Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gelişmiş ülkelerde bir miktar toparlanmanın olduğunu ve bir miktar büyüme görülmeye başlandığını belirterek, "Fakat bunun kırılgan ve son derece hassas dengeler üzerine devam eden bir toparlanma olduğunu da görmemizde fayda var. 'Artık işler düzeldi, bu kriz bitti' diyemiyoruz" şeklinde konuştu.Ali Babacan, "Risklerin Yönetimi: Krizden Çıkarılan Dersler" konulu "İslam Kalkınma Bankası Üye Ülkeleri Ulusal Kalkınma Finans Kuruluşları Ortaklığı (ADFIMI) Kalkınma Forumu 2013" toplantısına katıldı. Burada konuşma yapan Babacan, son yaşanılan küresel krizin faizsiz finansman metotlarının çok daha güvenilir, istikrarlı ve kazan-kazan ilişkisine dayanan neticeler verdiğinin görüldüğünü söyledi.Türkiye'de faizsiz finans hızlanınca İslam Kalkınma Bankası'nın Türkiye'deki ilk ofisini Ankara'da açtığını, ikinci ofisini İstanbul'da açacağını belirten Babacan, "Dünya Bankası ilk defa küresel İslami finans gelişme merkezi açtı ve İstanbul'da açtı. Dünya Bankası'nın İslami finans konusundaki araştırmaları, bilgi paylaşımı İstanbul'daki merkezden yapılacak" dedi."ARTIK KRİZ BİTTİ, DİYEMİYORUZ"Babacan, kalkınma konularının bütün dünyanın gittikçe yoğunlaştığı ve bundan sonraki dönemde de birçok ülke için önem taşıyacak bir konu olduğunu ifade ederek şunları dile getirdi:"Tüm dünyayı etkisi altına alan küresel kriz henüz bitmiş değil. Gelişmiş ülkelerde bir miktar toparlanma var, bir miktar büyümeler görülmeye başlandı fakat bunun kırılgan ve son derece hassas dengeler üzerine devam eden bir toparlanma olduğunu da görmemizde fayda var. 'Artık işler düzeldi, bu kriz bitti' diyemiyoruz. Dolayısıyla her an dikkatli olmamızda fayda var."Babacan, "Büyümenin gelir dağılımını düzelten bir büyüme olup olmaması çok önemli. Büyümenin zengin ile fakir arasındaki farkı azaltıp ya da çoğaltmasına bakılması gerekiyor. Büyümenin eğitim, sağlık gibi hizmetlerin kalitesinin artmasını sağlayıp sağlamadığına bakılması gerekiyor. Altyapıyı düşünmeden farklı kaynakları olan bir büyüme, o ülkenin altyapı sınırlarına gelip takılabilir. Enerji, ulaştırma, bilişim, iletişim konuları kilit noktada. Bunların kapasitesi ülkenin büyümesiyle paralel gelişmiyorsa ileride engel olarak ortaya çıkabilir" dedi.Babacan, Dünya Bankası'nın sınıflandırmasına göre Türkiye'nin şu anda üst orta gelir ülke grubuna dahil olduğunu, 3 yıl sonra da yüksek gelir ülke grubuna dahil olacağını kaydetti."TÜRKİYE'DEKİ BÜYÜME KAMU HARCAMASINA BAĞLI DEĞİL"Türkiye'deki büyümenin kamu harcamasına bağlı olmadığını, özel sektör aktivitesine dayandığını aktaran Babacan, 2008 krizinden sonra pek çok ülkede büyümenin devletin daha çok para harcamasıyla sağlanmaya çalışıldığını dile getirdi. Bir ülkenin borcu düşükse ya da çok ciddi ölçüde petrol, maden ve gaz geliri varsa bu tür ülkelerde kamu harcamasını artırmak yoluyla büyümenin sağlanabileceğine dikkati çeken Babacan, ancak bir ülke kamu borç stoku o ülke için zaten bir risk alanı olarak kabul ediliyorsa daha çok bütçe açığı ve daha çok kamu harcamasıyla büyümeyi elde etmesini çok zor gördüklerini ifade etti.Avrupa'da bunun kötü örneklerinin görüldüğünü belirten Babacan, Türkiye'de önceliği kamu mali yapısının sağlamlığında gördüklerinin altını çizdi."Biz dedik Türkiye'de kamu borcu artık bir problem alanı olmaktan çıkmalı, bu kimsenin aklına bir risk alanı olarak gelmemeli" diyen Babacan, bunu önemli bir ölçüde gerçekleştirdiklerini söyledi.Babacan, "Bazıları diyordu ki, 'Şayet büyüme istiyorsanız kesenin ağzını açacaksınız.' İyi de bizim kesenin geliri zaten halktan topladığımız vergiler. Kesenin ağzını açmak demek, daha fazla vergi toplamak demek ya da daha fazla borçlanmak demek. Petrolümüz, gazımız olsa da onu satıp ekonomi için harcıyor olsak, kabus edilebilir. Ki o da dikkatli yapılmazsa onu yapan ülkelerde de ciddi problemlerin olduğunu görüyoruz. Ölçüsüz olunca o başka makro ekonomik hastalıkları beraberinde getiriyor. Dolayısıyla bizim telkinimiz bu yönde oldu. Bugün itibarıyla bizim yıl bütçe açığımız, merkezi hükümetin bütçe açığı milli gelire oranla yüzde 1,2 olacak. Biz 2002'de hükümeti devraldığımızda o yıl yüzde 12 idi" şeklinde konuştu.2009'dan bu yana Türkiye'deki istihdamın 6 milyon kişi arttığını, bunun önemli sebeplerinden birisinin büyüme oranları olduğunu belirten Babacan, bir başka önemli sebebin de hedeflenmiş ve iyi uygulanmış aktif iş gücü piyasası politikaları olduğunu kaydetti.Bu politikalardan bahseden Babacan, uyguladıkları programların yüz binlerce istihdam oluşturduğunu, bu programların bütçe maliyetlerinin çok düşük olduğunu, bunun devlet parasının en isabetli harcandığı yer olduğunu dile getirdi. Konuşmasında uygulanan bankacılık politikalarından da bahseden Babacan, kriz döneminde Türkiye'deki hiçbir bankanın kurtarılmak zorunda kalmadığını kaydetti.Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün Türkiye'deki GSYİH'den daha büyük olduğunu anımsatan Babacan, bunun Türkiye'nin ekonomik büyümesinin, dinamizminin önemli bir dayanak noktası olduğunu ifade etti.Öte yandan Türkiye'deki kredi hacminin de genişlediğini hatırlatan Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bu genel anlamda iyi bir şeydir çünkü kredi hacmi genişliyorsa bankalar geleceğe güveniyordur, şirketler o ülkenin vatandaşları kredi almak için arzuludur, isteklidir ve bu da geleceğe güvenle bakmaktır. Ama bu artışın hızı 2012'den bu yana bizi kaygılandırıyor. 2012'de tedbirler aldık ve artış hızını önemli ölçüde aşağı indirdik. Uyguladığımız tedbirlerle cari açığımız yüzde 10'dan yüzde 6'ya indi. Bu tedbirleri almasaydık Allah korusun o zaman Türkiye'de çok ciddi sarsıntılar yaşayabilirdik."Ali Babacan, son 1 aylık dönemde yeni ihtiyati tedbirleri devreye soktuklarını ve bazı ilave tedbirleri de devreye sokacaklarını söyledi.Bu sefer genel anlamdaki kredileri değil, tüketici kredilerini hedefleyen bir politika çerçevesi çizecekleri bilgisini veren Babacan, "Önümüzdeki dönemde eğer kredi ihracat içinse, üretim içinse, yatırım içinse bunun önü açık, bununla ilgili bir tedbirimiz yok" dedi.Hatta tam tersine BDDK'nın aldığı yeni kararlarla KOBİ kredilerinin bankalar açısından maliyetini düşürücü bazı adımlar da attıklarını bildiren Babacan, iş dünyasının makul maliyetli kaynağa ulaşıp yaptığı iş ile orantılı bir şekilde kredi hacmi artmaya devam ederken, öte yandan tüketici kredileri üzerinde bir miktar sınırlayıcı tedbir aldıklarını, 3 konu üzerinde de çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz