Albert Einstein denince gözümüzün önüne gelen E= mc²’den daha fazlası olmalı artık. İnsanlık, daha önce kendisine şu veya bu şekilde hizmet eden tüm bilim adamlarını, tüm mucitleri ve tüm sanatçıları tekrar ve her yönüyle tanımaya başladı. Einstein’ın ortaya çıkan yeni notları da, kendisinin din ve Tanrı ile ilgili düşüncelerini ortaya koyarak, onu başka yönleriyle de tanımamızın yolunu açıyor.
Einstein’ın din ile ilgili görüşleri, tekrar tekrar gözden geçirilen notları arasında. Notları arasında yer alan her cümle, oldukça yoğun bir ilgiyi hak ediyor. Elbette ki, Einstein’ın dinler ile ilgili söyleyecek bir şeylerinin olması şaşırtıcı değil. Evrenin tamamıyla ilgili olan bir bilim adamının, din üzerine kayıda geçirdiği görüşleri de en az kendisi kadar mühim hale geliyor.
Ateist olarak adlandırılmayı reddeden Einstein, yine de hayatı boyunca herhangi bir dine yakınlaşmış değil. İnanç sistemlerine de ilgi duyan bilim adamı, kendi inançlarının herhangi bir geleneksel dinle uzaktan yakından alakasının olmadığını dile getiriyor.
Son zamanlarda açığa çıkarılan notlarında Einstein, dinler ve Tanrı ile ilgili şunları not almış:
Bana göre Tanrı kelimesi, insanın zayıflığının bir ürünü ve göstergesinden başka bir şey değil. İncil, saygı duyulması gereken ve yine de saf bir ilkelliğe sahip çocuksu efsanelerin bir toplaması. Herhangi bir görüş ve müdahale, benim İncil hakkında bu düşüncelerimi değiştiremez. Musevilik de aynı şekilde çocuksu batıl inançların bir toplamı… İçlerinden biri olduğum ve saygı duyduğum Musevilerin, herhangi bir milletin insanından bir farkı yok.