Hiddleston 9 Şubat 1981 tarihinde, Londra'nın Westminister semtinde doğdu. Annesi Diana Patricia bir sanat yöneticisiydi, babası James Norman ise kimyagerdi. Hiddleston'ın ablası Sarah, Hindistan'da gazeteci oldu, küçük kız kardeşi Emma ise ağabeyi gibi oyunculuk yapıyor.
Hiddleston'ın akademik kariyeri başarılarla dolu. İngiliz aktör Birleşik Krallık'ta "hazırlık okulu" denilen dönem için Ada'nın en ünlü okullarından Dragon School'a kabul edildi. 13 yaşındayken de yatılı olarak Eton College'a geçti. Üniversitede ise Cambridge'i tercih etti ve Klasik Filoloji bölümünü onur öğrencisi olarak bitirdi.
Burada durdu mu? Haşa. Hiddleston Cambridge'deki ikinci döneminde Arzu Tramvayı'nda oynarken bir menajer tarafından keşfedildi. Oradan 2005 yılında mezun olacağı Kraliyet Dramatik Sanatlar Akademisi'ne geçiş yaptı.
Hiddleston öğrenciyken ekmeğini çıkarmak için çalışanlardan, ama pek çoğumuz gibi garsonluk ya da yarı zamanlı stajyerlik yapmadı. Kendisi TV'ye odaklandı. Öğrenciliği sırasında Nicholas Nickleby, Conspiracy ve Winston Churchill'in oğlu Randolph'ı oynadığı The Gathering Storm gibi televizyon yapımlarında yer aldı.
RADA'dan mezun olduktan sonra Hiddleston ilk film rolünü kapmakta gecikmedi. Joanna Hogg'un ilk uzun metraj filmi Unrelated'da Oakley'yi canlandıran Hiddleston'ın kardeşi Emma da filmin kadrosundaydı.
Joanna Hogg ile iyi anlaşan Hiddleston, yönetmenin bir sonraki filmi Archipelago'nun başrolünü kaparken, bir yandan da TV'de aktif kalmaya devam etti. Wallander, Suburban Shootout, Miss Austen Regrets, Return to Cranford ve Casualty'de oynayan aktör, 2010'da kendisini meşhur edecek rolü kaptı: Loki.
Hiddleston'ın hayatını değiştiren rol, dahaö nce Ivanov ve Wallander'da beraber çalıştığı Branagh sayesinde geldi. Kenneth Branagh, Marvel yöneticilerini aslen Thor için seçmelere katılmış olan Hiddleston'ı Loki olarak seçmeleri için ikna etti. Hiddleston bugüne bugün Branagh'nın kendi üzerindeki hayat değiştirici etkisini anlata anlata bitiremiyor. İngiliz aktör, aynı rolü bir sene sonra The Avengers filminde, bu sefer Joss Whedon ile canlandırdı, ve söylemeye gerek yok, efsaneler efsanesi bir iz bıraktı.
Hiddleston bir yandan Thor ve The Avengers ile gişe gücünü sağlamlaştırırken, bir yandan da prestij filmlerini unutmadı. 2011 ile 2012 arasında her biri ayrı ödüllü olan Midnight in Paris, War Horse ve The Deep Blue gibi filmlerde yan roller aldı. Avengers'dan sonra da durmadı, Shakespeare oyunları, BBC dizileri ve TV filmleri gibi rollerle repertuarını çeşnilendirdi.
Hiddleston boş durmayı sevmeyen bir aktör. Kariyerinin başından bu yana kendine zaman ayırdığı bir anı bile yok neredeyse. 2006'da bir belgesel seslendirdi, 2012'de iTunes'da onun sesiyle aktarılan şiir ses kitapları çıktı ve 2014'te Jaguar arabalarının reklam yüzü oldu.
Kendini bir feminist olarak addeden Hiddleston, bu senede boş duracak gibi durmuyor. Crimson Peak, High Rise ve I Saw the Light filmleri haricinde gelecek sene televizyonda yayınlanacak The Night Manager'ın başrolünde oynayacak. Bir yandan da tiyatro yapıyor, hayır işlerine koşturuyor... Anlayacağınız süper bir insan olmayı, bir an bile bırakmıyor!