HABER

Alonso: 'İstanbul tek kelimeyle şahane'

Renault F1 Team Pilotları Fernando Alonso ve Giancarlo Fisichella, 21 Ağustos'ta İstanbul Speedpark'ta yapılacak Türkiye Grand Prix'sini değerlendirdi... Genel klasmanda lider olarak bulunan ve daha önce İstanbul'da bir gösteri yapan Fernando Alonso, İstanbul'u şahane bulduğunu söylerken, takım arkadaşı Giancarlo Fisichella ise pisti değerlendirdi.

FERNANDO ALONSO

Dünya Şampiyonası'nın lideri Fernando Alonso, 21 Ağustos 2005'te Türkiye'nin ilk F1 Grand Prix'sinin yapılacağı İstanbul Park'ı daha önce hiç görmese de, Mayıs ayında Renault F1 otomobilini şehir merkezinde tanıttıktan sonra İstanbul'u tanıma fırsatı buldu. İşte, doğuyla batının buluştuğu bu şehrin onda bıraktığı izlenimler...

Fernando, İstanbul'u tek kelimeyle anlatmanı istesem, ne dersin?

Ne desem bilmem ki... herhalde, .... şahane derdim!

Yani İstanbul'u ilk ziyaretin hoşuna gitti, öyle mi?

Kesinlikle! Otomobili şehir merkezinin ortasında tanıttım. Halkın önünde eski sokaklarda otomobili kullanmak çok hoş bir duyguydu.

Şehri nasıl buldun?
Gerçekten çok değişik yönleri olan bir şehir. Görecek o kadar değişik şey vardı ki. Yine İstanbul'a gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Şehirde Avrupa ve Asya'dan bir kültürler karışımı olduğu hemen anlaşılıyor. Ve bu yüzden de keşfedilecek çok şey var. Sultanahmet Camii'ni gördüm; bazı başka yerler gördüm. Ama hepsi içinde en güzeli eski hipodromda yaptığım tanıtım turu oldu. Yüzyıllar önce aynı yerde yarışlar yapılıyordu ve biz de Formula 1'in yeni bir dönemini aynı yerde başlatmış olduk. Çok güzeldi.

Türkiye yeni bir Formula 1 ülkesi. Yarışseverler nasıldı?
İnanılmaz. Sanıyorum bizi görmeye 50,000 civarında kişi geldi. Bu demektir ki kesinlikle F1 hakkında bir şeyler biliniyor!

Bu spor hakkında bilgileri var mıydı yoksa ilk defa mı öğreniyorlardı?
Her ikisi de doğru. Bazıları çok bilgiliydi; bazıları da ilk defa böyle bir şey izliyorlardı. Ama herkes otomobili ve ekibi görünce gerçekten heyecan duydu. Önceden oraya gitmemiz iyi oldu, çünkü yarışlarda yarış severlere çok az zaman ayırabiliyoruz. O yüzden, onları tanıtım sürüşü sırasında görüp onlarla konuşmaktan çok zevk aldım; herkes çok açıktı ve çok yakın davrandılar. Yarışta çok canlı bir seyirci kitlesi göreceğimizi sanıyorum.

Türkiye'ye şampiyonanın lideri olarak gidiyorsunuz. Bu bir fark yaratıyor mu?

Benim için hayır. Ben her yarışa ayrı bakarım ve o yarıştan başka hiçbir şeyi düşünmem. Türkiye'ye bu pozisyonda gelmek güzel tabii, yine de. Bu, bizim güçlü olduğumuzu ve Türkiye'deki ilk Grand Prix'de başarılı olma şansımızın yüksek olduğunu gösteriyor.

Bu amacınıza ulaşırken sizce önünüzdeki en önemli zorluklar neler olacak?

Sanıyorum hava çok sıcak olacak; o yüzden lastiklerin yönetimi bizim için birinci önceliği oluşturacak. Birçok yavaş dönüş var; bunlar çıkışta lastikleri çok yorar. Sonra, frenler de çok zorlanacak gibi geliyor bana. Kokpitteki sürücülerin de işi zor olacak. Hava çok sıcak olunca, otomobilin içinde, terlemekten 3 kilo kaybettiğimiz olur. Bu yüzden, hem otomobilin en iyi düzeyde performans göstermesini sağlayacağız hem de fiziksel olarak maksimum formda olmamız gerekecek.

GIANCARLO FISICHELLA

Yeni bir Grand Prix için hazırlık yapması gerekenler sadece mühendisler ve lojistik uzmanları değil: sürücülerin de kendilerini hazırlamaları gerekiyor. Giancarlo Fisichella, programdaki en yeni Grand Prix'ye nasıl hazırlandığını anlatıyor:

Giancarlo, İstanbul Park'a hiç gittin mi?

Hayır, gitmedim.

Bu bazı insanlara şaşırtıcı gelebilir. Pisti görmek hazırlanmanın önemli bir parçası değil mi?

Doğrusunu söylemek gerekirse değil. Birinci aşamada, sadece pistin temel özelliklerini öğreniyorsunuz. Bunun için de piste gitmenize gerek yok. Ekip bana bir otomobilden çekilmiş bir dizi turun DVD'sini verdi; böylece köşelerin nasıl döndüğünü görebiliyorum, pistin coğrafyasını çıkartabiliyorum. Bazı sürücüler pisti öğrenmek için Playstation'larını kullanırlar. Bence video bana bol bol yeter.

Peki, pisti ilk defa ne zaman göreceksin?

Perşembe sabahı yarış alanına gittiğimde.

Hemen pisti öğrenmeye mi başlayacaksın?

Evet. Yarış olan her hafta sonu yaptığımız ilk şey, mühendislerle birlikte pistte dolaşmaktır. Böylece pisti ayrıntılarıyla kontrol etmiş oluruz; kenar taşlarına bakarız, bunların hangilerini kullanabileceğimizi tespit ederiz; ayrıca, pistin planını hisseder, otomobili nasıl kullanmamız gerektiğini düşünürüz.

Bütün bunları yaya olarak yapmak zor olsa gerek?

Evet, zor. Onun için skooter'la da dolaşacağım. Böylece, R25'te kullanmam gerekecek hatları hissedebileceğim. Pist, otomobil veya motor ile dolaşıldığında, yaya olarak dolaşmaya göre her zaman çok farklı görünür.

Cuma sabahı ilk kez otomobilinizi sürdüğünüzde neler hissedeceksiniz?

Herhalde çok heyecanlı olacak! Yeni bir pisti keşfetmek, onu her şeyiyle sıfırdan başlayıp öğrenmek her zaman eğlencelidir. Bu sürücü için oldukça zordur, çünkü öğrenirken bir yandan da teknik programa uymak zorundayız.

Normalden daha fazla alışma turu atmanız gerekecek mi?

Muhakkak. Ama Macaristan'da her zamankinden daha az kilometre alıştırma yaptık ve ekip bunu dikkate aldı. Türkiye'de, pisti öğrenip otomobilin ince ayarını yapmak için daha fazla tur atma imkanımız olacak.

Pisti tanıdığınıza kanaat getirmeniz ne kadar süre alıyor?

Doğrusunu söylemek gerekirse 10 turumu alır. Ondan sonra, fren noktaları hakkında iyi bir fikir edinmiş olursunuz; hattı bilirsiniz, hangi kenar taşlarını kullanabileceğinizi bilirsiniz. Sonra, otomobilin ayarı ve lastik karşılaştırmalarımız üzerinde çalışmaya başlarız.

En Çok Aranan Haberler