatağa girdin. Ee, bu oyunu iki kişi oynayabilir! ‘K…Kim o V? Adı Ne?’. Onun adı Anarşi. Ve o bir metres olarak, sizin bana öğrettiğinizden çok daha fazlasını öğretti!”