Her Mart ayında başımıza gelen 'saatleri ileri alma' işlemi kolay bir işlem değil.
Geleneksel Yeni Yıl kararlarınızdan sonra eminim ki çoğunuz hayatınızda yeni bir ritme kavuştunuz (ya da kavuşmadınız), ama gelin görün ki 29 Mart gelip çattığında, siz saat sabah 07:00'de kalktığınızı sanırken alarmınız saat 08:00'i gösteriyor olacak.
Eğer siz de sabahları yatakta oyalananlardansanız, "Yaz Saati Uygulaması" rutin programınızı kolaylıkla yerle bir eden bir şeye dönüşebilir.
Yeni İngiltere Sağlık Dergisi'ni esas alan bir araştırma makalesi, ufak bir zaman kaymasında bile herhangi bir insanın bu yeni ritme uyum sağlamasının 5 günü bulabileceğini öne sürüyor.
Buna ek olarak, Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre yaklaşık 50-70 Amerikalı uyku problemlerinden muzdarip bir halde.
İş böyle olunca, bir saatlik bir uyku kaybının hepimiz için korkunç olduğunu söylemek yanlış olmaz.
29 Mart'tan itibaren Pazartesi sendromunun daha da karanlık bir hal alacağının hepimiz farkındayız.
İnternet bu zor anımızda yardımlarını sunmaktan kaçınmıyor ve saatleri ileri almaktan muzdarip olanlara haftalık ritimlerini düzenlemeleri için 4 farklı yol öneriyor:
Bahar aylarında sabahları daha az, akşamları ise daha çok gün ışığına maruz kalıyoruz.
Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi'nin Uyku ve Ruh Hali Bozuklukları Laboratuarı'nın yöneticisi Dr. Alfred Lewy, bu durumu kompanse edebilmek için herkese sabahları direkt olarak gün ışığıyla uyanmayı tavsiye ediyor.
Dr. Lewy'nin araştırmalarına göre, bunu yapmak "beynin uyku-uyanıklık döngüsünü bir sonraki aydınlık-karanlık döngüsüyle eşitlemeye" yarıyor.
Çeşitli makalelerin de ortaya koyduğuna göre, bu uyku-uyanıklık döngüsü, ya da diğer adıyla 24 saatlik ritm, her gün beyinlerimiz tarafından sıfırlanıyor. Gün ışığıyla uyanmak ise, gözlerimizin alabileceği maksimum gün ışığını ayarlayarak, bu günlük sıfırlanma sürecini hızlandırmaya ve vücudumuzun beynimizle daha uyumlu hissetmesine fırsat veriyor.
New York'taki Lenox Hill Hastanesi'nde Uyku Bozuklukları Bölümü'nün yöneticisi olan Dr. Yoseph Krespi ve New York, Long Island'daki North Shore Üniversitesi'nde Koroner Bakım Ünitesi'nin başı olan Dr. Evalina Grayver'ın önerdiğine göre; uyku esnasında panjur ve perdeleri kapalı tutmak, gürültü seviyesini azaltmak ve sıcaklığı yükseltmek uyku kalitesini yükselten şeyler arasında.
Nasıl ki göbeğimizin eridiğini görmek için pis yiyecekleri beslenme düzenimizden çıkarıyorsak, güzel bir uyku çekmek için uyku kalitemize zarar veren şeyleri de ortadan kaldırmalıyız. WebMD bütün meselenin uyku öncesi hijyenle ilgili olduğunu söylüyor.
"Temel uyku öncesi hijyen kafein ve alkolü azaltmayı, uyku saatinden birkaç saat önce egzersiz yapmayı, yatağa girmeden zihni ve bedeni gevşetmeye yarayan kişisel ritüelleri (sıcak bir duş almak gibi) ve kulak tıpası veya göz maskesi takmayı içeriyor. Bunlar çoğaltılabilir".
Her sene yılın bir dönemi saatleri ileri alırken, bir dönemi de geri alıyoruz; bu zaman değişimlerinin sizi hazırlıksız yakalamasına izin vermemek yarışı kazanmanın yarısı sayılır.
Ya saatleri ileri alma zamanı bir saat erken yatmak, ya da geri alma zamanı kendinizi zorlayıp bir saat geç yatmak üzere planınızı yapın ve bu değişimlerin sizin olağan uyku düzeninizi bozmasına izin vermeyin.
Bahar döneminde yatakta bir saat daha geçirebilmek için programınızı boşaltmak, ya da güz döneminde alarmınızı normalden bir saat öncesine kurmak da bir başka çözüm yolu tabii. Size tek önerimiz saat değişikliği yaşandığında normal uyku düzeninize dönmeyi bir şekilde başarmanız olacaktır.
Son bir hatırlatma: Saatler 28 Mart'ı 29'una bağlayan gece bir saat ileri alınacak. Şimdiden takviminize not düşün ve o güne bir hatırlatma koymayı unutmayın!
Kaynak: http://elitedaily.com/life/dont-hit-snooze-4-ways-survive-springing-forward/959297/