Kadınlar için elinde gerçekçi kanıt olsun ya da olmasın, aldatılacağına dair korku, kaygı ve endişe bazı dönemlerde üst seviyelere çıkar. Bazı kadınların bu korkusunda haklı olabileceğinin de altını çizmemiz gerekir. Bu durum genellikle geçmişte eşi ya da partneri tarafından aldatılan ve bu konuda gerçek sorun yaşayan kadınlarda yaşanır. Dolayısıyla eşine karşı olan güveni zaten sarsılmıştır. Doğal olarak her durum için alarm halinde olacaklardır. Bu da doğaldır. Ancak gerçekte daha önce böyle bir sorun yaşamamış ve ortada bununla ilgili gerçekçi bilgiler olmadığı halde böyle düşünen kadınlar vardır. Esas bu konu oldukça zordur. İşte aldatılma korkusunun doğasına ilişkin çarpıcı bilgiler...
Gebelikte kadınlardaki endişeler genel olarak artabilir. Dolayısıyla bu özel dönem, bazı özelliklerinden dolayı “Aldatılır mıyım?” korkusu için de risklidir. Bunun gerçekçi bir takım nedenleri vardır. Uzun süreli cinsel ilişkiden uzak kalma, kadının fiziğindeki değişiklikler(kilo alımı, ödem), yeni duruma alışamamaya bağlı gerginlikler, sürekli yorgunluk ve gerginlik halleri, doğacak bebeğe bakıma yönelik endişeler aldatılma korkusunu tetikler. Kadın bunlarla baş etmeye çalışır.
Yapılan araştırmalar, hamilelikte aldatılmanın diğer zamanlara göre biraz daha fazla olduğunu göstermiştir. Ancak bu durumun nedenlerini gözden geçirmek gerekir. Esasen dünyada ve Türkiye’de yapılan araştırmalar birbiriyle çelişkilidir. Aldatmanın sıklığı ile ilgili %2’den %15’lere varan oranlar görülmektedir. Hamileliğin bu konuda ki riski artırmasının nedenleri:
Cinsellik insan için önemlidir. Ancak hamilelik öncesi uyumlu olmayan ve doyum sağlamayan bir cinsellik, hamilelikle birlikte daha büyük sorun haline gelebilmektedir. Bir de hamilelikle ilgili cinsel bilginin kısıtlı olması, yanlış inanışlar eklendi mi, sorun daha büyümektedir. Kadın doğum uzmanlarına göre hamileliğin cinselliğe olumlu ya da olumsuz bir katkısı yoktur. Son bir aya kadar düzenli doğumla ilgili kontrollerini yaptıran ve sorunu olmayan çiftler son aya kadar cinselliği rahatlıkla yaşayabilmektedirler. Ayrıca cinselliği daha geniş düşünmek, cinselliğin sadece cinsel birleşmeden ibaret olmadığını ve bunun dışında da yaşanabileceğini bilmek durumu kolaylaştırır.
Bunun dışında kadında hamilelikle birlikte fiziksel değişimi, aldığı kilolar ve görünümü, beğenilme ve arzu edilme ile ilgili kuşkular ve korkular yaratabilir. Güven, yakınlık, sevgi, aşk, içtenlik gibi duygular fiziksel değişiklikleri olağan kabul etmeyi sağlar, bu durum kadının çekiciliğini değiştirmez. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; çekicilik sadece fiziksel görünümle açıklanamaz.
Bu korku gerçekse olumsuz bir hamilelik dönemi, depresyon, boşanmaya kadar giden olumsuzluklar olabilir. Ancak biliyoruz ki hamilelikte aldatılma korkusu çoğunlukla gerçekçi olmayan endişelerden ibarettir. Ancak bu korkunun gerçekçi olmaması çiftin arasında sorun oluşmasını engellemez. Örneğin kadın bu korkusundan dolayı dedektif gibi eşinin telefonunu, bilgisayarını, cüzdanını kontrol ediyorsa, gerçekçi olmayan korkularından dolayı eşiyle tartışmaya giriyorsa, iyice alıngan olmuş ve her durumdan bir anlam çıkarmaya başlıyorsa durum kritik bir hal alır. Aldatma olmasa da depresyon, tartışma ve boşanmaya kadar giden bir olumsuzluk yaşanabilir.
Öncelikle baş etmek için sorun oluşmadan müdahale önemlidir. Bu da gerçekten hazır olmadan ya da ilişkide çatışmalar veya cinsel sorunlar varken hamile kalınmamalıdır. Ancak hamilelikte gerek hormonal ve fiziksel değişiklikler, gerekse ruhsal değişikliklerden dolayı ortaya çıkan gerçekçi bir temeli olmayan aldatılır mıyım korkusu yaşanıyorsa 10 altın kural vardır.