Ali Serim: “diplomatik Zaferlerin Ekonomik Etkileri Olumludur”

Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanınması kararının BM’de oylanmasıyla ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Bu oylamayı gündeme taşıyan lider ülke Türkiye oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çok önemli bir diplomatik başarıya imza atmış oldular. Diplomatik zaferlerin ekonomik etkileri olumludur” ifadelerini kullandı.Fin-As Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı, Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanınması kararının BM’de oylanmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Serim, “Uluslararası birçok antlaşmayı ihlal ederek 6 Aralık’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklamasının ardından başlayan süreç Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 172 ülkeden diplomatlar, ABD’nin kararını geri almasını New York’taki BM Genel Merkezi’nde yapılan oturumda oyladı ve 128 ülke tasarıyı kabul etti, 9 ülke ABD’nin kararını destekledi. 35 ülke çekimser kaldı. Bu oylamayı gündeme taşıyan lider ülke Türkiye oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çok önemli bir diplomatik başarıya imza atmış oldular. Bu durum Türkiye’nin coğrafyamızdaki konumunu muazzam derecede güçlendirdi. Türkiye’nin köklü devlet geleneğini, vizyonunu, kurumlarını, liderlik vasfını ve dünya barışındaki tarihi yerini bir kez daha gözler önüne serdi” dedi.“Oylama sonucu orta vadede Türkiye’nin bölgeden yatırım çekmesine de olumlu katkı sağlayacak”Serim, bu başarının siyasi birçok yanının görüleceğini fakat orta vadede Türkiye’nin bölgeden yatırım çekmesine de olumlu katkı sağlayacağını aktardı. BM Genel Kurulu’nda birçok ülke tarafından Türkiye’yi öven açıklamaların yapılmasının da o ülkelerdeki yatırımcıların da dikkatini cezp ettiğini belirten Serim, “Bölgemizdeki ülkelerdeki yatırım uzmanları ve uzakdoğudaki yatırım uzmanları Türkiye’nin Kudüs çıkışının yatırımcılarda ülke imajı açısından güçlü Türkiye olgusuna katkı verdi şeklinde yorumlar yapıyorlar. Türkiye dış politikada başarılara imza attıkça gelecek yatırımlarda da artış olacağı görülüyor. Zira uluslararası diplomasi alanında güçlü bir Türkiye yatırımcıların istediği istikrarlı ve dış müdahalelere dayanıklı Türkiye imajının en büyük desteği olacaktır. Son on yılda Turkiye’ye giren uluslararası dogrudan yatırımdan en buyuk payı yuzde 34,6 ile finans ve sigorta faaliyetleri aldı” ifadelerini kullandı.2007-2016 doneminde Turkiye’ye yonelik brut dogrudan yatırım girisinin (gayrimenkul alımları ve kredi kullanımları haric) 110 milyar 787 milyon dolar olarak gerceklestiğini kaydeden Serim, “Bu yatırımın da 28 milyar 334 milyonu bankacılık, 7 milyar 368 milyon doları sigorta, reasurans ve emeklilik fonları, 1 milyar 798 milyon doları holding sirketlerinin faaliyetleri, 864 milyon doları da diger finansal hizmetler olmak uzere toplam 38 milyar 364 milyon doları finans ve sigorta faaliyetleri sektorunde gerceklesti. 2018’de ise geçilecek ‘tek durak ofis’ yaklaşımı ile yabancı yatırımcıya hizmet kalitesi artacak ve Türkiye’de iş yapmak daha da kolaylaşacak. Hükümetin bu uygulamasının da önemli ölçüde cazibe oluşturacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.