Psikolog Ferahim Yeşilyurt, alışveriş düşkünlüğünün bir bağımlılık şeklinde ele alındığını belirterek, "İhtiyaç duyulmayan şeyleri satın almamak ve kredi kartı mağduru haline gelmemek için dikkatli olun" dedi.
İnsanları alışverişe yönlendiren sebepleri araştıran Psikolog Ferahim Yeşilyurt, ayakkabısı olduğu halde ayakkabı satın almayı, kadınları çanta ya da makyaj malzemesi almaya yönlendiren sebeplerin mutluluğa yol açan seratonin hormonundan geçtiğini söyledi.
Büyükşehir hayatında insanların yoğun bir tempoyla çalıştığını anlatan Yeşilyurt, "İnsanlar, bu çalışma süresince pek çok ek stres faktörü ile karşı karşıya geliyorlar. Trafik, şehrin gürültüsü, kapalı mekanlara sıkışıp kalma sıkıntısı. Modern yaşamda kadınların rolü biraz daha değişerek iş yaşamı ile birlikte anılmaya başladı. Bu durum kadınların günlük yaşamda ek rollere bürünmesine neden oldu. Kadın günlük yaşamında çalışıyor, aynı zamanda ev işi yapıyor, çocuğuna bakıyor ve kocasına karşı eş rolünü sürdürüyor. Karı-koca yoğun bir tempo içinde çalışan insanlar artık hafta sonunu iple çeker hale geliyorlar. Hafta sonlarımızı eğer eğlenceli ve dinlenerek geçirirsek bir sonraki haftaya daha rahat başlayabiliyoruz" dedi.
Modern insanın yaşam tarzı içinde hafta sonunun önemini çok iyi bilen pazarlama gruplarının, planlı biçimde çeşitli kanallardan, "Büyükşehir insanı, mutsuz yada sıkıntılı ise alışveriş yaparak rahatlayabilir; mutluluğu yakalayabilir" mesajını vermeye başladığını kaydeden Yeşilyurt, "Bu mesaj özellikle dergi ve televizyon aracılığı ile verildi ve verilmeye devam ediyor. İnsan koşullanan bir varlık. İnsanları farklı amaçlar için koşullayabilirsiniz. Örneğin; uçakların güvenilmez olduğunu sürekli vurgularsanız bir süre sonra fobik insan sayısını artırabilirsiniz. Aynı şekilde medyada bazı mesajları tekrar tekrar verirseniz insanları koşullandırmaya başlarsınız. Bir içecek reklamında 'mutluluğu yakala' deniliyor. Mutluluğu yakalamanın formülünü size veriyor, bu içecekten içmek, yani çıkıp alışveriş yapmak" diye konuştu.
Medyada verilen çeşitli mesajlarla insanların alışveriş yapmaya yönlendirildiğini kaydeden Psikolog Yeşilyurt, şunları söyledi:
"Sonuçta çılgınca alışveriş yapan insanlar, kredi kartı mağdurları olarak ortaya çıkıyor. Artık alışveriş düşkünlüğü psikolojik olarak incelenmeye başladı. Yapılan çeşitli araştırmalarda alışveriş yapmanın insandaki seratonin hormonunu artırdığı yönünde bulgular elde edildi ve alışveriş düşkünlüğü bir bağımlılık şeklinde ele alınmaya başlandı. İhtiyaç duyulmayan şeyleri satın almamak ve kredi kartı mağduru haline gelmemek için size bazı öneriler sunmak istiyorum."
Kredi kartı mağduru olmamak için Yeşilyurt'un tavsiyeleri:
- Alışverişe çıkmadan önce bir liste yapın, eğer alışverişe hedefsiz giderseniz başka kişilerin hedefi olabilirsiniz ve ihtiyacınız olmayan şeyleri alarak alışverişten dönebilirsiniz. Mutsuz ve keyifsiz olduğunuz dönemlerde alışverişe çıkarken daha dikkatli olun. Çünkü bu anlarda alışveriş kararlarınız hatalı olabilir. Aynı zamanda mümkünse yanınıza yeteri kadar nakit para alarak, kredi kartını kullanmamaya çalışın yada en iyisi kredi kartınızı evde bırakın. Bir şeyin ucuz olması onun alınması için yeterli değildir. Aynı zamanda sizin için "ne kadar gerekli?" sorusunu kendinize sormanız gerekir. Sürekli olarak tüketilen ürünlerde taksitle alışveriş yapmayın.
- Büyük bir alım kararı vermeden önce mağazada bir tur daha atın, ani karar vermeyin.
- Mutlu olmak için alışveriş yapmak yerine sinemaya gitmek, tiyatroya gitmek yada açık alanda yürüyüş yapmak gibi aktiviteleri tercih edebilirsiniz.