Yeşiller Partisi'nden Cem Özdemir, Danyal Beyaz, Ekin Deligöz, Canan Bayram, Filiz Polat meclise girmeye hak kazanırken, Sol Parti'den Evrim Sommer, Sevim Dağdelen ve Gökay Akbulut da seçilen diğer Türk milletvekilleri oldu.
Böylece geçen seçimde 11 olan Türk kökenli milletvekili sayısı bu seçim sonrası 14'e yükseldi.
Geçen dönem milletvekili olan Yeşillerden Özcan Mutlu ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisinden Cemile Yusuf, bu kez seçilemedi.
92 TÜRK KÖKENLİ ADAY
Almanya seçimlerinde meclise üçüncü parti olarak giren aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi'nin (AfD) Avrupa Sözcüsü Dr. Hugh Theodore Bronson, verdiği bir röportajda Türkiye-Almanya ilişkileri üzerine konuştu. Bronson, Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olmadığını belirtirken, birçok Alman için şu an sorunun Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
Seçimde 92 Türk kökenli aday olmuştu.
Öte yandan Almanya'da Türk kökenlilerin kurduğu parti Alman Demokratlar Birliği (ADD), sadece Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde seçimlere girdi. ADD seçimde 41 bin 178 oy alabildi.
Almanya'da hükümet ortaklarının oyu düştü, aşırı sağcı AfD 3. parti oldu. Almanya'da genel seçimde yüzde 13.3 oy alarak ilk kez Federal Meclis'e (Bundestag) giren aşırı sağcı, İslam ve göç karşıtı Almanya için Alternatif Partisi'nin (AfD) Avrupa Sözcüsü Dr. Hugh Theodore Bronson, Türkiye'de gazetecilerin ve Alman vatandaşların 'keyfi tutuklamalara maruz kaldığını' söyledi. Bronson, "Türkiye Avrupa'nın parçası değil ama Türkiye ile ilişkilerimiz iyi olmalı" dedi.
Türkiye ile Almanya'nın uzun süredir müttefik olduğunu ama liderler arasında bunun geçerli olmayabileceğini belirten Bronson, "Birçok Alman için şu an sorun Erdoğan ve onun sert rejimi. Erdoğan gazetecileri, öğretmenleri ve avukatları tutuklatıyor. Bu demokratik bir yaklaşım değil" diye konuştu.
AfD sözcüsü, Türkiye'nin gelecekte öneminin daha da artacağını ifade ederken, "Türkiye ile ekonomik ve finansal ilişkilerimiz iyi olmalı" ifadelerini kullandı.
MERKEL'İN HÜSRANLA KARIŞIK ZAFERİ
Hristiyan Birlik, ağır oy kaybına uğradı, FDP yeniden meclise girdi ve AfD üçüncü güç oldu. Seçimler siyaset aritmetiğini alt üst etti. Volker Wagener'in analizi.
Seçim akşamının sürprizini yapan meçhul seçmen oldu ve kamuoyu araştırma şirketlerini bir kez daha cezalandırdı. Siyasi atmosferin analizini yapanlar, Angela Merkel'i yüzde 40 yakın bir noktada konumlandırıyordu. Ancak seçimin sonunda Hristiyan Birlik partileri (CDS/CSU) 1949 yılından bu yana en kötü sonuçlarından birini aldı. Merkel'in seçimden sonra yaptığı "Bize karşı hükümet kurulamaz" açıklaması ise neredeyse inatçı bir tutumun göstergesi gibi.
SCHULZ YENİLGİYİ KABULLENDİ
Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri ve Avrupa Parlamentosu'nun eski başkanı Martin Schulz, partisinin elde ettiği yüzde 20’lik sonucun ardından başarısızlığı kabul etti. Schulz, SPD’nin yeniden büyük koalisyonda yer almayacağı mesajını verdi.
SPD MUHALEFETE DÖNMEK İSTİYOR
Hristiyan Birlik partileri seçmenlerini özellikle Hür Demokrat Parti'ye (FDP) kaptırdı; ancak Birlik partilerinden Almanya için Alternatif'e (AfD) kayanlar da oldu.
Seçim sonuçları Hristiyan Birlik partilerinin özellikle genç seçmenleri mobilize etmeyi başaramadığını gösteriyor. Birlik partilerinin çöküşünde Hristiyan Sosyal Birlik'in (CSU) Bavyera eyaletinde elde ettiği kötü sonuç da etkili oldu. Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), 2013 seçimlerine kıyasla yüzde 10'dan fazla oy kaybetti ve CSU Genel Başkanı Horst Seehofer, seçim sonrası yaptığı açıklamada partisinin sağa kayacağı mesajı verdi.
Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) rekor seviyedeki oy kaybı Angela Merkel'in elindeki koalisyon seçeneklerinden birini aldı. Nitekim ilk sonuçların açıklanmasından kısa bir süre sonra SPD'nin önde gelen üyeleri, büyük koalisyona devam edilmeyeceği mesajı verdi.