100 yaşına kadar yaşamak mümkün

Danimarkalı bilim adamlarının yapmış olduğu bir araştırmaya göre, refah seviyesi yüksek olan ülkelerde yeni doğan bebeklerin yarısından fazlasının, 100 yaşına kadar yaşayabileceği belirlendi.

Ekonomik anlamda gelişmiş ülkelerin, hem sosyal hem de sağlık anlamında içinde bulundukları durumun devam etmesi sayesinde yaşayacakları uzun ömür boyunca daha az hastalanacakları ortaya çıktı. Özellikle 2000 yılından itibaren doğan neslin, teknoloji ya da sağlıkta yapılan devrimlerle değil iyi hayat ve sağlık koşulları sayesinde daha uzun bir ömre sahip olacağını belirten yetkililer, bu nedenle Avrupa ülkelerinin nüfusunda düşüş yaşanacağını ve yaş ortalamasının da oldukça yükseleceğini kaydettiler. 2050 yılında Almanya nüfusunu buna örnek olarak gösteren araştırmacılar, devletlerin bu nedenle sağlık ve emeklilik konularında sorun yaşayabileceğine dikkat çektiler.
Az iş, çok dinlenme
Gelişmiş ülkelerin çoğunun emeklilik yaşını daha yukarı çekerek bu soruna çözüm getirmeye çalıştığı belirtilirken, part-time çalışma düzeninin bu soruna büyük oranda fayda sağlayacağı kaydedildi. İşçilerin 60-70 yaşlarındayken bugünden daha fazla çalışmaları halinde kişi başına düşen çalışma saatinin daha da aşağı çekileceğini belirten araştırmacılar, bunun da yaşam süresine etki ettiğini tespit ettiklerini açıkladı. Daha az çalışma süresine karşılık daha fazla dinlenme zamanının, sağlık ve uzun yaşam konusunda önemli bir etken olduğu ve insan ömrünün beklentilerin de üzerine çıkabileceği ifade edildi.
30 yıl uzadı
İnsan ömrünün en az 30 yıl daha uzamasını bekleyen yetkililer, bunun 20’nci yüzyıldan bu yana devam eden bir trend olduğunu ifade etti. En uzun yaşam süresine sahip Japnya, İsviçre ve İspanya’nın sağlık koşullarının iyileştirilmediği taktirde, yeni doğan bebeklerin dörtte üçünün 75 yaşına kadar yaşayabileceği tespit edildi. Ancak aynı bebeklerin sağlık koşulları iyileştirildiği takdirde 100’üncü yaş gününü kutlayabileceği belirtildi.

Reklam
Reklam