57 yaşındaki Fatma Bayram ve 51 yaşındaki Hikmet Yılmaz. İkisi de yaşamın kıyısında kendilerine hayat verecek bir karaciğer bekliyor ama telefonları bir türlü çalmıyordu. Umutları iyice tükenmek üzereydi ki, hayata tutunmalarını sağlayacak organın bulunduğu haberini aldılar. Üstelik kadavradan nakil yapılacak karaciğer hayli büyük olduğu için iki hastaya da hayat vermeye yetiyordu! Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi ekiplerince dünyada çok az merkezin uygulayabildiği bir yöntemle gerçekleştirilen başarılı nakil ile Fatma Bayram ve Hikmet Yılmaz hayatlarının son durağında yeniden hayata dönmenin mutluluğunu yaşıyor şimdi… Mynet.com’un özel haberi.
“Kadavra çıktığı söylendiğinde bardak elimden düştü” diyor Hikmet Yılmaz. “O bekleme süreci çok zordu” diyor Fatma Bayram. Onlar organ nakli listesinde kendilerini hayata döndürecek karaciğer bekleyen hastalardan sadece ikisi. Ama aslında şanslı olanları. Zira ülkemizde kadavradan organ bağışının son derece az olması nedeniyle pek çok hastanın telefonu hiç çalmadan hayatlarını kaybediyorlar! Hal böyle olunca kadavradan ‘hayat verecek’ karaciğerin büyük olması durumunda organın en iyi şekilde değerlendirilerek uygunsa iki hastaya takılması sağlanıyor. Hikmet Yılmaz ve Fatma Bayram da böylesi bir paylaşım için uygun hastalardı, bu nedenle Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi ekibi hiç zaman kaybetmeden bu zorlu süreci başarıyla tamamladı.
Dünyada sayılı merkez yapıyor
Organ Nakli Merkezi ekibi gelen karaciğerin yeterince büyük olduğunu görünce iki hastaya da takılabileceğine karar verdi. Karaciğerin ikiye ayrılması ve iki hastaya takılacak olması zaman alacak bir işlem olduğundan bu sürede karaciğerin hasar görmemesi gerekiyordu. Karaciğer titiz bir şekilde ortadan ikiye ayrıldı; ilk ameliyat 6 saatte bitirildi. İlk ameliyat henüz bitmişti ki ikinci hasta ameliyata alındı. Son derece hızlı bir şekilde onun da karaciğeri çıkarılarak kadavra karaciğerin diğer yarısı ona nakledildi. Dünyada çok az merkezin uygulayabildiği bir yöntemle yapılan bu ameliyatların süresi toplam 17 saat sürdü. İki hasta da sağlıklarına kavuşmuş olarak taburcu edildi.
“Bekleme süreci çok zordu”
57 yaşındaki Fatma Bayram’ın hastalığı 10 yıl önce başlamış ama iki yıl önce siroz tanısı konulmuş. Kan verme sırasında ise sarılık bulaştığı söylenmiş. Halsizlik ve sürekli uyku haline bilinç kayıpları eklenmiş. Organ bekleyenler listesine adı yazılmış. Ailece seferber olmuşlar. Üç kardeşi, çocukları, damadı hatta 17 yaşındaki torunu bile verici olmak istemiş. Ama Fatma Bayram kadavradan nakil olmayı beklemiş. “Bekleme süreci çok zordu” diyen Fatma Bayram’ın 39 yaşındaki kızı Asiye Bulut’un telefonu çalmış sonunda; “Size kadavra çıktı dediklerinde ben inanamadım, telefonu eşime verdim” diyor Asiye Bulut.
Üç ayda organ bulmanın şaşkınlığı
51 yaşındaki Hikmet Yılmaz’ın hastalığı ise yedi ay önce başlamış. Ayaklarında ve midesinde şişlik, halsizlik, iştahsızlık ile belirti vermiş. Tetkikler sonunda alkole bağlı siroz teşhisi konulmuş. Nakil olması gerektiği söylendiğinde ailesinden karaciğerini vermek isteyenler olmuş ama kan grupları tutmayınca kadavra listesine yazılmış. Hikmet Yılmaz “Çok şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü üç ayda kadavra çıktı” derken o anı şöyle anlatıyor: “Kahvaltı yapıyorduk, telefon çaldı. Kadavra çıktığı söylendiğinde bardak elimden düştü. ‘Bir karaciğer var iki kişiye takılacak’ denildiğinde inanamadık. Sevinçten hızlıca hastaneye geldik. Hemen ameliyata girdim ve nakil olduk. Allah’a çok şükür şu an iyiyim.”
Bir gün önce vefat etti!
Fatma Bayram’a ve Hikmet Yılmaz’a hayat veren karaciğer aslında organ nakli sırasında bekleyen bir başka hastaya nakledilecekti. Ama hastanın ömrü daha fazla beklemeye yetmedi! Tıpkı organ nakli sırasında yitip giden nice canlar gibi. Kendine hayat verecek karaciğerin bulunduğu haberini alamadan, tam da bir gün önce hayata gözlerini yumdu. Ona nakledilmesi planlanan karaciğer Fatma Bayram ve Hikmet Yılmaz’a nasip oldu, hayat verdi...
Yarım karaciğerle hayata tutundu!
Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Salih Gülten, bağışlanan organın büyük olduğunun tespiti üzerine iki hastaya nakledildiğini belirterek “Listemizin ilk sırasındaki hastanın karnına sığmama ihtimali ortaya çıkınca ikiye ayrılarak kalan parçanın bir parça hastaya nakledilmesi gerektiğini düşündük. İkinci sıradaki hastamız da yarım karaciğerle hayata tutunabilecek boyutlardaydı. Sağlık Bakanlığı da durumu olumlu karşılayınca iki hasta da başarılı şekilde nakil oldu” diyor. Kimsenin ‘benim başıma gelmez’ diye düşünmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Salih Gülten, kadavradan organ bağışı konusunda duyarlılığın artırılması için toplumun tüm kesimlerine görev düştüğünü söylüyor.