SAMSUN (İHA) - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Peker, Allah inancının intiharları önlediğini belirterek, "Müslüman ülkelerde intihar vakaları diğer ülkelere oranla çok azdır" dedi.
Ramazan etkinlikleri kapsamında Gazi Belediyesi'nce Sosyal Tesisler'de düzenlenen "Ruh Sağlığı ve İnanç" konulu seminere konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Peker, Allah, ahiret ve kader inancının ruh sağlığına önemli katkıları olduğunu, temel inancın ise Allah inancı olduğunu söyledi. Allah'ın her şeye gücü yeten, bilen, duyan, dilediği takdirde, insanı en büyük dert ve sıkıntılardan kurtarabilen olduğuna dikkat çeken Peker, Allah'ın yeri ve göğü insanlar için yarattığını ve hizmetine sunduğunu, insanı üstün özelliklerle yaratmasına rağmen bazen yaşanan çeşitli olaylar nedeniyle insanın acziyet yaşadığını ve çıkmaza girdiğini kaydetti.
Allah'ın, zaman zaman insanlara acziyetlerini hatırlatarak, kendisine yaklaştırmaya çalıştığını vurgulayan Peker, "Yaşanan çaresizlik durumlarında inancı olan Allah'a sığınır, dualarını işittiğine, dilerse dualarını kabul ettiğine, dert ve sıkıntılardan kurtulacağına inandığı için ruhen rahatlamış olur. Böylelikle ruh sağlığını korur. Allah'a kuvvetle, samimiyetle, ümitle bağlanan insan, karamsarlık duygusunda da kurtulur. Karamsar insan hayattan bir beklentisi kalmamış, ümidini yitirmiş insandır. Her türlü olumsuzluk, kötü durumlar yaşabilir. Hayattan beklentisi kalmadığı için intihar bile edebilir. Allah inancı olanlar intihar etmez. Allah'a inanan yardım edeceğinden ümitlidir, hayata güveninle bağlanır" diye konuştu.
Allah'a inanmayan kişilerin endişeli olduklarına ve birçok olumsuzluk yaşadıklarına dikkat çeken Peker, "Kendini içkiye, uyuşturucuya vermek bu olumsuzlukların başında gelir. İntihar üzerinde yapılan araştırmalarda en çok maneviyatını kaybetmiş, gelişmiş ülkelerde, maddi yönden refaha kavuşmuşlarda intihar vakalarının çok olduğu görülmüştür. Müslüman ülkelerde intihar vakaları diğer ülkelere oranla çok azdır. Çünkü Allah inancı ve dertlerden üzüntülerden sıkıntılardan kurtulacağını bilmek insanı ruhen rahatladır. Allah inancını ve sevgisinin veriliş şekli ise çok önemlidir. Çocuklara korkutularak Allah inancı verilmez. Sevgiyle yaklaşılmalıdır. Korkuyla verilen Allah inancı çocuklarda psikolojik sorun ortaya çıkartır" şeklinde konuştu.
Ruh sağlığının tanımı ve ruh sağlığı bozukluklarına değinen Prof. Dr. Peker, ruh sağlığı iyi olan kişinin yürüyüşünde, oturmasında, kalkmasında, düşüncesinde, muhakemesinde normal bir takım ölçütlerin olduğunu, bunların dışındaki aşırılıkların o kişinin ruhen sağlıksız olduğunun göstergesi olduğunu kaydetti.
Ruh sağlığı konusu tanımının daha çok kişinin kendisiyle ve çevresiyle uyum içerisinde olması olarak açıklandığını dile getiren Peker, ruh sağlığı yerinde olan kişilerin kendine güveni olduğunu, yeteneklerini bildiğini, kendini ne aşağı ne üstün gördüğünü, kaygı endişeleri korkularının uzun sürmediğine değinerek şu örnekleri verdi:
"Nedensiz bazı korkular yaşamaz, duygu düşünce ve davranışlarında farklılıkların meydana gelmez. Gülümsememesi gereken yerde uzun süre gülmez. Bir olay karşısında ilgisiz davranmaz, yanlış hareket ettiğinde düzeltmeye çalışır."
Sağlıklı kişilerin başkalarının duygu ve düşünceleri mutlaka saygı göstereceğine dikkat çeken Peker, şöyle devam etti:
"Ruhen sağlıklı olan kişiler başkalarının inanç ve düşüncelerine karşı hoşgörülü ve saygılı davranır. En önemli problemlerden bir tanesi toplumumuzda ve dünyada başkalarının fikir, düşünce ve inançlarına yeteri kadar saygılı davranmamaktır. Herkes kendi fikir ve düşüncelerine saygı duyulmasını ister. Onun için başkalarının fikir, düşünce ve inançlarına saygı gösterilmelidir. Bazı olaylar veya haksızlıklar karşısında kişinin üzüntü duyması, gece uyuyamaması, düşünmesi normaldir. Şayet bir kişi 'bana yapılmadı başkasına yapıldı' diye ilgisiz davranıyorsa, vurdumduymazsa, ruh sağlında bir bozukluk vardır."