10 Maddede Bu Dünyadan Olmadığı Çok Belli Olan Güzellik: Charlize Theron

Bu sene Mad Max: Fury Road ile hepimizi kendine tekrar aşık eden Charlize Theron'un inanılması zor hayatını şöyle bir derleyelim dedik. 10 maddede Theron, şu şekilde!

Charlize Theron 7 Ağustos 1975'te Güney Afrika'nın Benoni şehrinde doğdu. Gerda Aletta ve Charles Theron'un tek çocuğuydu. Theron'un gençlik yılları hiç de makul geçmedi. Henüz 16 yaşındayken Theron'un annesi kendisine saldıran alkolik babası Charles'ı vurup öldürdü, fakat nefsi müdafaadan dolayı ceza almadı.

Bebekken annesinin sütüne alerjik olduğu için dişleri dökülen ve iki ön dişi olmadan büyüyen Theron, sonradan çok güzel serpildi. Menajerlerin dikkatini çeken Theron, liseden mezun dahi olmadan bir modellik anlaşması imzaladı ve bir sene boyunca Avrupa'nın farklı yerlerinde mankenlik yaptı.

Reklam
Reklam

17 yaşında annesiyle New York'a taşınan Theron, orada Joffrey Bale Okulu'nu kazandı, fakat dizi sakatlanınca bırakmak zorunda kaldı. O sıralar penceresiz bir bodrum dairesinde yaşayan Theron, hayatının o dönemini "dev bir depresyon" olarak tanımlıyor.

Hayatında önemli bir figür olan annesinin gazlamasıyla 19 yaşında Los Angeles'a aktör olmak için tek yönlü bir bilet alan Güney Afrikalı aktris, uzun zaman geçmeden keşfedildi. Annesinin yolladığı harçlık çekini bozdurmak için bankacıyla kavga etmeye başlayan Theron, bu sırada orada olan yetenek avcısı John Crosby'nin çok ilgisini çekti ve Crosby kısa süre içinde menajerliğini üstlendi.

Crosby ona devamlı seksapelini kullandırtan filmler önerince bıkıp adamı kovan Theron, bir süre sonra ilk ciddi rolünü 1996 tarihli 2 Days in the Valley filmiyle yakaladı. O rol ona ciddi bir ilgi getirdi ve sonrasında The Devil's Advocate, Mighty Joe Young ve The Cider House Rules gibi filmlerde oynadı.

2000 senesi Theron için büyük bir patlama oldu. O sene toplam dört filmde gözüken Güney Afrikalı güzel, Reindeer Games, The Yards, The Legend of Bagger Vance ve Men of Honor ile ciddi bir sükse yaptı. O dönem yönetmenlerin gözdesi hâline gelmişti Theron ve bundan sonuna kadar faydalandı.

Reklam
Reklam

Theron'un kariyerini değiştiren rol ise 2003 yılında geldi. Seri katil Aileen Wuornos'u oynadığı Monster filmiyle Oscar'ı kazanan Theron'un o performansı için Roger Ebert "sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi performanslarından biri" tabirini kullanmıştı. Theron bu başarısını North Country ve Aeon Flux gibi filmlerle takip etti.

2008 senesinde Hancock'ta oynayan Theron bir sene sonra ülkesinde düzenlenecek 2010 Dünya Kupası'nın yüzlernden biri olacaktı. İlginçtir, Theron kura provaları sırasında Fransa yerine o dönem baya tartışmalı bir şekilde play-off'larda elenen İrlanda'yı şaka olarak seçmiş, bu da FIFa yetkililerini ciddi bir panik moduna sokmuştu.

Sinemaya üç yıllık bir ara verdikten sonra 2011'de Young Adult ile dönüp, Altın Küre'ye aday olan Theron, bir sene sonra da Snow White & The Huntsman filminde kötü kraliçeyi oynadı, dünyanın her yerinden insanlar ayna Theron'un yüzüne bakıp "Kristen Stewart senden güzel" deyince inanamadı.

Huntsman'dan sonra Prometherus'da oynayan Theron, A Million Ways to Die in the West ile bizi güldürdükten sonra, bu senenin açık ara en iyi filmi Mad Max: Fury Road'un muhteşem Imperator Furiosa'sını oynadı. İnşallah başımızdan eksik olmaz, daha çok Furiosa'lar çıkartır önümüze!

Reklam
Reklam