Ancak okul öncesi ve ilkokul yıllarında gerçekleştirdiği birtakım etkinlikler, çocuğun "somut düşünce"ye geçişine yardımcı olmaktadır. Somut düşünce; çocuğun duyu organlarıyla algılayabildiği her şey ve bu şeyler üzerinde çok boyutlu olarak düşünebilme yetisidir. Somut düşünebilme evresinde olan çocuk, ona gelen somut bilgileri sistemli ve mantık çerçevesinde işleyebilir. Görebildiği çevre ve olaylar arasında ilişki kurar ve sayı, hacim, mekan, boyut, zaman, uzaklık kavramlarını olaylara yerleştirmeye başlar. Bu dönemdeki bir çocuğun düşünce yapısının başlıca özelliği "gruplama" yetisine sahip olmasıdır. Bu yetiden de "sıralama, sınıflama, değişmezlik, serileme, sayı ve mekan" gibi kavramları oluşturur. Zihnin somut dönemi olarak bilinen bu evre, zihinsel işlem yapma yeteneğinin henüz gelişmediği dönem ile bu zihinsel işlem yapabildiği döneme geçiş dönemidir. Mantığın devreye gireceği bir dönemdir.
İlkokul çağındaki çocuklar kararlarını verir iken, gözlemlerden ve mantıksal sonuç çıkarmalardan oldukça çok yararlanırlar. İlkokul çağının son yıllarında çocuğun düşünce sistemindeki değişim göze çarpar. Çocuk artık görünenlere değil, eşya ve olayların görülmeyen yanlarını da içine alan bir düşünme şekline sahip olur. 11 yaş civarı başlayan soyut düşünme dönemi, bazı örneklerin ötesine geçerek ya da bunlardan ayrı olarak düşünebilme yetisi anlamına gelir. Atasözleri bu düşünce şekline örnektir. Çünkü atasözü, içinde geçen sözcüklerden ziyade daha genel bir ilkeye değinir. Rakamlar da soyut düşünceye örnek oluşturur. Örneğin "9" simgesi dokuz birimlik bir niceliği bildirir. Sözcükler ve kelimeler ise yine başka bir soyut düşünce biçimidir. Görüngülerden ziyade insan zihnini de imgelemler oluştururlar.
Bu evrede çocuk, nesneyi ve olayı görmeden bunlar hakkında düşünebilir ve kavram geliştirebilir. Bu soyut düşünme yetisinin bir getirisidir. Kendi düşüncelerini eleştirmeye ve bunlar üzerinde düşünmeye başlar. Yetişkin insanların düşünme biçimlerinden olan soyut düşünebilme, çocukların gelişiminde oldukça önemli bir yere sahiptir. Soyut düşünce, çocukların kendi iç dünyalarını basitten daha karmaşık bir biçimlerde algılamalarını sağlar. Bir olaydan mantıksal sonuç çıkarmaları, dikkatlerini bir şeye yoğunlaştırma yetenekleri, dikkat ve bellek gibi yetenekleri esaslı ölçüde artar. Çocuklar bu dönemde, tecrübelerine dayanarak olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurmaya ve bu ilişkiyi genel ilkelere uygun şekilde geliştirmeye başlar. Soyut düşünce yeteneği, çocukların öngörü kazanmasına yardımcı olur. Bir olaya kalkışmadan önce olası sonuçlarını göz önünde bulundurmalarını sağlar. Bu gelişimin bir sonucu olarak da, yalnızca kendisi ile ilgili olaylarda değil başlarının yaşadığı olaylardan da kendisine pay çıkararak "Ayşe gözü kapalı yürüdüğü için yere düştü ve alnı kesildi. Ben de gözüm kapalı yürür ise bu olay aynı şekilde benim başıma da gelebilir." şeklinde karşılaştırmalar ve değerlendirmeler yapabilirler. İlkokulun son dönemlerine giren çocuklar artık davranışların temelinde yatan, nedenlerin olduğunu kavramaya başlarlar.Yine çocuklar ilkokulun son dönemlerine yaklaştığında, kendi düşüncelerinden başka kişilerinde düşünceleri olduğu mantığını algılamaya başlarlar.