HIDIR DAŞTAN - 80’li yıllarda dünyada kendi kendine yeten 8 ülkeden biri olduğumuzu göğsünü gere gere anlatırdı öğretmenlerimiz. Konya’ya tahıl ambarı derlerdi, Mersin çileğiyle, Taşköprü sarımsağıyla anılırdı o yıllarda, Kırkağaç kavunu Uruguay’dan ithal kavunla tanışmamıştı henüz. Buğdayın başağı alınır samanı para etmezdi çok fazla. Bir gün gelir bu beğenmediğimiz samanı dahi ithal ederiz deseler hiç birimiz inanmazdık.
Yüz ölçümü Konya kadar bile olmayan Hollanda’da topraksız tarım yapılıyor. Hangi tarım ürününe ne kadar ihtiyaç duyulacağını ve ne kadar üretiminin yapılması gerektiği bilimsel metotlarla tespit edip modern tarım araçları sayesinde sağlıklı bir şekilde yapmaktadır. Bu sayede iktisatta “örümcek ağı teorisi” dediğimiz olaya fırsat verilmiyor; ne gereğinden fazla üretim yapılıp çiftçi zarara uğratılıyor ve ne
de gereğinden az üretim yapılarak ürün fiyatlarının anormal bir şekilde artmasına müsaade ediliyor.
Tarımda sözde verimliliği artırma gayretleri (!) başını İsrail’in çektiği hibrit tohum üretimiyle yerli ve doğal tohumların önünü keserken kullanıldığı yıl bolluk getiren kısır tohumların zoraki kullanımına yasalar çıkararak zemin hazırlamıştır. Hibrit tohumun kısır olmak ve ertesi yıl çiftçiyi yenisini satın almak zorunda
bırakmak dışında hem insan sağlığına ve hem toprağın kimyasal yapısına verdiği zarar azımsanmayacak derecede tehlikeli boyutlarda olduğu bilinmektedir.
5553 sayılı tohumluk kanununa göre, kütüğe kaydedilmeyen, sertifikasyonu yapılmayan tohumların ticaretini yapanlara 10 bin liradan başlayan idari para cezaları, suçun tekrarı halinde cezanın artırılması ve faaliyetten men ile yasadışı faaliyet sırasında kullanılan tohumlukların imhası öngörülüyor.
İsrail ile ilişkileri iyi tutma gayreti içerisinde olan siyasilerin pazarın tek hâkimi olma niyetindeki İsrail ile kötü olmamak adına müracaatı halinde yerli tohumlara sertifika vermesi olasılığı saflık değilse nedir?
Dünyanın yakın gelecekte sahip olanın bir adım önde olacağı bilinen iki silahı “su ve gıda”dır. Türkiye’nin bilinen birçok su markasının sahibi olan İsrail firmaları aynı şekilde ürettiği hibrit tohum ile de sözde “yerli ve milli” olmayı hedefleyen Türkiye’de tek hâkimdir.
Yazının başında da belirttiğim gibi 14 Mayıs “Dünya” Çiftçiler günü olarak kutlanmakta, yani halkını dışarıya muhtaç etmeden kendi ürettiği ile duyurmayı hedef almış tarım politikaları üreten ülkelerin kutladığı gündür. Tarımda üreticilikten çıkmış ve iyi bir (!)“ithalatçı ve tüketici” olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin böyle bir günü yaşayarak ve hissederek kutlaması değil, iyi bir ithalatçı olduğu için sadece
“alınteri dökerek üretenleri” alkışlayarak kutlaması yeterlidir. 14.05.2021 hidirdastan@mynet.com