BERLİN (İHA) - Türk Alman Ekonomi Kongresi Berlin'de başladı. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası'nın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Alman Odalar Birliği ve Berlin Eyalet Hükümeti işbirliğiyle organize ettiği Türk Alman Ekonomi Kongresi'nin açılış konuşmasını Türk-Alman Ticaret Odası Başkanı Kemal Şahin yaptı.
Şahin geçen seneki kongre hakkında bilgi vererek, "Bilindiği gibi ilk kongremizi geçen yıl 4-6 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirdik. Türk ve Alman başbakanlarının yanı sıra iki ülkeden bin 200 girişimcinin katıldığı bu kongre çok başarılı geçmiş, karşılıklı yatırım ve iş birliği konusunda ciddi ve somut adımlara vesile olmuştur" diye konuştu. "Özellikle bu kongreden sonra odamızda hem Almanya'dan hem de Türkiye'den yoğun bir ziyaretçi trafiği olmuş, karşılıklı yatırımlar konusunda bilgilenme ve organizasyon talebi gelmiştir" şeklinde konuşan Şahin, "Kongrenin ardından iki ülke ekonomik ilişkilerinde kobiler bazında da önemli bir canlanma meydana gelmiştir. Bu kongre az önce sözünü ettiğim kobilerden gelen talep ve beklentiler doğrultusunda organize edilmiştir" dedi. Kemal Şahin 2. Türk Alman Ekonomi Kongresi'nin, 70 değerli konuşmacı ve interaktif oturumlar sayesinde, iki ülkenin ekonomik ve siyasi ilişkilerinde önemli bir kilometre taşı olacağını da sözlerine ekledi. Şahin, "Kongremizde önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) yolunda hangi dönemeçlerden geçeceğini, Türkiye'nin globalleşen dünya arenasında AB ekonomisine katkılarının ne olacağını, siyasetçiler ve işadamlarıyla birlikte tartışacağız. Böylece ilişkilerimizin siyasi ve ekonomik vizyonu oluşturulmaya çalışılacak" diye konuştu. Bu konularda en önemli mesajları Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Dr. Angela Merkel'in vereceğini bildiren Şahin, "Özellikle 2007 yılında AB Konseyi başkanlığını üstlenecek olan Almanya, umarım bize motive edici ve olumlu mesajlar verecekler" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE İLE ALMANYA ARASINDAKİ İLİŞKİLERDE BÜYÜK GELİŞME VAR" Berlin'de yapılan Türk-Alman Ekonomi Kongresi'ne katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Temsilcisi Engin Koyuncu yaptığı konuşmada, ilki 2005 yılında yapılan Türk-Alman Ekonomi Kongresi sonrasında Almanya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde büyük bir gelişme olduğunu kaydetti. Koyuncu, Almanya'nın Türkiye için önemli bir ticari ortak olduğuna değinirken, 2005 yılında iki ülke arasındaki ticari hacmin 26 milyar dolara çıktığını söyledi. Almanya'dan ithalat edilen ürünlerin oranının yüzde 1'lerde olduğunu eleştiren Koyuncu, bunun daha da ilerletilmesi ve bu konuda siyasetin daha etkin bir rol oynaması gerektiğini söyledi. Koyuncu aynı zamanda turizm sektöründe de Almanya'nın Türkiye için önemli bir partner olduğuna değinirken, 2005 yılında Türkiye'den Almanya'ya giden turist sayısının 4 milyarı aştığına dikkat çekti.
Berlin Büyükşehir Belediye Başkanı Klaus Wowereit ise, konferansta yaptığı konuşmada iki ülkenin dostluk ilişkilerine değindi. Wowereit, Berlin'in çok kültürlü bir kent olduğunu ve birçok göçmenin bu şehirde yaşadığını belirterek, "Biz çok kültürlü bir metropol olarak kalmak istiyoruz" dedi. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerde iki tarafın da kazanması ve iki tarafın da yatırım yapmasını isteyen Wowereit, "Türkiye'den gelen yatırımcılara her zaman kucak açacağız" dedi. Wowereit,
Türkiye'nin AB sürecindeki müzakerelerinin başarıyla tamamlanmasını dilediğini söyleyerek, bu konuda iki partnerin de sorumlulukları olduğuna dikkat çekti. Berlin'in Türkiye ile her zaman iyi ilişkiler içerisinde olduğunu ve geçen yıl İstanbul ziyaretinde Büyükşehir Belediye Başkanı ile bir dizi görüşmelerde bulunduğunu kaydeden Wowereit, "Görüşmelerimiz çok müspet geçti. Kendisi de buraya geldi. Bizi ziyaret etti. Aynı zamanda, iki kent arasındaki ticari ilişkilerdeki desteğinden dolayı TÜSİAD'a teşekkür ediyorum. Berlin'de 6 bin 500 Türk işletmeci var. Buradan Berlin'deki Türk işletmecilerine teşekkür ediyorum" dedi.
"ALMANCA'NIN EN İYİ ŞEKİLDE ÖĞRENİLMESİNİ İSTİYORUZ" Uyum sürecinde de birlikte çalışmanın önemli olduğuna değinen ve meslek eğitiminin uyumda önemli bir rol aldığının altını çizen Wowereit, "Biz aynı zamanda kendi ana dilini inkar etmeden Almanca'nın en iyi şekilde öğrenilmesini istiyoruz. Bu gelecek için çok önemli bir faktördür. Bu konuda Türk velilerin de çocuklarını desteklemesi gerekir. Bunu yaparlarken de, Alman toplumuna değil, kendilerine iyilik etmiş olurlar" şeklinde konuştu.
Federal Almanya Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Gerd Andres ise, yaptığı konuşmada Almanya'nın Türkiye'nin en önemli ticari partneri olduğunu dile getirdi. Almanya genelinde 66 bin Türk işletmecisi olduğuna da dikkat çeken Andres, bu trendin yükseldiğini söyledi. Andres, kısa bir süre önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başeskioğlu ile biraraya geldiklerini ve Türkiye'yi AB sürecinde destekleyecek mahiyette bir çalışma grubu oluşturduklarını da dile getirirken, "Türkiye'nin önünde zor bir süreç var. Ancak bu sürecin başarıyla tamamlanmasını ümit ediyoruz" diye konuştu.
Hükümet olarak istihdam politikasında gençler ve 50 yaş üzerindeki insanlar için önemli değişiklikler yapacağını da belirten Andres, "Amacımız iyi gitmeyen ekonomik büyümeyi arttırmak ve personel yan giderlerinin masraflarını aşağıya çekmek olacak" diye konuştu. Almanya'nın 01 Ocak 2007'den itibaren AB dönem başkanlığını elinde bulunduracağını hatırlatan Andres, "Bu süreçte globalleşme açısından bir çok önemli zirveye de imza atacağız. Örneğin G8 zirvesi gelecek yıl Dresden'de olacak" dedi.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ise, "Almanya ve Türkiye arasındaki ekonomik ve kültürel iş birliği uzun bir tarihe dayanıyor. İki ülke halkları ekonomik, siyasi ve kültürel iş birliği yapıyor. Bu sebepten dolayı iki ülke kendini çok iyi tanıyor" şeklinde konuştu. Babacan reformlar sonrası Türkiye-Almanya arasındaki ilişkileri farklı bir platforma taşıyacaklarını da dile getirerek, "Türkiye son yıllarda çok önemli değişim sürecine imza attı. Kophenag Kriterleri önemliydi, ancak yeterli değil. Uygulama konusunda da çok daha somut adımlar atılması gerekiyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE, ENERJİ TERMİNALİ OLARAK GÖRÜLEN BİR ÜLKE HALİNE GELDİ" Babacan Türkiye'deki enflasyonun yüzde 70'lerden, geçen yıl yüzde 8'lerin altına düştüğünü ve son 4 yılda Türkiye'deki büyüme hızının yüzde 7.8'e ulaştığının altını çizerek, "Türkiye bu konuda yakın bir zamanda kendini ilk sıralarda bulacaktır. 2001 yılında bütçe açığı gayri safı milli hasılanın yüzde 17'sine ulaşmıştı. 2005 yılında ise bu oran yüzde 2'ye düştü" dedi.
Türkiye'nin son yıllarda özelleştirme açısından da büyük mesafeler kat ettiğini belirten Babacan, 2003 yılında doğrudan yatırımlarla alakalı yasanın çıkmasından sonra Türkiye'de yerli ve yabancı şirketler arasında ayrımcılığın ortadan kalktığını belirtti. Babacan aynı zamanda 2005 yılında Türkiye'ye 9.7 milyar dolar sermaye girişi olduğunu dikkat çekti ve "Bu ekonomik başarının arkasındaki en büyük etken güvendir" şeklinde konuştu.
Babacan bu yıl içerisinde 7 yıllık bir ekonomik plan gerçekleştireceklerini de belirtirken, "Bu plan ciddi bir plan olacak. Böylece Türkiye, AB üyeliğine kadar ne yapacağını gösterecek ve ekonomik çevreleri de rahatlatmış olacak. Aynı zamanda serbest kur rejimi egemen olacak" dedi. Türkiye'nin AB'ye katılımının sadece Türkiye veya AB için değil, AB'nin geleceği için de büyük önem taşıdığını açıklayan Babacan, "Artık Türkiye, daha çok enerji terminali olarak görülen bir ülke haline geldi. Türkiye AB'ye yeni bir dinamizm getirecek. AB bizim için bir barış projesi anlamına geliyor. Türkiye'nin AB üyeliği, AB'nin çok daha sağlam adımlarla ilerlemesini sağlayacaktır. Belki şimdi bazı farklılıklar var. Biz mevcut farklılıkları kapatırız. AB 10 sene sonra Türkiye'yi kucaklamak isteyecektir. Bu katılım süreci iki taraf için de kazanım süreci olacaktır" dedi.
Kongrede konuşan Deutsche Bank Türkiye CEO'su Dilek Yardım ise, Türkiye ekonomisi hakkında bilgi vererek, "Borç dinamiğimiz çok düzeldi. Cari açığımızı uygun şartlarda finanse ediyoruz. Yukarı gitmesi gereken bütün göstergeler yukarıya, aşağı gitmesi gerekenler de aşağıya gidiyor" dedi.