Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı, 1-7 Mart Muhasebe Haftası dolayısıyla yayınladığı mesajda Muhasebe Haftasını kutlayarak, mesleğin sorunlarının çözümü için çağrıda bulundu.
TÜRMOB çatısı altında örgütlenen, ülke genelindeki 76 serbest muhasebeci mali müşavir odası ile 8 yeminli mali müşavir odasına kayıtlı 90 bin meslek mensubu, 17 bin stajyer, büro çalışanları ve aileleriyle birlikte sayısı 500 bini geçen muhasebe camiasının çeşitli etkinliklerle Muhasebe Haftasının 23’üncüsünü kutlayacağını belirten Sanlı, “Bugün ticaret, sanayi ve hizmet sektörünün defterlerini tutan, finansal tablolarını hazırlayan, bunların yanı sıra muhasebe ile ilgili konularda inceleme, tahlil, denetim, tasdik, rapor, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapan meslektaşlarımız, ağır iş yükü altında başka iş kollarında örneği az bulunur büyük sorumluluk gerektiren bir zeminde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bir yandan haksız rekabetle boğuşan, öte yandan kurumsal yapılarını kurma çabası içindeki meslektaşımız şimdi yeni sorunlarla karşı karşıyadır” dedi.
“BAĞIMSIZ DENETİMDE DRAMATİK TABLO”
TÜRMOB Genel Başkanı Sanlı, bağımsız denetim ile ilgili gelinen noktanın emek hırsızlığı seviyesine ulaştığını ifade etti. Sanlı, “Ülkemizin ticari yaşamını ve sayıları yarım milyonu aşan işletmeyi, rekabet, şeffaflık ve denetlenebilirlik anlamında doğrudan ilgilendiren, şirketlerde demokrasi ve uluslararası ticari hayatın parçası olma ideallerinin gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak bağımsız denetimde gelinen aşama çok dramatiktir. Ayrıca, meslektaşlarımızın gelecek ve ekmek kavgasını doğrudan ilgilendiren ve artık emek hırsızlığı seviyesine ulaşan bağımsız denetim konusunda yapılan son dakika düzenlemeleri nedeniyle de meslektaşlarımız hem hayal kırıklığı hem de büyük tepki içindedir. Kamu Gözetim Kurumu (KGK) nezdinde yaptığımız pek çok girişimimizin ve 13 Haziran 2012’de basın ve kamuoyuna açıklanan mesleki taleplerimizin hiçbir şekilde dikkate alınmaması bizleri son derece üzmüştür. Mesleki örgütlerimizin pasifize” edilmesi, adeta yok edilmesi anlamına gelebilecek girişimler, KGK’nın yayınladığı onlarca sayfa ve 51 maddeden oluşan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nde bir kez dahi TÜRMOB adının geçmemesinden de açıkça görülmektedir. Bu anlamda tepkimiz, konusunda uzman akademisyenlerce hazırlanan program dahilinde TÜRMOB’un yürüttüğü ve Türkiye genelinde 45 bin meslektaşımızın, yüzlerce saati aşarak, gece gündüz, kar-kış, hafta sonu demeden katılarak ve akıllı dijital eğitim kartı takip sistemiyle başarılı bir şekilde gerçekleştirilen Bağımsız Denetim Eğitimleri’nin göz ardı edilmesine de yöneliktir. Oysa bugün meslektaşlarımıza, denetçi olabilmeleri için maliyeti milyonlarla ifade edilebilecek ikinci bir eğitim dayatılmaktadır. Meslektaşlarımızın ve esasen ülkemizin kaynakları bu kadar kolay heba edilmemelidir. Meslek mensuplarımız zaten sahip oldukları ve eğitimini aldıkları konular için ayrıca bir maliyete katlanmamalı, bu kaynaklar kurumsallaşma yolundaki altyapılar için kullanılmalıdır” diye konuştu.
“YENİ YÖNETMELİĞE İHTİYAÇ VAR”
KGK’nın tüm bu gerçeklerden uzak, sebep sonuç ilişkileri üzerine etkin bir biçimde oturtulmayan Bağımsız Denetim Yönetmeliği ile Türkiye’nin arzuladığı hedeflere ulaşmakta zorlanacağını savunan Sanlı, “Bu aşamada, yeni bir yönetmeliğe ihtiyaç olduğu açıktır ve siyasi iradenin inisiyatifi ile mevcut Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin ortaya koyduğumuz talepler doğrultusunda KGK ile TÜRMOB ilişkisini kuran, uyum ve işbirliği içinde çalışmalarını sağlayacak şekilde düzeltilmesi gereklidir.
Düzeltilecek yönetmelikte; denetim yapacak serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirlere sınav zorunluluğu getirilmemeli, zira bu sınavlar mesleğe giriş ve kabul aşamasında dünya standartlarında uygulanmaktadır. Mesleki eğitim, ücretlendirme, denetim ve disiplin gibi Birliğimizin kuruluş yasasında yer alan yetki ve sorumluluk alanlarına müdahale edilmemeli, gerekli durumlarda TÜRMOB ile işbirliği yapılmalıdır. TÜRMOB eğitimleri değerlendirilmeli ve kabul edilmelidir. Harç, hizmet bedeli, mühür ve benzeri konularda yasal dayanağı olmayan yet¬kilerin kullanılmasından vazgeçilmelidir. Paydaşların katılımına ve denetimine açık bir yönetim tarzı sergilenmelidir” şeklinde konuştu
“90 BİN MESLEK MENSUBUNUN TECRÜBESİNDEN YARARLANILMALIDIR”
Muhasebe Haftası öncesinde, Türkiye ekonomisinin gelişmesi, vergi bilincinin arttırılması ve tabana yayılması anlamında Vergi Haftası’nın kutlandığını hatırlatan Nail Sanlı, ekonomi yönetiminin, bugünlerde özellikle kayıt dışı ile mücadeleyi performans kriteri olarak belirlediğini ve orta vadeli planlarının omurgasına oturttuğunu kaydetti. Sanlı, Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da bu alandaki projeleri hayata geçirmeye çalıştığını anımsatarak açıklamasına şöyle devam etti:
“Biliyoruz ki kayıt dışı ekonomi yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvettir. Haksız rekabet ve haksız kazançtır. Borçlanmak ve dışa bağımlılıktır. Yüksek faiz ve enflasyondur. İşsizlik ve yoksulluktur, eğitim ve sağlıkta fırsat eşitsizliğidir. Adaletsiz gelir dağılımıdır ve hukuksuzluktur. Bu tespitlerden de anlaşılacağı üzere kayıt dışı ekonomi ile mücadele esastır ve vazgeçilmezdir. Bu nedenle; biz de yıllardır adaletli vergi toplanıp tabana yayılması ve kayıt dışı ekonomi ile mücadele için hep bağımsız denetim konusunun önemine vurgu yaptık. Denetim, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun (IFAC) da kabul ettiği ve meslek yasamız kapsamında yaptığımız bir iştir, ayrı bir meslek değildir. Denetim için, ülkemizdeki 90 bin yetkin meslek mensubunun mesleki tecrübesinden yararlanılmalıdır. Bağımsız denetim yapabilecek bu güç ve birikim ortada iken, bundan yararlanılmaması bağımsız denetimden beklenen faydayı sağlamayacak, ekonomiyi kayıt altına alma iddiasının hayata geçmesi mümkün olmayacak ve yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) felsefesi ile de uyum sağlamayacaktır. Meslektaşlarımızla işbirliği sağlamayacak bir yaklaşım, yeni TTK’nın beklenen hedeflerden de sapma yaratırken, yıllarını bu mesleğe adamış, yetkin, fedakâr meslektaşlarımız ile bu mesleği yapacak binlerce genç meslektaşın güvenini zedelemek ve küstürmekten başka bir sonuç da yaratmayacaktır. Özetle, geçmişte mali idarenin, vergi afları sonrası seferberliğine işgücü olarak en büyük desteği veren meslek camiamızın özverili büyük gücüne, bugün de kayıt dışılığın önlenmesi noktasında Türkiye ekonomisinin zorunlu ihtiyacı vardır.”
ÇÖZÜM BEKLEYEN TALEPLER
TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı, muhasebe meslek camiasının çözüm beklediği sorunlar ve taleplerini bir kez daha vurgulayarak, “Gereksiz iş yükü hafifletilmelidir. Bilgi amaçlı bildirimlerdeki özel usulsüzlük cezalarına son verilmelidir. Müşteri Bildirim Listeleri kaldırılmalıdır. Denetim sürecinde; yetki belgeleri ve ruhsat harç bedelleri kaldırılmalıdır. E-beyanname şifresi mükellefe değil, meslek mensuplarına verilmelidir. Vergi Usul Kanunu Mükerrer 227’inci maddesindeki beyanname imza yetkisi eksiksiz uygulanmalıdır. Son dönem geçici vergi beyanları, Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile birleştirilerek kaldırılmalıdır. Meslek mensubunun KDV yükü azaltılmalıdır. Serbest meslek uygulamasında Gelir KDV çelişkisi düzeltilmelidir. Ücret tarifesinin yayınlanması meslek örgütüne bırakılmalıdır. Tasdik ve iade işlemlerinden doğan sorumluluklar düzeltilmelidir. Ülkemizde, eğitim ve diğer konularda gerçekleştirilen aflar gibi sınav mağdurlarına ek sınav hakkı verilmelidir. Seçme ve seçilmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bu çağrımıza duyarsız kalınmamasını talep ediyoruz. Sorunların üstesinden gelebilmek için dün olduğu gibi Muhasebe Haftası ve sonrasında da dayanışmamızı, birlikteliğimizi artırarak devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz