Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans”; “hafıza, lisan, aritmetik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp demek. Alzheimer hastalığı ise en sık görülen demans tipi. Türkiye Alzheimer Hastalığı Prevelans Çalışması, 70 yaş üstündeki bireylerin %11’inde bu hastalığın görüldüğünü, hasta sayısının ise yaklaşık 250-300 bine denk geldiğini ortaya koydu.
Yapılan araştırmalarda çıkan sonuçlara göre kalp ve damar hastalıkları risk faktörleri ile Alzheimer hastalığının risk faktörleri arasında bir bağ olduğu düşünülüyor. Obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, fiziksel aktiviteden uzak bir yaşam tarzı, diyabet, alkol, sigara kullanımı, hayvansal kaynaklı yağ tüketiminin fazla olması gibi faktörler Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığını da arttırıyor.
Akdeniz diyeti Alzheimer riskini azaltıyor
Akdeniz ülkelerinin insanlarının beslenme şekli olarak bilinen Akdeniz diyeti; temel içerik olarak bol sebze ve meyve, çeşitli kurubaklagiller, tam buğday ve rafine olmayan tahıllar, balık, zeytinyağı, kuru yemişler, az yağlı süt ve süt ürünleri ve uygun miktarlarda kırmızı et, tavuk içerir. Amerika’da yapılan geniş kapsamlı bir çalışmada, bu beslenme tipi ile beslenen insanların Alzheimer’a yakalanma olasılıklarının düştüğü tespit edildi. Akdeniz tipi beslenmenin vücuda sağladığı faydalar yüksek antioksidan içerikli olması, kalp ve damar sağlığını koruyucu yönde etkili olması, zengin vitamin içeriği ve metabolizmadaki enfeksiyonlara karşı verilen yanıt olan inflamasyon göstergelerini azaltması yönünde.
Haftada en az 1 kez balık tüketenlerin Alzheimer olma riski %60 daha az
İçeriğindeki omega-3 sayesinde balık, hem iyi bir protein hem de iyi bir yağ kaynağı. Yapılan araştırmalarla haftada en az 1 kez balık tüketenlerin, daha az sıklıkta balık tüketenlere göre Alzheimer hastalığı riskinin %60 daha az olduğu kanıtlandı. Bu yağ, beyin fonksiyonlarımızın doğru çalışabilmesi için en gerekli yağ.
Günlük beslenmenizde antioksidanları eksik etmeyin!
Alzheimer riskini azaltmak için önemli bir diğer konu ise antioksidanlar. Günlük beslenmenizde yer alan; soğan, yeşil çay, siyah çay, zerdeçal, üzüm gibi besinlerin de önemli birer antioksidan kaynağı oldukları unutulmamalı. Ayrıca C ve E vitamini en önemli antioksidanlardan. Metabolizmayı koruma görevi görürler. Bu konuda özellikle C vitamini kaynaklarından, biber, roka, lahana, brokoli, çilek, portakal, mandalina, limon, greyfurt, ıspanak ve E vitamini kaynaklarından bitkisel yağlar, ceviz, badem, fındık, ıspanak, tam tahıllar, avokado, yer fıstığı ve keten tohumu gibi besinlerin beslenme planımıza dahil edilmesi önemlidir.
“Süper besin” Ispanak
Ispanak, antioksidan kapasitesinin yüksekliği ile Alzheimer hastalığından korunmaya yardımcı ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatan bir besin olarak karışımıza çıkıyor. Beyin dokularına direkt yararlı etiklerinin olduğu saptanan ıspanağın “süper besin” olarak adlandırılması biraz da bu özelliğine bağlı.
D vitamini eksikse aman dikkat!
Yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde Alzheimer hastalığı olan bireylerin D vitamini seviyelerinin düşük olduğu bulunmuş. D vitamini derimizde güneş ışınları ile aktif hale geçer. Her gün 15-20 dakika güneşin tenimize temas etmesini sağlamak bu salgılamayı uyarır. Somon, çipura, hamsi ve benzeri balıklar, peynir, yumurta gibi kaynaklar ise iyi derecede D vitamini içerir.
B vitamini desteği de çok önemli
B vitaminlerinin eksiklikleri birçok hastalığa sebep olur. Fakat B kompleks vitaminleri beslenme ile sağlanamıyorsa dışarıdan destek ile alınarak da Alzheimer hastalığının başlangıcını geciktirmede çok etkili olduğu kanıtlandı.
Diyetisyen Gülşen Kadri