HIDIR DAŞTAN - Yakın zamanda Gümüşhane ili Merkez ilçesi Karamustafa Köyü’nde bulunan madenin atık barajı bağlantı borusunda meydana gelen arıza nedeniyle yaşanan çevre felaketi ciddi sayıda insan ve hayvanı etkilemiş ancak malum medyada yeterli yer bulamamıştır. Benzer durumları Uşak Eşme’de, Kütahya’da, Kaz Dağlarında ve memleketin birçok yerinde gördük yaşadık ancak küresel sermayenin paralelinde hareket eden medyamız hipermetrop taklidi yapayı tercih etti. Aynı medya ilginçtir ki İstanbul Fatih’te siyanür ile intihar eden dört kardeşin cenazesini ve cenazeleri taşırken siyanürden korunan insanları da verdi nasıl olsa kıvama getirilmiş olan bu halkın siyanürün ne derece tehlikeli olduğuna kafa yormayacağını bildiğinden.
Şu an Gümüşhane ilçelerinden Şiran’ın Kırıntı köyü sınırlarında yeni bir maden faaliyeti başlamak üzere ancak yöre halkı bu sefer daha örgütlü ve çocuklarının geleceğini öyle kolay kolay teslim etmeyecek gibi görünüyor. Gerek Gümüşhane Dayanışma Platformu, gerekse Köy Derneği ve yanlışa muhalif Gümüşhane Milletvekilleriyle birlikte hareket ettikleri için büyük zarar görmeden süreci durdurabilecekler gibi görünüyor. Duyarlı vatansever Gümüşhaneli biliyor ki “toprağın üstü altıdan daha değerlidir, altına bakan üstündeki gerçek hazineyi göremez”.
Hıdır Daştan
İki haftadır yine gündemde Gümüşhane. Merkeze bağlı Dumanlı köyü sınırlarındaki Taşköprü Yaylası'nda bulunan kaynağı ve akarı olmayan, buzul çağından kalma 12 bin yıllık Dipsiz Göl'de akla zarar bir süreç ile kazı yapıldı. Bölgede bir dönem kalan Roma İmparatorluğu'nun lejyonu olan 15'inci Apollinaris lejyonunun hazinesinin buraya gömülü olduğu ve çadır devleti prosedürleri iletilerek bölgede bulunan üniversitelerin görüşleri alınmadan kültür varlıkları koruma kurulu, çevre ve şehircilik ile arkeolog ve müze müdürlüğü görevlileri “Ayşe deyzeyle Mehmet emminin” oluuuurrr demesiyle gerçek altından daha değerli tarihi gölü tarihten sildiler. Devir teknoloji devri ve arkeojeofizikçiler yeraltı taraması yapıp hem tarihi yapılar ve hem de madenleri tespit ediliyorken liyakatleri tartışmalı bu yetkililerin rezaletini kim nasıl açıklar bilemiyorum. Valilik bu şaka gibi define kazısına onay veren yetkililer hakkında soruşturma açıldığına dair basın açıklaması yaptı. Ardından gölün eski haline getirildiğini bildirdi. Basın açıklamasından sonra Google Earth’den baktım ne değişmiş, göl eski haline getirilmiş mi (!) diye. Maalesef hafriyat alanı görüntüsü vardı. Ancak 12 bin yılda oluşmuş olan bu gölün eski haline dönüşmesi için 12 bin yıl daha beklemem gerektiğini düşündüm ve valiliğe haksızlık yapmamalıyım dedim kendi kendime…
Kadersizliği mi diyelim yoksa tüm memlekette liyakat gözetmeden yapılan siyasi atamalar mı bilemiyorum(!) Şayet hayvanat bahçesi müdüründen Tübitak’a müdür olursa ve 77 hukuk fakültesinin 19 u hukukçu değilse 12 bin yıllık dipsiz göl için “kellesi vurula” diyen kişilerin de böyle oldubittiyle tarih ve doğa katliamı yapması çok normal(!)
Herakleitos “doğa saklanmayı sever” derken elbette ki 21. Yüzyıl Türkiye’sini düşünmeden demiştir. Muhtemelen bu onun ilk ve son yanılgısıdır. Öylesine büyük bir düşünürü bile yanılttığımıza mı yanalım yoksa bilimden fenden akıldan uzak ortaçağ zihniyetimize mi bilemedim.
hidirdastan@mynet.com