1 Mayıs Taksim yasağı Anayasa Mahkemesi'nin gündeminde

1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'nın Taksim'de kutlanmasının yasaklanması Anayasa Mahkemesi'nin gündemine taşındı.

ANKARA (ANKA) - 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'nın Taksim'de kutlanmasının yasaklanması Anayasa Mahkemesi'nin gündemine taşındı. Avukat Sedat Vural, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek "Taksim" yasağının kaldırılmasını talep etti.

1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'nın bu seneki kutlamalarının Taksim'de yapılmasına İstanbul Valiliği onay vermedi. Sendikalar ile valilik arasındaki söz düellosu devam ederken Avukat Sedat Vural, yasağı hak ihlali olarak değerlendirdi ve Anayasa Mahkemesi'nin gündemine taşıdı. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine atıfta bulunulan başvuruda, AİHM'in DİSK-KESK/Türkiye, Anayasa Mahkemesi'nin twitter kararları hatırlatıldı.

Reklam
Reklam

Başvuruda, "Başbakan ve İstanbul Valisinin temel görevi; Anayasal haklarını kullanan yurttaşlarının, bu haklarını kullanımını kolaylaştırıcı önlemler almak, Taksim Meydanı'nda yasal İşçi Bayramı'nın kutlanması ve şahsım ile diğer katılanların can güvenliğinin korunmasını sağlamaktır. Yoksa keyfi emir ve talimatla Anayasal Görev suçu olan Toplumsal Barışı ve Kamu Düzenini bozmak değildir" denildi.

-ANAYASAYA VE AİHS AYKIRIDIR-

İç hukuk bakımından AİHS'nin hükümleri ile AİHM kararlarının bağlayıcılığı bulunduğu ve gereklerini yerine getirmenin Anayasal bir zorunluluk olduğunun vurgulandığı başvuruda, "Önce İstanbul Valisinin en son Başbakanın AKP Meclis Grubunun 22 Nisan 2014 tarihli toplantısında yaptığı konuşma ile yasal 1 Mayıs işçi bayramının Taksim Meydanı'nda kutlamasına izin verilmeyeceği açıklanmıştır. Bir hukukçu (Avukat) olarak biliyorum ki; AİHM bir çok Anayasa mahkemesi son kararında, itirazıma konu yasal dayanağı olmayan fiili uygulamalar ve bu uygulamalar karşısında iç hukukun etkisiz olması nedeniyle, AİHS'nin, İfade Özgürlüğü başlıklı, 10., Örgütlenme ve Toplantı Özgürlüğü başlıklı 11. maddesine aykırılık içerisinde değerlendirilmekte ve hüküm kurulmaktadır. Aynı hükmün tarafımca açılan davada da uygulanmasını talep etmekteyim. Açıkça hukuka aykırı ve telafisi imkansız zararlara neden olunmaması için ivedilikle uygulamanın durdurulmasına karar verileside hukuksal ve toplumsal zorunluluktur" denildi.

Reklam
Reklam

-TEDBİREN DURDURMA İSTEMİ-

Hukuk devleti kavramının, Türkiye içinde egemenliğin bağsız, koşulsuz ve denetimsiz biçimde kullanılmasına karşı tepki olarak doğduğunun vurgulandığı başvuruda, hukuk devleti yönetiminin karşıtının keyfi devlet yönetimi olduğunun altı çizildi. Başvuruda, "Parlamentoda sayı çokluğu, hukuk devletinde haklı olmanın göstergesi ve gerekçesi değildir. Parlamento, yasama ve denetleme sürecinde oy çokluğuna ve siyasal güce dayanarak, Anayasaya, Hukuka, Hukukun Genel İlkelerine, Anayasal Teamüllere aykırı olarak kararlar alamaz. Yasama organı gibi öbür organ ve makamlarda Anayasaya ve Hukuka uygun çalışmak zorundadırlar. Aksi halde, hukuk dışına çıkar ve meşruiyetini yitirir. "Ben yaparım, benim gücüm var' demek ve bu düşünce ile gerek yürütmede, gerekse yasamada uygulamaya girişmek ve kararlar almak, demokratik hukuk devletinin kabul edemeyeceği bir uslup ve eylem şeklidir" değerlendirmesine yer verildi. Başvurunun kabul edilmesinin istendiği dilekçede 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasına engellenmesine ilişkin karara tedbiren durdurulması istendi.

Reklam
Reklam