Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, yoğun talebe daha hızlı cevap verilebilmesi için ‘Dini Danışma Hattı’ hem cep telefonlarından hem de sabit telefonlardan ulaşılabilir hale getirildi.Dini konularda sorular sorup, bilgi almak isteyenler bu numarayı aradıktan sonra bağlı bulundukları şehrin il müftülüğüne bağlanıyor. Kadınlara kadın vaiz, erkeklere ise erkek vaiz hizmet veriyor. Vaizler, ramazan ayı dışında, mesai saatlerinde bu hizmeti sunuyor.
Dini hassasiyeti yüksek olan vatandaşların aradığı ve sorular sorduğu, cevaplar aldığı fetva hattının yeni numarası merak ediliyor.
Ücretsiz şekilde verilen bu hizmet, islam dini konusunda merak edilenleri cevaplamaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı daha önce 444 ile başlayan bir hat kullanmaktaydı. Bu hat daha sonra iptal edildi ve Fetva Hattı Alo 190 olarak belirlendi.
"Yiğit, delikanlı" anlamındaki fetâ kelimesinden gelen fetvâ (fütyâ, çoğulu fetâvâ, fetâvî), sözlükte "bir olayın hükmünü açıklayan veya hükmünü koyan, güçlükleri çözen kuvvetli cevap" anlamındadır. Fıkıh terimi olarak "fakih bir kişinin sorulan fıkhî bir meseleye yazılı veya sözlü olarak verdiği cevap, ortaya koyduğu hüküm" demektir. Örfte ise sorulan dinî sorulara müftüler tarafından yazı ile verilen cevaptır.
Fıkhî bir meselenin hükmünü fetvaya yetkili kişilerden sormaya istiftâ (suâl), fetvayı isteyene müsteftî (sâil), böyle bir meseleyi açıklamaya veya meselenin hükmünü sözlü veya yazılı olarak cevaplandırmaya iftâ, verdiği fetva ile hükmü açıklayana da müftî (mucîb) denir. Kendisine dayanılarak fetva verilen şer'î hükme veya bir hadise hakkında ortaya konulan çeşitli görüşlerden fetva için tercih edilene müftâ-bih, müftünün fetva verirken ve müsteftînin fetva isterken bilmeleri ve riayet etmeleri gereken usul ve kaidelere âdâbü'l-müftî (âdâbü'l-fetvâ, resmü'l-müftî) adı verilir. Bir mesele hakkındaki muhtelif fıkhî görüşlerden hangisinin fetvaya daha elverişli olduğunu gösteren tabirlere alâmâtü'l-iftâ (alâmâtü'l-fetvâ) denir. Meselâ, "Bununla fetva verilir, fetva bunun üzerinedir, bugün amel bunun üzerinedir, sahih olan budur" tabirleri gibi.
Kur'ân-ı Kerîm'de fetva kelimesi ve türevleri dokuz âyette geçmekte olup hepsinde sözlük anlamına paralel olarak, hakkında bilgi edinilmek istenen bir konuda görüş sorma veya görüş bildirme (en-Nisâ 4/127, 176; el-Kehf 18/22; en-Neml 27/32), soru sorma (es-Sâffât 37/11, 149), rüyayı yorumlama (Yûsuf 12/41, 43, 46) vb. anlamlara gelir. Ayrıca on beş âyette yer alan "yes'elûneke" (senden soruyorlar) ifadesi de (bk. M. F. Abdülbâki, el-Mu?cem, "s?el" md.) genellikle, "Senden konuyla ilgili dinî hükmün ne olduğunu soruyorlar" anlamını taşımaktadır.
Hz. Peygamber'in hadislerinde ve İslâmiyet'in ilk dönemlerinde fetva yerine daha çok fütyâ kelimesinin kullanıldığı, istiftâ, iftâ terimlerinin de yaygın bir kullanımının bulunduğu görülür (bk. Wensinck, el-Mu?cem, "ftv" md.). Ancak fetvanın, fıkıh literatüründe yer aldığı şekliyle fıkhî bir işlem ve kurumu ifade eden terim anlamını kazanması daha sonraki asırlarda gerçekleşmiştir.