Teröristbaşı Fetullah Gülen'in ölümünün ardından gözler bir yandan da eli kanlı terör örgütü FETÖ'nün hayatlarını kararttığı insanlara çevrildi. O mağdurlar arasında 'Yarbay Ali Tatar' ismi ise öne çıkmış, yaşananlar yıllardır kamuoyunda geniş yer bulmuştu.
FETÖ örgütünün organize ettiği ‘Amirallere Suikast’ soruşturması sırasında 19 Aralık 2009 tarihinde hayatına son veren Yarbay Ali Tatar'ın yaşadığı haksızlık üzerinden yıllar geçse de unutulmadı.
Teröristbaşı Gülen'in ölümü sonrası gözlerin ilk çevrildiği isimlerden olan merhum Yarbay Ali Tatar'ın eşi Nilüfer Tatar, canlı yayına katıldı.
Sözcü TV'deki yayına katılan Nilüfer Tatar, gözyaşlarını tutmakta büyük zorluk yaşadı.
Sesi titreyen ve boğazı düğümlenen Tatar, konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
"Haberi alıp telefonu kapattıktan sonra çok karmaşık duygular yaşadım. Bunu anlatmak çok kolay değil. Hem duygusal, hem sinirli hem gergin oluyorsunuz. Çok anlatılması çok zor bir duyguydu. Yok olmasına sevindim, evet ama işbirlikçileri, medyası, hukuk, emniyet ayağı yargılanmıyor hala.
Yargılanma sürecinin ne kadar yavaş ve anlamsız gittiğini, sürecin sündürüldüğünü görüyoruz. Canımız aslında hala yanıyor. Geçen hafta Emniyet ayağıyla ilgili dava vardı. Bunların elebaşları yargılanmıyor. Bunların birçoğu tutuksuz yargılanıyorlar. Ben yargılanma süreçlerinin tam olarak hala yapıldığını düşünmüyorum.
Evet, bir cani gitti ama onunla birlikte işbirlikçileri duruyor. Onlar yargılanana kadar benim içim rahatlamayacak.
Ali kendisine, üzerine atılan iftiraları gururuna yediremedi. Bir depresyona girdi. Bu sürecin çok uzun ve büyük bir komplo olduğunu bize söyledi. Çok büyük oyunlar olduğunu söyledi. Bizi de piyon gibi kullanıyorlar dedi. Ali bu oyunu çok net gördü. Bir şey yapılmadığını da gördü. Ali'yi depresyondan çıkaramadık.
Görev yaptığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda amirallere bir suikast düzenleneceği ve bu süreci de Ali'nin yürüttüğü, başlattığı yönündeki bir iddiayla suçlanıyordu. Sorguda ise başka şeyler de vardı.
Ali Atatürkçüydü, vatanını çok seviyordu. Vatanını canından daha çok seviyordu. Bir çığlık attı ama bu çığlık duyulmadı. Ta ki 15 Temmuz'a kadar.
Biz adil bir yargılanma için 15 yıldır bekliyoruz. Ali'yi kaybedeli 15 yıl oldu. Bu ülkenin bizim ailemize bir borcu var. Bu davalarda zarar görmüş herkese bir adalet borcu var. Sabırla bunu da bekliyoruz"