Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakereleri konusunda tarih alma gayretlerini İHA'ya değerlendiren Bahadır Kaleağası, 12 Aralık'ta Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye adına alınacak kararın ne beyaz, ne de siyah olmayacağını belirterek, "Grinin en açık tonunda bir karar çıkması için çalışacağız. Bundan sonraki dönemde bunu ulusal çıkarlarımıza daha yakın bir hale getirmek için çalışacağız" diye konuştu.
AB'deki adaylık sistemi gereği bir ülkenin müzakerelere başlayabilmesi için Kopenhag siyasi kıstaslarını yerine getirmesi gerektiğini belirten Kaleağası, "Müzakerelere başlamayan her aday ülke için her yıl Avrupa Komisyonu bir rapor hazırlar. Türkiye ile ilgili Ekim ayında açıklanan raporda, demokratikleşme paketinin önemi vurgulansa da, eksiklikler belirtildi ve uygulama için erken olduğu ifade edildi. Aralık ayında Türkiye'nin müzakerelere başlaması kararının alınması bugüne kadar imkansız gözüküyordu. Bunu ancak Türkiye'nin eksiklerini bir an önce yerine getireceği yönünde bir kuşkuya meydan vermeyecek siyasi tablo oluşturması gerekirdi. Bu noktada Recep Tayyip Erdoğan'ın temasları çok önemliydi. 'Yeni bir hükümetin başkanı olarak, oluşturduğu heyet ile Türkiye'nin siyasi iradesini kısa sürede uygulayacağını vurgulayarak, 'Türkiye'nin müzakere sürecini ertelemeyin. Çünkü bu eksiklikleri giderilmek üzereyiz' şeklindeki mesajları yerinde. Bu açıdan Recep Tayyip Erdoğan, başarılı bir turne gerçekleştirdi" diye konuştu.
"ALMANYA, MESAJLARI İYİ ALGILAYAMIYOR" Hükümetle sınırlı kalmayan çalışmalara dikkat çeken Kaleağası, "Cumhurbaşkanı'ndan, ana muhalefet partisine ve sivil toplum örgütlerine tüm ülkede toplumsal uzlaşmanın oluşturduğu dinamik söz konusu. Zaten mesajın en önemli kısmı da burası. Artık Kopenhag, siyasi kriterleri Türkiye'de bitmiş olan bir siyasi tartışmadır. Oluşturulan dinamikle bu mesajı çok iyi verdik" dedi.
Almanya'nın kilit ülke olduğunu ifade eden Bahadır Kaleağası, "Ancak Almanya, Türkiye'nin mesajını iyi algılayamıyor. İç politik nedenler, göçmen konusuna yaklaşım, Türkiye'nin ertesi gün üye olup göçmenler gelecekmiş gibi algılamaları, demokratik reformlardan sonra oluşan yeni Türkiye imajını henüz anlayamamış olmaları, 3 Kasım seçimlerinde iktidara İslamcılar geldi, Türkiye kara çarşafa büründü gibi basın kampanyasına maruz kalınması Almanya'da ister istemez baskıları gündeme getirdi. Türkiye bu konuda zorlanmaya devam edecektir" dedi.
TÜSİAD'ın etkinlik alanının ekonomi ağırlıklı olduğunu hatırlatan Kaleağası, "Avrupa özel sektörünün Türkiye'nin AB üyelik sürecinin hızlandırılması yönünde destek vermesini sağlamak için çalışmalarına devam edecek. Bu konuda önümüzde gerekli olan mekanizma var. Bu da, Avrupa Özel sektörünün temsil kuruluşu Avrupa Sanayi İşverenler Konfederasyonu Birliği'dir (UNİCE). Hem AB'nin özel sektörü, hem de tek tek her ülkede yaptığımız çalışmalarda UNİCE temsilcileri ile Başbakanları, Dışişleri Bakanlarını ziyaret ettik. Aralık'ın ilk haftası Almanya Başbakanı Gerhard Schöder ile görüşmemiz olacak. 12 Aralık'tan önce Kopenhag'da Avrupa Özel Sektörü Zirvesi'nde Türkiye'yi destekleyici açıklamaların yapılmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.