10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü

Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde görevli psikolog Cenk Uğur, şizofreni hastalarının topluma kazandırılması gerektiğini vurguladı.Uğur, "Dünya Ruh Sağlığı Günü" dolayısı ile yaptığı açıklamada, ruh sağlığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesini ve bu alanda yaşanan sorunlara kamuoyunun dikkatinin çekilmesinin önemine değindi. Gün dolayısı ile 2014 yılı için seçilen konunun ‘Şizofreni ile yaşamak’ olduğunu anlatan Cenk Uğur; “Şizofreni; düşünüş, duyuş ve davranışlarda önemli bozuklukların görüldüğü, hastanın kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında yaşadığı, genellikle gençlik çağında başlayan bir ruhsal hastalıktır. Şizofrenide genetik faktörlerin rolü iyi tanımlanmış olmakla beraber, bu hastalık yalnızca kalıtımsal faktörlerin değil, birçok koşulun bir araya gelmesi ile oluşur. Bu belirtiler en az bir ay sürmüş olmalıdır. Bu güne kadar şizofreninin ana kökeni ve tam tedavisi bulunamamıştır. Tedavi şekilleri semptom tedavisinde, akut krizlerin tekrar ortaya çıkmasını engellemek ve kişinin bozukluğa rağmen kişilik gelişimini desteklemek içindir. Şizofreni tedavisi dört önemli başlık altında özetlenebilir; ilaçla tedavi, psiko- ve sosyoterapi, psiko-bilgilendirme, aile desteği. Uzun süre ruh sağlığı hastanelerinde tutulması anlayışı, bu hastaların toplumdan uzaklaşmasına, sosyal işlevselliklerinin ve mesleki becerilerinin azalmasına, bunların sonucu olarak damgalanmalarına ve dışlanmalarına neden olmaktadır. Toplumsal yaşam içerisinde yeterince yer alamayan, yaşamlarını sürdürecek sosyal beceri ve mesleki uğraşılardan yoksun kalan bu hastalar, hem ailelerine ve hem de topluma büyük yük haline gelmektedir. Bu toplumsal soyutlanmanın ve sonuçlarının önüne geçilmesi için hastanın evinde, çevresinde ve işyerinde temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamayı, sorunlarıyla başa çıkma becerilerini geliştirmeyi kısacası toplum içinde tedavi hedefleyen anlayışın ülkemizde hızla geliştirilip yaygınlaştırılmasına ihtiyaç vardır. Böylece şizofreni hastalarının kendilerini toplum içerisinde bağımsız bir birey olarak algılaması ve üretken bir rolde hayatını sürdürmesi sağlanabilir” diye belirtti.