Kontrol dışı gelişen olaylar hep vardı fakat iki yıldır hayatımızda olan Covid-19 ile birlikte bu tarz olaylar artmaya başladı. İnsanlar bu durumlara müdahale edemeyince bir süre sonra olayları umursamamaya veya inkar etmeye başladılar. Olayları görmezden gelme durumu anlık olarak daha mutlu etse de uzun süreçte bu durumlardan kurtulmayı zorlaştırarak daha olumsuz sonuçlara neden oluyor. Uzman Klinik Psikolog Elmas Merve Malas Covid 19 pandemisinin insanlar üzerinde meydana getirdiği psikolojik etkiler hakkında bilgi verdi. Malas, “Normal hayatımızda kontrolümüzde olmayan değişiklikler bizi huzursuz eder ve kendimizi kaygılı ya da gergin hissetmemize neden olur. Kontrolümüzde olmayan bu durumlara karşı bazen direniriz bazen de umursamayız. Ancak direnmek ve umursamamak sadece süreci inkar etmektir. Durumu değiştirmez ya da etkilerini azaltmaz. Ancak direnmek bize bu süreçte daha fazla zarar verir. Duruma alışmamız problemi çözmek için çabalamamıza yol açar” dedi.
Pandeminin başında birçok kişinin bu sürece direndiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Elmas Merve Malas, “Bizim ülkemize gelmez, gelse bile bize bulaşmaz, bulaşsa bile hafif geçiririz gibi ifadelerle sürecin gerçekliğine karşı direnildi. Ancak gerçek olan bir tehdide karşı direnmek uzun vadede daha fazla zarar görmemize neden olabilir. Çünkü salgının gerçek bir tehdit olması ve ölümcül olmasıyla yüzleşmek süreci inkar edenleri daha fazla etkiler. Kontrolümüzde olmayan bu değişikliklere alışmak için zaman gerektiği gibi sabır da gerekir. Elimizde olmayan kontrol edemediğimiz durumlarla baş ederken kontrolümüzde olanlara odaklanmak bizi daha rahat hissettirecek ve süreç yönetimimizi daha da kolaylaştıracaktır. Değişikliklere uyum sağlamak ve kendimize göre düzenleyebildiğimiz durumlara odaklanmak, zorlayıcı durumlara karşı baş etmede daha etkili bir yol olacaktır” şeklinde konuştu
Uzman Klinik Psikolog Elmas Merve Malas, süreci inkar etmemenin neden önemli olduğundan bahsederek, “Süreç bittikten sonra, kendimizle yüzleşmeye başlayacağız ve stres olaylarıyla baş edemediğimiz gerçeği ortaya çıkacaktır. Baş edemediğimiz bir başka problem daha bu yığına eklenecektir. Uzun vadede bu sorunlar yığını bizim kendimize olan kendilik algımızın azalmasına neden olacaktır. Bu da kendimizi daha fazla eleştirmemize ve beğenmememize neden olacaktır. Kendimize ve etrafımıza karşı tahammülümüzün azalmasına yol açacaktır‘’ ifadelerini kullandı.
Bu durumlarla karşılaşmamak için stresli olayların kolay olmadığını ve zorlandığımızı kabul etmemiz gerektiğini, sorunlarla daha iyi baş etmemizin birinci adımı olabileceğini vurgulayan Malas, “Hayatımızda özellikle yeni olaylara ve durumlara uyum sağlamak zaman ister. Başlangıçta kendimizden beklentimiz çok fazla olabilir. Ama beklentimizi karşılayamadığımızda da kendimizi suçlamamalıyız. Beklentimizi ertelemeli ya da süresini uzatmalıyız. Stresli ve zor olaylarla baş etmek için kendimize olan ihtiyacımız daha fazla olacaktır. Bu yüzden kendimize fazla yüklenmeden şefkatle yaklaşmamız önemli. Elbette bu zor günler de yakın zamanda geçecek ve hep birlikte eskiden yaşadığımız mutlu günlere yeniden döneceğiz” diye konuştu.