FRANKFURT (İHA) - Almanya'da Yeşiller Partisi'nin Türk kökenli Federal Milletvekili Ekin Deligöz'ün Müslüman kadınlara başörtülerini çıkarma çağrısında bulunmasının ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Milletvekili Lale Akgün ile Hür Demokrat Parti (FDP) üyesi Mehmet Daimagüler'in başörtüsüne yönelik görüşlerinin yankıları sürüyor.
Başörtüsünün entegrasyona engel teşkil ettiği ve İslamiyet'in bir gereği olmadığı şeklinde Bild am Sonntag Gazetesi'nde çıkan haber ve görüşlere Türk çatı örgütlerinden de tepki yağıyor. Konu hakkında açıklamada bulunan Hürriyetçi Türk-Alman Dostluk Dernekleri Federasyonu (Hür-Türk) Genel Başkanı Hasan Tekin, 'başörtünüzü çıkarın' şeklindeki çağrıyı antidemokratik bulduğunu söyleyerek, "Demokratik bir ülkede böyle bir şey yapılması düşünülemez. Bu hareket, insan haklarına ve demokrasiye aykırıdır. Ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde bunlar yapılabilir. Almanya gibi bir ülkede böyle davranılması çok üzücü" diye konuştu. Her insanın kendi yaşamına istikamet verme hakkı olduğunu bildiren Tekin, "Bir başkasının bunu yapması doğru değil" dedi. CDU'nun kardeş partisi Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi'nin (CSU) son kongresinde 'Almanya İslamlaşıyor' şeklinde bir görüşün ortaya atıldığını hatırlatan Tekin, "Hemen akabinde başörtüsü konusu gündeme taşındı. Bunlar maksatlı yapılıyor. Müslümanlar'ın Alman toplumuna uyumunu engelleyen de bu politikacıların talihsiz açıklamalarıdır. İnsanların kaynaşması isteniyorsa, bu şekilde insanları hedef gösterecek açıklamalardan kaçınmak gerekir" diye konuştu.
Avrupa Türk-İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı Fikret Ekin ise, "İnsanlara 'başörtüsünü çıkarın, şu şekilde giyinin' demenin demokrasiyle bağdaşan hiçbir tarafı yok. Dini bir konuyu, uyuma engel göstermek insan haklarına da aykırıdır. Bu, normal insanların yapacağı bir şey değil. İslam'a hakaret edenlerin prim yaptığı bir dünyada yaşıyoruz. Bunun için anormal çıkışlar yapıyorlar" dedi. İlgi sahası din olmayanların başörtüsü konusunda 'ahkam kesemeyeceklerini' dile getiren Ekin, "Bazıları başörtüsünü bez parçası olarak görüyor. Don da bir bez parçasıdır, o zaman kimse don da giymesin! Siyaset üretemeyenler, çıktıkları sahada başarılı olamayanlar, Türkler'in sorunlarını çözemeyenler, son çare olarak İslam'a ve Türkler'e çatarak prim toplamaya çalışıyor. Bu siyasetçilerin asıl sahası, göçmenlerin gasp edilen haklarını savunmak olmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğü, hızla artan ayrımcılık, okullarda yasaklanan anadil derslerinin üzerine gitsinler" ifadelerini kullandı.
"İNSANLARIN KAFASININ İÇİNDEKİLERE BAKMAK LAZIM"
Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Rıdvan Çakır da, başörtüsünün Almanya'daki göçmen Müslüman kadınların topluma uyumuna engel teşkil etmediğini söyledi. Çakır, "Bir insana 'başını aç' ya da 'ört' denilirse, işte bu uyuma engeldir ve baskıdır. Önce insanların hür fikirli ve hür iradeli olmaları istenmeli. Ancak bu şekilde herkes entegrasyona katkı sağlar. Başkalarının dayatmasıyla kimse uyuma katkı sağlayamaz" dedi. Kadınların değişik sebeplerden dolayı başlarını örttüğünü vurgulayan Çakır, "Örtünmenin dini bir gerekçesi vardır. Ama insanlar örtünmeyebilirler de. Başörtüsü takmayanlar dinden çıkmaz. Bazı insanlar da başka sebeplerden dolayı örtünür. Şimdi buradaki insanları başlarını örtenler ve örtmeyenler diye ayırmak, değerlendirmek doğru olmaz. Burada önemli olan insanların uyuma katkı sağlama niyeti ve bu özellikleri taşıyıp taşımadığıdır. İnsanların kafasının dışındakinden daha çok, kafasının içindekilere bakmak lazım. Kılık-kıyafet yüzünden insanları toplumdan dışlamaya çalışmak doğru değil" diye konuştu.
Konuyla ilgili olarak İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Berlin Eyalet Meclis Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu ise, "Bence başörtüsü, uyuma engel değildir. Ancak konunun polemiğe dönüşmemesi açısından daha fazla yorum yapmak istemiyorum" dedi. Mutlu, başörtüsü konusunda açıklama yapan Türk kökenli federal milletvekilleriyle polemiğe girmek istemediğini sözlerine ekledi.
Sol Parti Federal Milletvekili Sevim Dağdelen de, Almanya'daki göçmenlerin topluma uyum konusunun başörtüsü çerçevesinde değerlendirilmesine sert tepki gösterdi. Ülkede son zamanlarda, göçmenlerin uyum için kendi paylarına düşen sorumlulukları yerine getirmemekle suçlandıklarını vurgulayan Dağdelen, "Bu yüzden yabancılara karşı bir dizi müeyyidelerin yapılması gündeme getiriliyor. Ben bunlara karşıyım. Uyum gibi toplumsal bir olgu, hukuksal ve siyasal zemin hazırlanmadığı sürece gerçekleşemez, baskı ve çağrılar da bunu sağlamaz. Başörtüsü konusunu da bu çerçevede bakıyorum" ifadelerini kullandı. Başörtüsü takan ve Almanya'ya uyum sağlamış sayısız Müslüman kadının olduğunu vurgulayan Dağdelen, "Bu ülkede başörtüsü takmayan ve fırsat eşitliği tanınmadığı için toplumsal yaşamın dışına itilmiş sayısız göçmen kadın da var. Bu yüzden uyum tartışmalarının başörtü ekseninde yapılması hiçbir fayda getirmez. Başörtüsünün farz mı, yoksa sünnet mi olduğunu, konunun uzmanlarına bırakmak gerekir. Kadınların uyumunda başörtüsünü kıstas olarak görenler, erkeklerde neyi kıstas kabul edecek? Saçlarını, sakallarını mı kestirecekler?" dedi. Entegrasyonun sağlanması için önce temel hakların göçmenlere verilmesi gerektiğini hatırlatan Dağdelen, "İnsanlara hak vermeden uyum beklenemez. Bu tartışmaların amacı göçmenlere müeyyideler yapılmasını gündeme getirmektir. 50 yıldır bu topraklarda yaşayan göçmen kökenlilere hala hakları verilmiyor" açıklamasında bulundu.
Alman Hür Demokrat Parti'de (FDP) siyasi yaşamını sürdüren ve Bild am Sonntag Gazetesi'ne verdiği demeçte başörtüsü karşıtlığı yapan Mehmet Daimagüler de, söz konusu gazeteye verdiği demecin arkasında durduğunu söyledi. Daimagüler, "Batı'da yaşayan insanlar, Batı değerlerine uymalıdır. Kadınların başörtülü oldukları zaman kendilerini toplumdan dışladıklarını düşünüyorum. Bu yüzden Müslüman kadınların başörtülerini çıkarmaları çağrısında bulundum. Ben fikrimi söyledim. Herkes kendi özgür iradesine göre yaşama konusunda serbesttir" dedi. 'Hıristiyanlık inancında rahibeler de örtünüyor. Almanya'daki rahibelere de 'örtünüzü çıkarın' çağrısında bulunacak mısınız?' sorusuna ise Daimagüler, "Onlar meslekleri icabı örtünüyorlar" cevabını verdi.