Sema Emiroğlu
New York
Daha nişan haberi açıklandığı anda tahmin etmiştim...
İngiliz kraliyet tahtının ikinci sıradaki varisi Prens William’ın, uzatmalı kız arkadaşı Kate Middleton’la evlenmeye karar vermesi, muhtemelen İngiltere’den de fazla Amerika’da haber konusu olacaktı.
William’ın, hayatının baharındayken trajik bir araba kazasında hayatını kaybeden annesi Prenses Diana’ya adeta saplantı derecesinde hayranlık duyan Amerikalılar, bu kez onun yerine Kate’i yakından takip edecekti.
Diana gibi Kate’in de saç modelinden giyim zevkine kadar her şeyi, özellikle bulvar gazetelerinde sürekli haber konusu olacaktı.
Düğün tarihinin açıklanmasıyla birliktedavetliler listesinden Kate’in gelinliğine kadar pek çok ayrıntı, Atlas Okyanusu'nun bu yakasında en az İngiltere’de olduğu kadar merak uyandıracaktı.
Ve düğün günü, yani 29 Nisan gelip çattığında milyonlarca Amerikalı, saat farkından dolayı tatlı uykularından feda edip televizyonlarının başında dakika dakika ‘asrın düğünü’nü seyredecekti.
Ama düğüne bir hafta kala New York Times’ın yayınladığı bir habere şaşırdım doğrusu.
Buna göre Amerikalılar William-Kate düğünüyle hiç de sanıldığı kadar yakından ilgili değildi.
‘Kraliyet Düğünü Pek Çok Amerikalıyı Esnetiyor’ diye başlık atan gazete, CBS televizyonuyla ortaklaşa bir kamuoyu yoklaması yaptırmış, ankete katılanların sadece yüzde 6’sının düğün haberlerini çok yakından izlediğini duyurmuştu.
‘Düğünü bir şekilde yakından izlediğini’ söyleyen yüzde 22’lik kesim de eklendiğinde gerçekten de öyle büyük bir ilginin varolduğu söylenemezdi, bu habere göre...
Ama işin Amerikan medyasıyla ilgili boyutu bambaşkaydı. Basın-yayın organları arasındadüğün haberlerini en iyi şekilde takip edip duyurmak için kıyasıya rekabet yaşanıyordu.
Başta NBC, ABC ve CNN olmak üzere pek çok televizyon kanalı, nişan haberi açıklanır açıklanmaz konuyla ilgili yorum yapabilecek İngiliz kraliyet uzmanlarını kendi saflarına katabilmek için kesenin ağzını açtılar. Görüntüler aynı olacağı için naklen yayınlarını diğerlerinden farklı kılmak isteyen kanal yöneticileri, sözleşme imzaladıkları İngiliz uzmanlara 100 bin dolara varan ödemeler yaptılar.
Televizyon ve gazetelerin ağır topları, günler öncesinden düğün haberleri geçmek için Londra’ya akın ederken, CNN’in düğünü izlemek için gönderdiği yayın ekibindeki kişilerin sayısı 50’yi, NBC’nin ise 200’ü geçti.
Nielsen araştırma grubuna göre, Amerikan medyasında düğünle ilgili yayınlanan haberler de, İngiliz medyasındaki haberlerin sayısını ikiye katladı. Eğlence ve biyografi kanalları, William ve Kate’in hayatını konu alan film ve belgeseller yayınlarken, ‘hava durumu da düğün haberinin önemli bir parçası’ diyen Meteoroloji Kanalı bile, bu konuda özel programlar hazırladı.
Peki Amerikalıların ilgi eksikliğini gösteren anketlerle, medyanın olağanüstü ilgisi arasındaki çelişkiyi nasıl açıklamalı?
Ya Amerikan halkı ile medyası arasında büyük bir uçurum var ve medya yöneticileri bundan habersiz, ya da basın-yayın organları, kendilerinin düğünle ilgili duydukları olağanüstü heyecanı halka aktarıp bu şekilde onları da harekete geçirme peşindeler.
Bir başka olasılık da, Amerikalıların düğüne fazla ilgi duymadığına ilişkin anketlerin yanılmış ya da yanıltılmış olması. En azından benim kişisel gözlemlerim ve Amerikalılardan duyduğum anekdotlar, bu yöndeki kuşkularımı doğrular gibiydi.
Evet, düğün günü saatlerinin alarm zilini kuracaklarını ve erkenden kalkıp televizyonlarının başına oturacaklarını söyleyen pek çok Amerikalının yanısıra, bu işle hiç ilgilenmediklerini, hatta tüm bunları saçmalık olarak gördüklerini söyleyenler de vardı.
Ama düğün heyecanı ve Kate hayranlığı, kısa süre içinde okyanusun ötesinden New York’a ve diğer kentlere sıçramakta gecikmedi. New York’lu kuaförler, bir anda Kate Middleton’un saç biçimini yaptırmak isteyen Amerikalılarla doldu taştı.
New York’un ünlü mücevher yapımcılarından Doğal Safir Şirketi’nin internet sitesi de, William’la Kate’in nişanının açıklandığı gün, bir kaç dakika içinde aşırı ilgiden dolayı çöktü. Prens Charles’ın Diana’ya taktığı safir taşlı nişan yüzüğünün benzerini 1982’de satışa çıkaran şirket, bu kez William’ın aynı yüzüğü kendi nişanlısına takmasıyla yeniden popüler olmuştu.
Düğünden hemen sonra yapılan anketler de Amerikalıların yerel saatle gece 03.00’lerde başlayan televizyon yayınını beklenenden daha sıklıkla izlediğini ortaya koydu.
New York’un ünlü Times Meydanı’nda bulunan dev televizyon ekranı, düğünü naklen yayınlarken, ülkenin hemen her yanındaki otel, restoran ve barlarda özel ‘düğün izleme’ partileri düzenlendi.
Konuştuğum Amerikalılarıın büyük bölümü, düğüne olan ilgilerini, halk tabakasından gelmesine rağmen prensin kalbini çalmayı başaran Kate’in peri masalına benzeyen öyküsüyle açıkladılar.
Ayrıca Saray tarafından dışlanan ve genç yaşta hayata veda eden Prenses Diana’nın hazin öyküsünün, bu düğün sayesinde mutlu sonla sonuçlandığını düşünüyordu kimileri...
Bazı sosyologlara göre, Amerikalıların kraliyet düğününe gösterdikleri çelişkili yaklaşımda, İngiliz monarşisine karşı duydukları ‘sevgi-nefret’ ilişkisi rol oynuyordu. Bir yandan bağımsızlıklarını İngiltere’den kazandıkları ve monarşi yerine demokrasiyi seçtikleri için gurur duyan Amerikalılar, diğer yandan kendilerinde olmayan kraliyet kavramının büyüsüne gizli bir hayranlık duyuyorlardı.
Prens William ve Kate’in düğününün, ‘Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine’ diye biten peri masalı misali uzun süre hafızalarda kalacağı kesin.
Amerikalıların bundan sonra yeniden masal dünyasına yolculuk yapmak için, Prens Charles ya da William’ın tahtı Kraliçe Elizabeth’ten devralma törenini beklemeleri gerekecek.