1. Balkan Ülkeleri Nükleer Tıp Kongresi Basın Toplantısı

Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından 24. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi ve 1. Balkan Ülkeleri Nükleer Tıp Kongresi ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi.

Antalya Belek'te Susesi Oteli Kongre Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısına TNTD Başkanı Prof. Dr. Ömer Uğur, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Seyfettin Ilgan, Genel Sekreter Doç. Dr. Cüneyt Türkmen, Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Özlem Kapucu, Kongre Sekreteri Doç. Dr. Nuri Arslan katıldı. TNTD Başkanı Uğur, Türkiye'de nükleer tıp alanında yılda yaklaşık 500 bin hastaya tanı ve tedavi uygulamaları yapıldığını söyledi. Tedavi sürecinde özel hazırlanmış ilaçlar kullandıklarını ifade eden Uğur, "Bu verdiğimiz ilaçlar akıllı ilaçlar. İlaçlar damar ve ağız yolu ile verildikten sonra hastalık dokularda tutuluyor, normal dokulara çok az zarar vererek tedavi uygulanıyor" dedi.

Son yıllarda nükleer tıpta en gelişmiş yöntemlerin hibrid görüntüleme cihazları olduğunu kaydeden Uğur, bunların PET BT ve PET MR cihazları olduğunu bildirdi. Türkiye'ye son 6 yılda getirilen PET BT cihazlarının sayısının 82'ye ulaştığını söyleyen Uğur, "Edirne'den Van'a kadar tüm Türkiye coğrafyasında bu tanı görüntüleme yöntemi kullanılıyor. Tedavi yöntemleri de özellikle üniversite ve devlet hastanelerinde olmak üzere kullanılıyor. Başta tiroit kanseri olmak üzere karaciğer kanseri, lenf bezi kanseri,

eklem hastalıklarında nükleer tıp tedavi yöntemleri uygulanıyor" diye konuştu.

Nükleer tıbbın hamile ve çocuklarda uygulanmasını tavsiye etmediklerini ifade eden Uğur, "Hamile hastalarda hayati bir tehlike olmadığı müddetçe uygulamıyoruz. Çocuk hastalarda da uygularken çok dikkat ediyoruz. Çünkü anne karnındaki bebekler ve çocuk hastalar radyasyona en duyarlı hastalar. Bu hastalarda çok önemli hayati bir tehlike olmadığı müddetçe kesinlikle radyasyon vermek istemiyoruz" dedi.

NÜKLEER TIP TANI VE TEDAVİSİ SGK TARAFINDAN KARŞILANIYOR

Bütün nükleer tıp tanı ve yöntemlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılandığını belirten Prof. Dr. Uğur, "Eğer bir kişi sosyal güvenlik kapsamındaysa Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşlarında nükleer tıp merkezlerinde yaptıracağı tanı ve tedavi uygulamalarını Sosyal Güvenlik Kurumu karşılıyor" dedi.

Türkiye'de nükleer tıp endüstrisinin ürettiği ilaçların üst düzeyde olduğunu da söyleyen Uğur, "Bu radyoaktif ilaçlar Balkanlar'a ve Orta Doğu'ya ihraç ediliyor. Birçok Balkan, Orta Doğu ülkesinde ve Türk Cumhuriyetleri'nde Türkiye'deki endüstri firmalarının ürettiği bu radyoaktif ilaçlar hastalara uygulanıyor" şeklinde konuştu.

Eskiden bu tedaviyi almak için vatandaşların yurt dışına gittiğini ifade eden Uğur, şu anda nükleer tıp tedavi yöntemlerinin hepsinin Türkiye'de uygulandığını, hatta yurt dışından da hastaların tedavi için Türkiye'ye geldiğini belirtti.

"ALZHEİMER'İN ERKEN TESPİTİ MÜMKÜN"

Alzheimer hastalığının erken dönemde tespiti ile ilgili bilgi veren Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Özlem Kapucu ise, hafif bilimsel bozukluk döneminde hastanın genel durumunu belirli bir seviyede tutmanın mümkün olduğunu söyledi. Bunun için hastalığın mutlaka erken dönemde tespit edilmesi gerektiğine değinen Kapucu, "Türkiye'de yapılmaya başlanacak olan amiloid görüntüleme çalışmasının bu hastalığın erken dönemde yakalanmasını ve yapılan erken tedavilerden sonra uzun bir zaman daha kaliteli hayat yaşama imkanına kavuşacağını da düşünüyoruz" dedi.

Türkiye'de yaklaşık 80 tane PET merkezinin olduğunu ifade eden Kapucu, bu merkezlerin her birinde tedavi yönteminin uygulanabileceğini, ama deneyimli okuyuculara ihtiyaç olduğunu belirtti. Bu tedavinin kullanımının yeteri kadar bilinmediğini söyleyen Prof. Dr. Kapucu, "Hem klinisyenler hem de nükleer tıp uzmanları tarafından eğitim faaliyetlerini geliştirmeğe çalışacağız" diye konuştu.