Hürriyet'in haberine göre resmi temaslar için Ankara'da bulunan Alman Bakan, bir grup gazeteciyle sabah kahvaltısında buluştu, Deniz Feneri davasından tutuklu vekillere, Türkiye'deki uzun yargılama sürelerinden sünnetin Almanya'da "yasallaştırılmasına" kadar pek çok soruyu yanıtladı.
Alman Bakan, PKK üyelerinin Alman yasaları uyarınca 'yurtdışında bir terör örgütüne üyelik' suçundan yargılandıklarını belirterek, "Önümüze ceza hukuk açısından kavuşturulması gereken bir olay geldiği zaman kendi ülkemizdeki yasal çerçeveve içinde her türlü uygulamayı yapıyoruz" dedi. Almanya'da bu konuda çok sayıda dava açıldığını da kaydeden Leutheusser-Schnarrenberger, "Bu konudaki mücadelemiz sonuna kadar sürecek" diye konuştu.
"DAVA AÇIYORUZ, YENİ YÖNTEM BULUYORLAR..."
PKK ve yandaşı örgütlerin gelirlerini Almanya'da yasal ya da yasadışı yöntemlerle elde etmelerine ilişkin soruları da yanıtlayan Almanya Federal Adalet Bakanı, "Almanya'da kara para aklama konusunda yeterli bir mevzuat var. Ancak şu da bir gerçek; bir tarafa doğru soruşturma yürütürken, bu arada başka yöntem geliştiriyorlar" dedi.
Alman Bakan buna rağmen "Almanya, bu konuda da mücadelede kararlıdır" mesajı verdi.
Leutheusser-Schnarrenberger sözlerine şöyle devam etti:
"Yeterli delil bulunduğu müddetçe, kara para aklama, yasaklı bir örgüte üyelik gibi suçlarla ilgili her türlü yargı sürecini işleteceğiz"
"ALMANYA'DAKİ AVUKATLAR BİRLİĞİ İSTEDİ; ERBEY DAVASINI GÜNDEME GETİRECEĞİM"
MUHARREM ERBEY KİMDİR?
İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Yazar ve Avukat Muharrem Erbey, 25 Aralık 2009 tarihinde birkaç ilde birden yapılan KCK operasyonu çerçevesinde evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Erbey, terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Avrupa Avukatlar Birliği, 1985'te ilk kez Nelson Mandela'nın aldığı Uluslararası Ludovic Tararieux İnsan Hakları Ödülü'nü Erbey'e verdi. Almanya Berlin Barosu Başkanvekili Hauesler, Erbey’in duruşmasının olduğu 30 Kasım 2012 günü duruşmanın görüleceği Diyarbakır’a gideceğini belirtti. Ödülünü de duruşma günü Erbey’e vereceklerini söyledi.
Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanı Görmez, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'le görüşecek olan Alman Bakan'ın programında, dini azınlık yetkilileri, Ortodoks ve Protestan kiliseleri yetkilileri ile Aleviler de var. Leutheusser-Schnarrenberger, görüşmelerinde özel olarak gündeme getireceği iki konu olduğunu vurguladı...
Almanya'da sünnetin yasal hale getirilmesi ile Almanya'daki aşırı sağcı örgütler ve bunların işledikleri cinayetler.
Alman Bakan, ülkesindeki baroların isteği üzerine Türkiye'de KCK davasından tutuklu avukatların durumunu da gündeme getireceğini belirterek, bu konuda özel olarak da Diyarbakır'da 30 aydır tutuklu bulunan avukat Muharrem Erbey'den bahsedeceğini söyledi.
Leutheusser-Schnarrenberger, "Erbey 30 ayı aşkın süredir tutuklu. Kendisine daha bu yıl Avrupalı Avukatlar Örgütü tarafından insan hakları ödülü verilmek istendi" diye konuştu.
"DENİZ FENERİ DAVASINA YORUM YAPAMAM"
Alman Bakan'a, Almanya'da dört yıl önce sona eren ancak Türkiye'de hala soruşturması devam eden Deniz Feneri Davası da soruldu. Ancak Leutheusser-Schnarrenberger, "Yabancı bir bakan olarak, Türkiye'de devam eden dava süreci hakkında konuşmam doğru olmaz" diyerek bu konuda ayrıntılı yorum yapmaktan kaçındı.
Alman Bakan, "Deniz Feneri davası şu an itibarıyla Alman siyasetinde de, Türkiye ile ilişkilerimizde de çok fazla güncel değil. Ancak ben yine de bu konuyu da imkanlar çerçevesinde dile getirmeye çalışacağım. Türkiye'nin bu konuyla ilgili değerlendirmelerini merak ediyoruz" dedi.
SÜNNET YASASI ÇIKIYOR
Diyanet İşleri Başkanı Görmez'le dün yaptığı görüşmede Almanya'da sünnetin yasal hale getirilmesi konusunu ele aldıklarını kaydeden Alman Bakan, Almanya yasaları içinde sünnete ilişkin bir hüküm bulunmadığını, şimdi bu konuda bir yasa hazırlığı içinde olduklarını, yasanın hazırlanmasından sorumlu bakanın kendisi olduğunu, taslağın da Bakanlar Kurulu'ndan geçip Almanya Federal Meclisi'ne sevkedildiğini anlattı.
Leutheusser-Schnarrenberger, "Geçmişte de Almanya'da inançlar doğrultusunda sünnet mümkündü. Ancak bu imkanın hukuk çerçevesinde geçerli olması için gerekli düzenlemeleri yapmak istiyoruz" dedi. Alman Bakan, bu konudaki çalışmalar nedeniyle gerek Diyanet İşleri Bakanı Görmez'in, gerekse Almanya'daki Müslüman toplulukların memnuniyetlerini dile getirdiklerini de ifade ederek, "İlk başta oluşan endişe ve korku dağılmış durumda" dedi.
"TÜRKİYE'DE FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ TUTUKLULARI VAR"
Alman Bakan, Türkiye'deki görüşmelerinde bir diğer konu başlığının da basın ve ifade özgürlüğü olduğunu söyledi. "Türkiye'de fikir özgürlüğü tutukluları var" diyen Leutheusser-Schnarrenberger, uzun tutukluluk süreleri, davaların çok uzun sürmesi gibi konularda Türk muhattaplarıyla görüşmeler yapmak istediğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Tabi görüşmelerimde olumsuz konulara da değineceğim.Fazla uzun süren tutukluluk süreleri var. Toplu davalar var. Gazeteci ve avukatlar toplu olarak yargılanıyorlar. KCK davası var. Türkiye'de fikir özgürlüğü tutukluları var. Bunları da görüşeceğim."
Hapisteki vekiller konusuna da değinen Alman Bakan, "Almanya'da ben siyasete girdiğimden beri böyle bir olay, bir vekilin tutuklanması olayı yaşanmadı. Tabi dolandırıcılık gibi suçlarla bir vekile dava açılabilir. Dokunulmazlık konusu var. Bu konuda Türkiye Meclis Başkanı ile görüşmemde fikir alış-verişinde bulunacağım" dedi.
"AŞIRI SAĞCI ÖRGÜTLENMELER, ALMANYA'YI DA RAHATSIZ EDİYOR"
Almanya'da artan yabancı düşmanlığı ve güçlenen aşırı sağcı, Nasyonal Sosyalist örgütlenmeler konusunun da görüşme programında olduğunu vurgulayan Almanya Federal Adalet Bakanı, "Ceza hukuku bakımından bu örgütlere dava açılması, yargılanması için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duymuyoruz. Ancak radikal örgütlerle mücadele kapsamında bir bilişim merkezi kurduk. Bu merkezde veriler paylaşılıyor, tüm birimlerin günlük bilgi alış-verişi yapmaları sağlanıyor. Ayrıca kamuoyunun da genel anlamda yabancı düşmanlığına karşı bilgilendirilmesi için çok fazla insiyatifi geliştirdik. Üstelik bu inisiyatiflerin bütçeleri Alman devleti tarafından karşılanıyor" dedi.
Aşırılıkla mücadele konusunda "cesaret ortaya konulması gerektiğini" de kaydeden Alman Bakan, "Bu konuda önemli olan bir olay olduktan sonra siyasetin tepki verip, sonra geri çekilmesi değildir. Bu konuda sürekli çalışılmalı ve genç insanlar bilgilendirilmeli" dedi.
"VİZE BENİM KONUM DEĞİL..."
Alman Bakan'a, ülkesinin Türk vatandaşlarına uyguladığı vize de soruldu. Ancak, "Bu benim konum değil. Size de 'çalışıyoruz, yapıyoruz, ediyoruz' gibi klişe sözler söylemek istemem" diyerek bu konudaki soruları yanıtlamadı.