Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Alzheimer'da beyni olumlu etkileyen faktörler nelerdir?

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü tarafından düzenlenen Alzheimer Sempozyumunda konunun uzmanları moleküler, fizyolojik ve nörolojik olarak hastalığı çok yönlü ele aldı.

Alzheimer'da beyni olumlu etkileyen faktörler nelerdir?

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beynin kullandıkça açılan bir organ olduğunu belirterek “Yeniliği arama davranışı olanlarda beyin, büyüme faktörü üretiyor. Beyinde yeni bağlantılar oluşuyor, beynini çok yoğun kullanan kimsenin Alzheimer’la ilgili genetik yatkınlık da olsa Alzheimer benim kaderim dememesi gerekiyor. Beyin sağlığı üzerinde en çok durulan şeyler, kişinin yeni deneyimlere açık olması, yeni şeyler öğrenmesi” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda düzenlenen Alzheimer Sempozyumu, bu alanda çalışma yapan uzmanları bir araya getirdi.

'ALZHEİMER FARKLI YÖNLERİYLE ELE ALINACAK'

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan, açılış konuşmasında birbirinden değerli konuşmacıların Alzheimer’ı çok çeşitli yönlerden ele alacağını belirterek “Moleküler, fizyolojik ve nörolojik olarak, multidisipliner bakış açısıyla farklı yönlerini de görmüş olacağız. Sizlerden etkin bir şekilde konuşmalara dahil olmanızı istiyoruz çünkü her yeni soru yeni fikir ve projeler olarak dönüş yapacaktır ” dedi.

'ALZHEİMER, DEMANS GRUBUNUN %60'INI OLUŞTURUYOR'

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da Alzheimer’ın hastalık olarak Üsküdar Üniversitesi’nin de AR-GE odaklarından biri olduğunu belirterek “Alzheimer, şizofreni, otizm, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu öncelikli araştırma alanlarımız arasında yer alıyor. Moleküler, genetik ve nöropatolojik boyutları var ve en çok kliniğe yansıyan da psikiyatrik ayağı var. Alzheimer, demans grubunun yarıdan biraz fazlasını %60 gibi bir kısmını oluşturuyor. Diğer demans türleri de var ama Alzheimer teşhisi bir Alman tarafından bulunuyor. Hastalık da onun ismiyle anılıyor ve bir gözlem sonucu bulunuyor. Tıpta gözlem çok önemli. Hiç kimsenin görmediği ayrıntıları fark edebilmek önemli, keşifler de böyle oluyor. Sizin de yeniliği arama ve keşifler konusunda bağlantılar kurarak düşünmeniz gerekiyor” dedi.

'BEYİN KULLANDIKÇA AÇILAN BİR ORGAN'

Alzheimer hastalığının beynin bellekle ilgili hipokampus bölgesindeki bozulmayla ilgili olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Amiloid plakalar birikiyor fakat Alzheimer’la ilgili kliniğe yansıyan şöyle tecrübe var; Kaliforniya’da bir matematik profesörü satranç oynarken 8 hamle sonrasını düşünürken artık 5 hamle sonrasını düşündüğünü ve hafızasında bir problem olabileceğini belirterek doktora başvuruyor. Yapılan kontrollerde herhangi bir demans ya da Alzheimer belirtisine rastlanmıyor. Ölümünden sonra beyninde yapılan incelemelerde beyninde yoğun Alzheimer plağı bulunuyor. O kadar yoğun plak olan kişide Alzheimer belirtilerinin, bellek bozukluklarının olması gerekirken bu kişi hiç birini yaşamamış. Bunun nedeni araştırılırken kişi beynini yoğun kullanan biri. Beyin öyle bir organ ki kuyu gibi, kuyudan su çektikçe kuyu açılır. Beyin de kullandıkça açılan bir organ. Alzheimer’la ilgili plaklar beyinde oluşuyor fakat kişi beynini kullandıkça beyni kolleteral yollarını oluşturuyor yan yollarını oluşturuyor. Oluşan yollar nedeniyle beyin yeni öğrenmeler yaptığı için hemen yeni snaptik ateşlemeler yapıyor. Yeniliği arama davranışı olanlarda beyin, büyüme faktörü üretiyor. Beyinde yeni bağlantılar oluşuyor, beynini çok yoğun kullanan kimsenin Alzheimer’la ilgili genetik yatkınlık da olsa Alzheimer benim kaderim dememesi gerekiyor. Beyin sağlığı üzerinde en çok durulan şeyler, kişinin yeni deneyimlere açık olması, yeni şeyler öğrenmesi. Eve giderken bile aynı yolu kullanmayın deniyor. Beslenme tarzı önemli, bütün bunlar epigenetik faktörler” dedi.

ALZHEİMER'DA KEŞFEDİLECEK ÇOK ŞEY VAR

Alzheimer’ın yeni bir keşif alanı olduğunu belirten Tarhan, “Newton’a daha neler keşfedeceğini soruyorlar; ‘Biz gerçekler denizinin kenarında oynayan çocuklar gibiyiz’ diyor. Denizin kenarında oynayan çocukların denizden ne kadar haberi varsa bizim de gerçeklerden o kadar haberimiz var. Şu anda Alzheimer’de yapılan keşifleri de ben buna benzetiyorum. Alzheimer denizinin kenarında dolaşıyoruz. Daha keşfedilecek çok şey var” dedi.

Chicago Illınois Üniversitesi’nden Prof. Dr. Scott Brady, Alzheimer’da Aksonal Transport” başlıklı konferansında ilerleyen yaşla beraber Alzheimer arasındaki ilişkiden bahsetti. Alzheimer alanında yaptıkları çalışmaları anlatan Prof. Dr. Scott Brady, Alzheimer’ın ortaya çıkmasından sonra beyinde meydana gelen değişikliklere ilişkin bilgileri paylaştı. Alzheimer’a yol açan plakları hedefleyen klinik çalışmalar olduğunu ancak bunlardan tam olarak sonuç alınamadığını kaydetti.

'DİŞ KAYBI ARTTIKÇA DÜŞÜNME KAPASİTESİ AZALIYOR'

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Kemal Türker, “Alzheimer Hastalarında Motor Fonksiyonlar” başlıklı konuşmasında Alzheimer hastalığının yaşlandıkça ortaya çıkma olasılığının güçlü olduğunu belirterek “Alzheimer giderek daha çok artacak. Alzheimer’in yaşlanmayla ilgisi var. Yaşlandıkça kaslarda erime ortaya çıkıyor. Ne kadar çalıştırırsak o kadar güçlenir. Sinir kas kavşaklarında bozulmalar başlıyor. Hızlı kas lifleri daha çok etkileniyor. Motor birimlerin özellikleri değişiyor. Atım frekansları azalıyor dolayısıyla zayıflıyor ve kuvvetsiz hale geliyor” dedi. Prof. Dr. Kemal Türker, yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda Alzheimer hastalarının daha kısa, daha yavaş adım attığını belirterek “Adımlar arasında daha uzun süre bekliyor. Adımlar arasında bekleme ve adım atma için geçen süreleri daha belirsiz olduğu saptanmış” dedi. Yapılan çalışmaların ağız ve diş sağlığı ile Alzheimer arasında bağlantıyı da gösterdiğini belirten Prof. Dr. Kemal Türker, “Diş çekildikçe Alzheimer arasında bağlantı olduğuna ilişkin bulgular var. Diş ve ağız sağlığına dikkat etmeniz Alzheimer’ı önlemede işe yarayabilir. Diş kaybı ile düşünce kapasitesi kaybı arasında negatif bir ilişki bulunmaktadır. Diş kaybı arttıkça düşünme kapasitesi azalmaktadır. Birçok çalışma çoklu diş kaybının düşünme kapasitesini azalttığını göstermektedir. Sağlıklı diş ve ağız sağlığı düşünsel gerilemelerin görünme oranını azaltmaktadır ” dedi.

ALZHEİMER HASTALARIYLA YAPILAN ARAŞTIRMAYI ANLATTI

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan ise “Alzheımer Hastalığında Mikro RNA’ların Biyomarker Potansiyeli” başlıklı sunumunda Prof. Dr. Scott Brady’nin başkanlık yaptığı, Ümraniye Devlet Hastanesi ile beraber Alzheimer tanılı hastalara ilişkin yaptıkları araştırmaya ilişkin bilgiler verdi.

'TÜRKİYE'DE DEMANS HASTALARININ ORANI %2'

İstanbul Üniversitesi Aziz Sancar Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü’nden Prof. Dr. Nihan Erginel Ünata ise “Alzheimer Hastalığı ve Genetik” başlıklı konuşmasında hastalığın en sık görülen nörodejeneratif hastalıklardan biri olduğunu belirterek “Nöronların ilerleyici ve geri dönüşümsüz kaybı bulunmaktadır. Demans hastalarının sayısının her 20 yılda 2 kat kadar artması beklenmektedir. Türkiye’de demans hastalarının oranı %2’dir. Alzheimer demansın en sık görülen formudur. Bu oran %50-70 arasında değişmektedir” dedi. Prof. Dr. Nihan Erginel Ünata, Alzheimer’ın genetik nedenlerinin halen belli olmadığını, bu alandaki çalışmaların devam ettiğini söyledi.

En Çok Aranan Haberler