Alişan'ın, Posta Gazetesi'nden Oya Çınar'a verdiği röportaj şöyle:
Tebrikler, sonunda şeytanın bacağını kırdınız. Evleniyorsunuz.
Şeytanın bacağını öyle bir kırdım ki bacak kalmadı, dağıldı kangren oldu, hahaha!
Aşık mısınız?
Görücü usulü tanıştık. Uzun yıllardır kimseye duygusal bir şey hissedemiyordum. Annem babam da görücü usulü evlenmiş. Ablası Esra Erol tanıştırdı bizi. Karşılıklı güzel duygular hissettik.
Bu devirde niye görücü usulü?
Uzun zamandır evlenmeyi istiyordum ama karşıma biri çıkmıyordu. Bir de artık etrafımda bekar arkadaşım kalmadı.
Flörtleriniz olmuyor muydu?
Oluyordu ama adı üstünde, flört. Artık yuva kurmak istiyordum.
Cumhurbaşkanına verdiğiniz söz ne kadar etkili oldu bu kararınızda?
Her karşılaşmamızda bir an evvel evlenmem gerektiğini söylüyordu. Zaten yaşım 41 oldu. En son bir davette, “Oğlum hadi artık evlen” deyince, ağzımdan, “Tamam Sayın Cumhurbaşkanım. Söz veriyorum, altı ay içinde evleneceğim” cümlesi çıktı. 29 Nisan’da doluyordu sürem. 15 gün kala sözümü yerine getirdim. Eda ile 11 Nisan’da tanıştık.
"ERKEK ÇOCUĞU BULANA KADAR DEVAM EDECEĞİM"
‘En az üç çocuk’ önermesine uyacak mısınız?
Mümkünse 4-5 çocuk yapacağım. Bizim ailede erkek çocuk özlemi var. Ben erkeği bulana kadar devam edeceğim. Soyadımızı taşıyacak biri lazım.
Eda Hanım’ın neyi etkiledi sizi?
Aile yapımız benzer. Bir de Esra Erol’un kız kardeşi olmasına rağmen basında hiç yer almamıştı. Bu benim için önemli. Kendisi temiz, ailesi temiz.
Temizden kastınız ne?
Kimsenin hayatına girerken öncesinin hesabını soramazsınız. Evlenip ayrılmış bir kadın da olabilirdi ama çocuğu olmasını istemezdim. Çok şükür kriterlerime uygun birini çıkardı Allah karşıma. Hem fiziksel, hem de iç yapısı olarak istediğim her şeyi buldum Eda’da.
Fiziksel kriterleriniz nelerdi?
Eda uyuyor her şeyiyle! Uzun boylu olmasını istemezdim. Hep derdim, “Elini tutunca göğüs hizamı geçmesin” diye. Çok güzel, çok alımlı, çok seksi, herkesi dönüp baktıracak bir kadınla evlenmek istemezdim. Yanımdaki kadın daha normal olmalı. Öyle de oldu şükür.
Çok kıskançsınız o halde...
O benim eşim olacak neticede. El ele yürürken insanların dönüp dönüp bakacağı bir kadın beni rahatsız eder. Geçenlerde Serdar Ortaç “Herkes hanımıma dönüp bakıyor, gurur duyuyorum” demiş. Ona saygı duyuyorum ama bu beni deli eder.
"TABİİ Kİ TERLİKLERİMİ AYAĞIMA GETİRECEK"
Eda Hanım konservatuvar mezunuymuş. Şu an neler yapıyor, kariyer planları var mı?
Klasik Batı Müziği eğitimi almış. Benim gibi arabeskçi değil tabii, hahaha! Çok iyi piyano ve keman çalıyor. Özel dersler veriyor. Bir ara oyunculuğa merak sarmış. Hatta Kanal D’de ‘Elif’ dizisinde oynamış. Ama artık oyunculuk yapmayacak.
Neden?
E, evleneceğiz.
Evlenmeniz oyunculuk yapmasına niye engel?
Çalışma şartları çok zor oyunculukta.
Sadece bu mu, yoksa, 'Evinin hanımı olsun' arzusu mu?
Valla dizide oynayacaksa benimle oynayabilir ancak. Bilmiyorum, belki ‘geri kafalılık’ diyeceksin ama istemiyorum.
Başkasıyla öpüşmesi fikri mi asıl rahatsız eden?
Öyle bir şey zaten olamaz!
Siz de kliplerinizde kadınlarla yakınlaşıyorsunuz...
Hiçbir kadınla kliplerimde öpüşmedim. Bir kere yalandan dudak dudağa değme olmuştur, o kadar. Bunları konuştuk zaten. Eski Türk filmleri tarzında değil ki artık hiçbir şey. İnsanlar kendi karısıkocasıymış gibi çok cesur sahnelerde oynuyorlar. Ben kaldıramam açıkçası.
Çağla Şıkel'e ayakkabılarınızı bağlatmanız olay olmuştu. Karınızdan bekler misiniz bu tip jestler?
Elbette terliğimi de ayağıma getşrecek! beklerim tabii.
Eda Hanım’ın sizin Çağla Hanım’la olduğunuz kadar yakın bir erkek arkadaşı olsa?
Aaa! Bak onu hiç düşünmedim. Zor soru. Şöyle, gerçekten bizim Çağla’yla olduğumuz kadar yıllara dayanan bir arkadaşlıkları varsa bir şey diyemem. Ama bir yıldır tanıdığı bir insanla çok yakın olursa onu sorgularım. Bir erkekle bir yerlere gitmesini, yemek yemesini, çıkıp gezmesini istemem.
"YALAKA DEMELERİ UMRUMDA DEĞİL"
Cumhurbaşkanlığı davetlerinde sıkça yer almanız eleştiriliyor. Söylenenler sizi üzüyor mu?
Hiç umurumda değil. Yabancı bir ülkenin cumhurbaşkanının davetine mi gidiyorum?
Daha fazla iş alabilmek için bunları yaptığınızı söyleyenler var...
Hiç ilgisi yok. Ak Parti döneminden önce de belediye konserlerine gidiyordum. Ecevit zamanında da gittim. İlk zamanlarımda Cumhurbaşkanı Demirel’di. Onun davetlerine de gidiyordum. Ak Parti 16 yıldır iktidarda. Toplasan 16 yılda 16 belediye konseri vermedim. TRT’de iş yapmıyorum. Nasıl bir çıkarım olabilir, anlamıyorum.
Göründüğünüz kadar politik bir insan mısınız?
Tabii ki kendime göre fikirlerim var ama siyaset yapmıyorum. Ben sanatçıyım. Evet, bence Recep Tayyip Erdoğan bu ülke için büyük bir şanstır. Böyle söyledim diye yarın yine, “Alişan yalakalık yaptı” diyenler çıkar eminim. Desinler. Bu yalakalık değil. Kendisini gönülden destekliyorum.
İfade özgürlüğü konusunda Türkiye’yi nerede görüyorsunuz? Eksiklikler var mı sizce? Mesela 150’nin üzerinde gazeteci tutuklu...
Benim haddime değil ki bunları eleştirmek.
Neden olmasın?
Cumhurbaşkanımızla hiçbir özel görüşmem olmadı ki. Davetlere gidiyorum. Orada da tezahürat yapmıyorum, “Helal olsun” demiyorum. Bunlar kendi fikirlerim. Kendisini siyasi yasaklıyken de çok severdim. O zaman da ziyaretine gitmiştim. Çıkıp çıkamayacağı bile belli değildi. Allah yardım etti, çıktı. Şimdi onu takdir ediyor, seviyorum diye yalakalık mı yapmış oluyorum?
"SUÇSUZ OLAN GELSİN"
Hiç endişeniz yok mu?
Endişeli olanlar 1990’ları hatırlamıyorlar galiba. Devlet yoktu. Sokakta ulu orta adam öldürüyorlardı. Bu Türkiye ile o zamanı karşılaştırmam bile.
Her şey yolunda o zaman...
Öyle bir süreç ki, kurunun yanında yaş yanıyorsa da bu normal yani. Ergenekon davalarında da öyle oldu. Oturduğu yerden kimsenin Cumhurbaşkanına küfretmeye, Türk halkına ‘beyinsiz’ demeye hakkı yok! Kimse kusura bakmasın. Suçsuz olan gelsin. Yargılanıp aklansın. Neden korkuyorlar suçsuzlarsa!
"DÜĞÜN TARİHİNİ CUMHURBAŞKANIMIZIN TAKVİMİNE GÖRE AYARLAYACAĞIZ"
Evlenme teklifini nasıl yaptınız?
Yapmadım.
Nasıl yani?
Bildiğiniz yapmadım. Hatta geçen gün, “Hâlâ evlenme teklif etmedin, farkında mısın?” dedi. “Gerek yok ki! Zaten istedik” dedim.
Evlenme teklif etmeden istemeye nasıl gittiniz?
Bayağı... “Akşam seni istemeye geliyoruz” dedim.
Yüzüğü verirken ne söylediniz?
Hiç. İstedikten sonra nişan yapıldı. Orada takıldı yüzükler. Zaten tanışma amacımız belli. Allah aşkına! Komik olmaz mıydı, “Benimle evlenir misin?” demem.
Düğün ne zaman?
Kasım ayında. Cumhurbaşkanımızın programına göre günü kararlaştıracağız. İnşallah bir aksilik olmazsa şahidimiz olacak. Biz sadece kendimizden sorumluyuz ama o tüm ülkeye karşı sorumlu. Biz kendi adımıza katılımını sağlamak için elimizden geleni yapacağız.