Ceyda Nurtsch / Berlin
Koalisyonu oluşturan Hristiyan Demokrat Birliği (CDU), Hristiyan Sosyal Birliği (CSU), Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ve muhalefet partisi Yeşiller tarafından hazırlanan tasarının onaylanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Tasarı, 1915 olaylarının soykırım olarak tanınmasını, bunun orta öğretim ve üniversite eğitiminde ders olarak okutulmasını, sivil toplum çalışmalarına ve yayın alanına yansıtılmasını içeriyor.
Olayların yüzüncü yıldönümünde Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Berliner Dom kilisesinde yapılan anma ayininde 'soykırım' ifadesini kullanıp, Birinci Dünya Savaşından beri iki ülke arasında devam eden dostluk ve müttefiklikten dolayı doğan bir sorumluluk, hatta suç ortaklığından bahsetmişti.
Ancak Alman Meclisi, Türkiye ile ilişkilerin hassasiyeti nedeniyle konudan uzak durmuş, 1915 olaylarının aydınlatılmasının parlamentolardan ziyade bağımsız tarihçiler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişti.
Bununla birlikte parlamento bu kez, '1915-16 yıllarında Ermeni ve diğer Hristiyan azınlıkların soykırımını anma ve hatırlama' başlığını taşıyan tasarı ile olayları soykırım olarak niteleme konusunda kararlı gözüküyor.
Diplomatik nedenlerle ertelenmişti
Tasarı, diplomatik nedenlerden dolayı bir yıl ertelendikten sonra Hristiyan Demokrat Birliği ve Yeşiller milletvekilleri ile kamuoyunun Almanya'yı Türkiye'ye boyun eğmekle suçlayan kesiminin baskısıyla tekrar gündeme alındı.
Tasarının öncülerinden biri, Türkiye kökenli Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir. Özdemir, 'olası sonuçlardan dolayı tarihi gerçekler gizlenmemeli' görüşünü savunuyor.
Hristiyan Demokrat Birlik partili Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Norbert Röttgen de, Alman televizyonunda bir tartışma programında "Soykırım söz konusu olunca diplomatik hassasiyetler son bulmalı" diye konuştu.
Sol Parti 'Alman suç ortaklığına' dair dilekçe sunacak
Sol Parti Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Dietmar Bartsch, tasarıyı parti olarak onaylayacaklarını söyledi. Ayrıca Sol Parti de 'Alman suç ortaklığına' dair bir ek dilekçe sunacaklarını belirtti.
Türkiye hükümetini sert eleştirileriyle tanınan Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen, "Soykırımın inkârı, şimdiye kadar Alman devlet politikasının bir parçasıydı. Tanıma ve aydınlatma, uzlaşma ve ortak bir gelecek için şarttır" şeklinde konuştu.
Türkiye kökenli bakandan eleştiri
Tasarıyı eleştirenlerden biri ise Türkiye kökenli Sosyal Demokrat Parti'den Uyum Bakanı Aydan Özoğuz.
Özoğuz, 'tasarının Türkiye ve Ermenistan'ın tarihileriyle yüzleşmelerine engel olabileceğini, bu tasarıyla kapıların kapanabileceğini ve bu konunun politik çıkarlara alet edilmesine öfke duyduğunu' ifade etti.
Bakan Özoğuz, meclisin ortak bir duruş sergileyebilmesi için tasarının kabulü yönünde oy kullanacağını belirtti.
Ankara'nın lobi faaliyetleriyle Almanya'da yaşayan, tasarıya karşı olan Türklerin, Türkiye kökenli milletvekilleri üzerindeki baskıyı arttırdığı düşünülüyor.
Koalisyon ortağı SPD milletvekilleri arasında, tasarının Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Yeşillerin inisyatifinde olmasından dolayı rahatsızlık duyduklarını ifade edenler var.
'Merkel oylamaya katılmayacak' iddiası
Ayrıca oylama, Almanya'nın, mülteci krizini çözümünde Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu bir döneme denk geliyor.
Bu dönemde, mülteci anlaşmasından dolayı daha dikkatli olunması gerektiğini düşünen milletvekilleri olsa da, Der Spiegel dergisinin tahminine göre, tasarının onaylanması durumunda, üyelerin büyük çoğunluğu Almanya ve Türkiye arasında gerilim olmamasını ve Türkiye'nin tepkisinin ılımlı olmasını umut ediyor.
Der Spiegel'in yorumuna göre, Türkiye'nin Alman Büyükelçisini çağırarak ya da kendi temsilcisini Berlin'den geri çekerek 'kızgınlığını' sembolik bir şekilde ifade etmesi Almanya'nın kaldırabileceği bir tepki olur.
Bu arada Der Tagesspiegel gazetesi, Başbakan Angela Merkel, Dış İşleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ve Başbakan Yardımcısı Siegmar Gabriel'in oylamaya katılmayacaklarını yazdı.
Bugüne kadar Hollanda ve Fransa'nın da aralarında olduğu yirmiden fazla ülke 1915 olaylarını soykırım olarak kabul etmiş durumda.
Geçtiğimiz Cumartesi günü birçok Türk kuruluş, Berlin Brandenburg Kapısının önünde tasarım oylamasını protesto etmişti.